Adliyeye saldıran terörist Pınar Birkoç hakkındaki dava ve soruşturmalar
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince 2022'de "silahlı terör örgütü" suçlarından 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Birkoç'un, terör örgütü üyeleri adına düzenlenen eylemlere katıldığı, bu gerekçelerle ayrı dosyalarda yargılandığı belirlendi.
İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden Pınar Birkoç'un, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince 2022'de "silahlı terör örgütü" suçlarından 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığı, terör örgütü üyeleri adına düzenlenen kimi toplantı ve eylemlere katıldığı gerekçesiyle farklı dosyalardan yargılandığı tespit edildi.
AA muhabirlerinin derlediği bilgilere göre, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki polis kontrol noktasına yönelik silahlı saldırının ardından diğer saldırgan Emrah Yayla ile birlikte etkisiz hale getirilen Pınar Birkoç hakkında, 9 Mayıs 2017'de "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi" suçlarından dava açıldı.
Dava dosyasında yer alan iddianamede, DHKP/C terör örgütünün faaliyetlerinin deşifresine yönelik çalışmalarda örgüt mensubu olduğu değerlendirilen Cemil Kurt'un, 17 Eylül 2016'da polis kıyafeti giyerek İstanbul Anadolu Adliyesi içinde keşif çalışması yaptıktan sonra ticari taksiye binerek Kocaeli'ye gittiği belirtildi.
"Terör örgütünün hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdi"Kocaeli'nde 18 Eylül 2016'da sahte polis kimlik kartıyla yakalanan Cemil Kurt'un barındığı tespit edilen Beyoğlu'ndaki Gençlik Federasyonu'na, 21 Aralık 2016'da operasyon düzenlendiği ve demirlerle güçlendirilmiş kapılar kırılarak içeri girildiği aktarılan iddianamede, şüphelilerin kendilerini güçlendirilmiş çelik duvarlardan oluşan odaya kapattıkları ve bu özel korunaklı oda kapısının da çelik kapı teçhizatlarıyla açıldığı vurgulandı.
"Kozmik oda" olarak tabir edilen odadakiler arasında sanık Pınar Birkoç'un da bulunduğu ve bu kişilerin çok sayıda tahrip edilmiş örgütsel dokümanla yakalandığı kaydedilen iddianamede, Beyoğlu Piyalepaşa Mahallesi'ndeki bir adrese yönelik 23 Ekim 2016 tarihli operasyonda ele geçirilen örgütsel suç aletlerinden kırmızı renkli bez maskedeki DNA profilinin de Pınar Birkoç'unkiyle uyumlu olduğu dile getirildi.
İddianamede, sanık Pınar Birkoç'un, yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik arz eden eylemleriyle DHKP/C silahlı terör örgütünün hedef ve çıkarları doğrultusunda örgüt üyesi olarak faaliyet gösterdiği belirtildi.
Birkoç'un, "Bırakın okuluma, hayatıma devam edeyim" savunması da kayıtlardaİstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Birkoç, duruşmalarda yaptığı savunmalarda tahliye talebinde bulunurken, "Artık bu adaletsizliğe bir son verin. Bırakın gideyim, ailemin yanında olayım, okuluma, hayatıma devam edeyim, kendime bir gelecek kurmak telaşı içerisine gireyim." ifadelerini kullandı.
Birkoç hakkındaki dava 2019 yılında karara bağlandı ancak verilen hüküm 2021 yılında Yargıtay incelemesinin ardından bozuldu.
Aynı mahkemede 2021 yılında yeniden görülmeye başlanan davada sanık Birkoç, tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak Şubat 2022'deki duruşmada tahliye edildi. Hakkındaki karar ise 22 Mart 2022'de açıklandı. Buna göre Birkoç, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi" suçlarından 11 yıl 8 ay hapis cezası ile 120 lira adli para cezasına çarptırıldı, hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol işlemi uygulandı.
Gizli tanıklar teşhis ettiMahkemenin gerekçeli kararında da, gizli tanık D.A. ve K.D'nin Birkoç hakkındaki beyanlarına yer verildi.
D.A, "Birkoç'un terör örgütü DHKP/C'nin gençlik yapılanması liseli Dev-Genç içerisinde faaliyet yürüttüğü, aynı zamanda Sarıyer'deki Armutlu bölgesinde kurulan 'Dilek Doğan Adalet Çadırı'nın polis tarafından kaldırılması sonrası süreçte geldiği bu bölgedeki eylemlere katıldığı, polis karakoluna yönelik saldırılarda Birkoç'un molotofkokteyli atan kişi olduğu" şeklinde ifadeler kullandı.
Kararda, diğer gizli tanık K.D'nin ise Birkoç ile ilgili şu beyanı yer aldı:
"DHKP/C örgütünde Nurtepe mahalli alan içerisinde faaliyet yürütmekteydi. Örgütün talimatı doğrultusunda Bağcılar'da silahlı çatışmada yaşamanı yitiren Günay Özarslan için, 24-27 Temmuz 2015 tarihleri arasında Gazi Mahallesi'nde düzenlenen korsan gösteriye de katılan şahıstır. Bana izlettiğiniz görüntülerde, örgütün tek tip kıyafeti olan yeşil gömlek, kahverengi etek, boynunda kırmızı fular ve kafasında siyah bere ile elinde flama taşıyan şahıstır."
Sanık Birkoç'un örgütsel yayın yapan internet sitesi ve sosyal medya hesapları aracılığıyla yapılan genel veya özel nitelikli çağrılar veya talimatlar üzerine, örgütün önem verdiği gün ve olaylarda yasa dışı eylemlere katıldığının tespit edildiği de kaydedilen kararda, bu kişinin terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içerisinde bilerek ve isteyerek yer aldığı anlatıldı.
Çocuk mahkemesinde de yargılanmışGerekçeli kararda, Birkoç'un, 24 Temmuz 2015'te terör örgütlerine yönelik yaklaşık 5 bin polisin katılımıyla düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda Bağcılar Bülbül Sokak'ta ölü olarak ele geçirilen Günay Özaslan için düzenlenen ve DHKP/C'nin propagandasına dönüştüğü anlaşılan toplantıya katıldığı vurgulanarak, sanık hakkında bu dosyadan da İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği bildirildi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde 18 Ekim 2016'da düzenlenen yasa dışı toplantıya katılarak "yaşasın dev genç" sloganı atan Birkoç hakkında, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan ayrı bir dava açıldığı hatırlatılan gerekçeli kararda, sanığın 30 Mart 2016'da Tokat'ta içeriği itibariyle örgüt propagandasına dönüştüğü anlaşılan Mahir Çayan eylemine katılarak flama taşıdığı ve bununla ilgili soruşturmasının devam ettiği bilgisi de paylaşıldı.
Dava dosyası Yargıtay'daGerekçeli kararın açıklanmasının ardından İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyası, temyiz için Yargıtay Ceza Dairesi'ne gönderildi.
Dosyanın temyiz incelemesi sürüyor.