Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik davada verilen kararın istinaf tarafından usulden bozulmasının ardından 72'si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı dava karara bağlandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın karar duruşmasına, Oktar'ın da aralarında bulunduğu tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Mahmut Başbuğ, kararı okumadan önce, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin kararında, örgüt ve cinsel suçlar üzerinde daha yoğun bir denetim yaptığını belirtti.
İstinafın, örgütün varlığını kabul ettiğini hatırlatan Başbuğ, "Cinsel suçlarda ise genel olarak bu eylemin rıza dahlinde olduğunu kabul etmiş. Biz inceleme ve araştırmalarımız sonucunda, cinsel suçlara ilişkin mağdurların çok azında bu suçun mağduru olmadığı, suçun oluşmadığı kanaatine vardık. Bu halde mahkememiz cinsel suçlarda irade fesadı olduğunu ve örgütün varlığını kabul etti." ifadelerini kullandı.
Oktar ile 13 yöneticiye 8 bin 658 yıl ceza
Davaya ilişkin kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanık Adnan Oktar'ı "örgüt yöneticiliği", "cinsel istismar", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından toplamda 891 yıl hapse çarptırdı.
Heyet ayrıca Oktar'ı yönetici konumunda bulunduğu için diğer sanıkların suçlarından da sorumlu tuttu. Oktar, diğer sanıkların cezalarıyla birlikte toplamda 8 bin 658 yıl hapse mahkum edildi.
Mahkeme, örgüt elebaşı oldukları iddiasıyla yargılanan sanıklar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Ulviye Didem Ürer, Yeliz Sucu, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan ve Fatma Ceyda Ertüzün'e de benzer suçlardan ayrı ayrı 8 bin 658 yıl hapis cezası verdi.
106 sanığı "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, 8 sanığı "örgüte üye olmamakla birlikte yardım" suçundan 3'er yıl hapisle cezalandırdı.
Heyet, haklarında etkin pişmanlık hükümleri uyguladığı 16 sanığa ise çeşitli hapis cezaları verdi. Davada ayrıca 67 sanık da benzer suçlardan değişen sürelerde hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme ayrıca, sanık Mert Sucu'yu "örgüt üyeliği", "cinsel istismar", "cinsel saldırı", "görevini yaptırmamak için direnme" ve iki polis memuruna karşı "öldürmeye teşebbüs" suçundan 152 yıl 5 ay hapisle cezalandırdı.
FETÖ'ye yardım ve casusluktan beraat
Mahkeme, sanıkların üzerlerine atılı "FETÖ silahlı terör örgütüne yardım" ve "siyasal veya askeri, casusluk" suçlarından beraatlerine hükmetti. 3 tutuksuz sanık için hükümle birlikte yakalama kararı çıkaran heyet, 3 sanığın da dosyasının ayrılmasını karara bağladı.
Heyet, müsadere altında olan ziynet eşyaları ve saatlerin sanıklara teslim edilmesine karar verdi.
Şirketler, taşınmazlar ve arabaların üzerindeki müsaderenin devamına karar veren heyet, kişisel banka hesapları üzerinde bulunan blokenin de kaldırılmasına hükmetti.
Mahkeme Heyeti Başkanı Mahmut Başbuğ, 15 yıl üzeri ceza alan sanıklar yönünden dosyanın resen istinaf mahkemesine gönderileceğini, bunun altında ceza alanlar ve beraatler yönünden ise kararın açıklandığı günden itibaren 7 gün içinde itiraz yapılabileceğini bildirdi.
Başkan, yaklaşık 1,5 saat süreyle kararı okumasının ardından, "Karar bundan ibaret. Geçmiş olsun." dedi.
Kararın açıklanmasının ardından konuşan Adnan Oktar, "Sizlere sevgimiz tam. Devletimize güvenimiz tam. Karardan mutluyuz. Kararı Allah verdi. Allah yüceltmek için yapıyor. Güzel günler var ömrümüzde. İslam dünyaya hakim olacak. Türkiye de güzel bir ülke olacak. Karar hayırlara vesile olsun." diye konuştu.
Duruşmaya son verilirken, salondan ilk önce Adnan Oktar çıkarıldı. Oktar, çıkarılırken, tüm sanıklar ve izleyiciler ayağa kalkıp alkışlayarak, "Aslansın, helal olsun." dedi.
Mütalaadan
Duruşma savcısı tarafından 19 Eylül'de hazırlanan 445 sayfalık esas hakkındaki mütalaada, FETÖ ile Adnan Oktar silahlı suç örgütünün oldukça benzer saiklerle hareket ederek insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri bilgisine yer verilerek, dönemin siyasi ve sosyal koşullarına göre söylem geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna göre tanzim ettikleri vurgulanmıştı.
Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Nükleer Santral Projesi, Suriye politikaları ve Türkiye-Rusya'yı ilgilendiren istihbari konularda bilgi toplama, ayrılan örgüt üyelerinin zor durumda bırakılmaları için FETÖ'cü olduklarına ilişkin yabancı istihbarat birimlerine bilgi verilmesi şeklinde eylemlerde bulundukları anlatılmıştı.
Mütalaada, Oktar'ın sistematik şekilde örgüt mensuplarına cinsel istismarda bulunduğu, örgüt üyelerinin bir kısım bürokrat, siyasetçi, gazeteci, kamu görevlisi ve sivil vatandaşlara yönelik kişisel bilgileri kaydedip Oktar'a sundukları, bu verilerin arşivlenmiş şekilde muhafaza edildiği kaydedilmişti.
Esas hakkındaki mütalaada, örgüt elebaşı Oktar'ın "örgüt yöneticiliği", "FETÖ silahlı terör örgütüne yardım", "siyasal veya askeri casusluğa teşebbüs", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "birden fazla kişiyle birlikte birden fazla kez çocuğa karşı cinsel istismar", "cinsel saldırı", "cinsel saldırıya teşebbüs", "kişisel verilerin kaydedilmesi", "tehdide azmettirme" suçlarından 232 yıl 9 aydan 1198 yıla kadar hapsi istenmişti.
Örgüt yöneticisi konumundaki diğer sanıklar Tarkan Yavaş, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün'ün de benzer suçlardan cezalandırılması istenen mütalaada, 71 tutuklu sanığın mevcut hallerinin devamı talep edilmişti.
Davanın geçmişi
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021'de açıkladığı kararında, "örgüt yöneticisi olmak" suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'yı ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı.
Mahkeme, 107 sanığa "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl altışar ay, 20 sanığa da "örgüte üye olmak", "gerçeğe aykırı mal bildirme", "örgüte yardım etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız silah taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen sürelerde hapis cezası vermişti.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa "örgüte üye olmak" suçundan 11'er ay hapis cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.
Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu'nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.
Sanıklardan 3'ünün tüm suçlardan beraatine hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık'ın tutuklanmalarına karar vermişti.
Bir kısım sanıkların bazı suçlardan beraatini kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.
İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84'ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu.
İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ilgili bozma nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine karar verilmişti.
Alınan kararda, suç örgütü elebaşı Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.
Savcılık tahliye kararına itiraz etmişti
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin "usul ve yasaya aykırı" olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.
İtirazın reddedilmesinin ardından Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine yeniden itirazda bulunmuştu.
İtirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61'i hakkında "cinsel saldırı" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.
Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50'si tutuklanmış, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmişti.
YORUMLAR