Ben mesleğimi seviyorum , ne mutlu ki diyetisyen olmuşum. Bu mesleği seçmemde ablamın yönlendirmesi, tavsiyeleri çok etkili oldu. Tabii Ankara ve Hacettepe Üniversitesi merakını da belirtmeliyim.Nedense her zaman Ankara’da öğrenci olmanın farklı olduğunu söylerim, öğrenci şehridir Ankara. 1962 de bu üniversitede kurulan okulumuz için başta rahmetli Prof. Dr. Ayşe Baysal hocamız olmak üzere tüm emeği geçen hocalarımızı ve üniversite kurucularını sevgiyle, saygıyla anmak isterim. Hepsine sonsuz teşekkürler ...
Diyetisyenlik, büyüme, gelişme ve ömür boyu tüm bireylerin sağlığının korunması, geliştirilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması için beslenme biliminin ilkeleri doğrultusunda bireysel ve toplu beslenmenin plân ve programlarını düzenleyen; besin öğesi, besin ve beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarını araştıran, değerlendiren, çözüm yolları bulan; var olan besin kaynaklarının ekonomi ve sağlık kurallarına uygun olarak kullanılmasını sağlayan, besin denetimini yapan, bu konularda fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik olarak sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi amacıyla bireyi ve toplumu bilgilendiren, bilinçlendiren, doğuştan ve sonradan oluşan hastalıklar ve diğer özel durumlarda tıbbî ve cerrahi tedavilere uygun, doğal ve tedavi edici besinlerin bileşimlerine göre diyet programı plânlayan, eğitim veren , eğitim programlarını plânlayan uygulatan ve izleyen sağlık meslek alanıdır. Kaynak : (Türk Standartı ) 1998 yılına kadar bu mesleği yapabilmek için Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi dışında mezun veren başka bir üniversite bulunmamakta idi.Daha sonraki yıllarda Kayseri Erciyes, Ankara Başkent Üniversitelerinde Beslenme ve Diyetetik bölümleri açılarak mezunlar vermeye başladı. Şimdi yanlış bilmiyorsam Kıbrıs’ta dahil olmak üzere 50-55 civarında üniversitede diyetisyen yetiştiriliyor.Ayrıca 1969 yılında kurulan sadece diyetisyenlerden oluşan Türkiye Diyetisyenler Derneği Ankara’da faaliyetlerini sürdürmekte.
Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de donanımlı öğretim üyeleri bulmak zorlaştı. Zira okulumuzun müfredatında temel fizik, kimya, biyoloji dersleri üzerine tıp derslerinin yanı sıra mesleki teorik ve staj ( hastane, dış kurumlar ) ağırlıklı, pratik dersler almak zorundasınız.Böyle olunca yeni üniversitelerde öğrenci arkadaşlarımıza yeterli bilgi aktarmak için öğretim elemanlarına ihtiyaç her geçen gün artmakta . Mezun olan yeni meslek taşlarımızın iş hayatına atıldıklarında sıkıntı yaşamamaları için çok çaba sarf ederek sürekli okumaları ve araş tırmaları gerekiyor... Bizim mesleğimiz sağlıklı bir nesil yetiştirmek için koruyucu sağlık hizmetlerinin temelini oluşturur. Geleneksel yeme kültürü, iklimler, coğrafya bile beslenme profilinizde çok önemli . Bunun sonucu olarak bu yeme kalıplarını değişen gıda teknolojisine uygun olarak düzeltmek veya hastalığa göre uyarlamak kısa zamanda kolay olmuyor. Sonuç olarak anne karnından başlayan beslenme alışkanlıkları ve bilinci , bebeklik ve çocukluk döneminde sağlıklı yeme alışkanlıklarına ve gençlikle birlikte yetişkinlikteki beslenmenin şekillenmesine yön veriyor. Tüm dünyada ar tan obezite ,kanser, sindirim sistemi, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için sağlıklı beslenmeyi ve hare ketli yaşamı öğrenmek zorundayız.
Biz diyetisyenler, üzerimize düşen görevin, toplumun her yaş grubundaki bireyi üzerinde etkili ve gerekli olduğunu biliyoruz.İşimize sahip çıkıp da ha çok çalışmamız gerekiyor. Tüm meslektaşlarımın ve değerli hocalarımın 6 haziran diyetisyenler gününü kutlarım.
YORUMLAR