"Fotoğraf iyi de o üstteki dal olmasaydı" dedi
- Dedim ki "Doğanın kendi içindeki asimetrisinde muhteşem bir simetri var
o en güzelini buluyor kendi içinde. Bizim bakış açımıza göre şekillenmiyor
ondan huzur buluyoruz orada ondan bu kadar çekici..." Bizim doğru düzgün,
kurallara göre şekillendirilmiş çoğu kodumuz aslında kendi
kısıtlılığımızdan başka birşey değil! O öyle olmalı, bu böyle olmalı...
Olmazsa değersizim, kendimi tam ve bütün sevemem..Hayır! Gerçekler hiç de
öyle değil..
Başkalarının yolculuk tarzına müdahil olmak aslında tekamüle karşı yapılan
hadsizlikten başka bir şey değildir. Varoluşa sonsuz inancın varsa ve onun
kusursuz düzenine güveniyorsan kendin dışında yaşanan her şeyin bir ahenge
ait olduğunu bilir ve üzerine düşmeyen vazifeleri bulaşmak hevesinde
olmazsın demiş Metin Hara tıpkı sorunlu bir ilişki yaşayan baba oğul
arasında arabuluculuk yapma çabasında olan anneler gibi...
Bayıldım.👌 Çekişme içindeki baba ve oğul yaşadıkları bu tecrübeyle
birbirlerine mutlaka bir şeyler öğretiyorlardır ve bu deneyim her ikisi
içinde gelişimin bir parçası olabilir bu ilişkide baba otorite kurmaya
çalışarak çocuğunu kontrol edemeyeceğini, çocuk ise doğruları ve
özgürlükleri için emek vermeyi öğreniyor olabilir. Türkiye'nin belki de en
önemli sorunu had bilmeme sorunu. Aile haddini bilemiyor çocuk birey
olamıyor, Devlet yöneticileri had bilmiyor insanlar kutuplaşıyor. İnsanlar
had bilmiyor yerlere çöp atıyor, başkalarının alanlarına girip rahatlıkla
bol keseden eleştiriyor vs... Eğer biri sizin yaşam yolunuzla ilgili siz
istemeden akıl vermeye kalkıyorsa oradan uzaklaşın derim. Herkesin tekamül
süreci farklı ve bunu insanın kendisinden başka hiç kimse bilemez. Herkes
kendi vizyonuna ve yaşanmışlıklarına göre akıl verir. (Birazda kendi
egosunu tatmin için) Her yaşam bir başkasına zarar vermediği sürece
doğalında gelişirse tam ve bütündür. Herkesin tekamülü evlilik, tek
eşlilik, hem cinsiyle birlikte olmaya uygun olmayabilir, herkes toplumun
belirlediği klas işleri yapmak zorunda da değildir, örnek kişi olmak, çok
titiz olmak çok da marifet değildir, biri birasını içer, diğeri aynı anda
oruç bozar. Aslolan iç sesin çağırdığı yere gitmektir. O söyler. Biz
sadece dinlemeyi, duymayı bilelim. İçerde muazzam bir pusula var her
buradan her uzaklaştığımızda iç huzuru, coşku, hayata güvenme biraz daha
azalıyor. Aslında Yaradan bizimle ne de güzel konuşuyor... Doğa çok
huzurlu hiç şüphe yok! Çünkü orada kendini önemsemiyorsun, bir şekle
şemale girmiyorsun, herşey akışında ve olması gerektiği gibi. Bahar
geliyor çiçek açıyor, sonbaharda yapraklar dökülüyor ve doğa diyor ki
herşeye eyvallah! Yeter ki dengem ahengim bozulmasın.. Acılarda yaşanır,
mutlulukalarda.. Aslolan ikisinin de doğru anlaşıldığında tek kapıya
çıktığını anlamak; İç huzuruna... İç huzurunuzun eksik olmayacağı günler
dileğiyle..
YORUMLAR