Ah o dal olmasaydı

Köşe yazarımız Beril Yaşar, 'Ah O Dal Olmasaydı'içerikli yazısı sizlerle.

"Fotoğraf iyi de o üstteki dal olmasaydı" dedi

- Dedim ki "Doğanın kendi içindeki asimetrisinde muhteşem bir simetri var

o en güzelini buluyor kendi içinde. Bizim bakış açımıza göre şekillenmiyor

ondan huzur buluyoruz orada ondan bu kadar çekici..." Bizim doğru düzgün,

kurallara göre şekillendirilmiş çoğu kodumuz aslında kendi

kısıtlılığımızdan başka birşey değil! O öyle olmalı, bu böyle olmalı...

Olmazsa değersizim, kendimi tam ve bütün sevemem..Hayır! Gerçekler hiç de

öyle değil..

Başkalarının yolculuk tarzına müdahil olmak aslında tekamüle karşı yapılan

hadsizlikten başka bir şey değildir. Varoluşa sonsuz inancın varsa ve onun

kusursuz düzenine güveniyorsan kendin dışında yaşanan her şeyin bir ahenge

ait olduğunu bilir ve üzerine düşmeyen vazifeleri bulaşmak hevesinde

olmazsın demiş Metin Hara tıpkı sorunlu bir ilişki yaşayan baba oğul

arasında arabuluculuk yapma çabasında olan anneler gibi...

Bayıldım.👌 Çekişme içindeki baba ve oğul yaşadıkları bu tecrübeyle

birbirlerine mutlaka bir şeyler öğretiyorlardır ve bu deneyim her ikisi

içinde gelişimin bir parçası olabilir bu ilişkide baba otorite kurmaya

çalışarak çocuğunu kontrol edemeyeceğini, çocuk ise doğruları ve

özgürlükleri için emek vermeyi öğreniyor olabilir. Türkiye'nin belki de en

önemli sorunu had bilmeme sorunu. Aile haddini bilemiyor çocuk birey

olamıyor, Devlet yöneticileri had bilmiyor insanlar kutuplaşıyor. İnsanlar

had bilmiyor yerlere çöp atıyor, başkalarının alanlarına girip rahatlıkla

bol keseden eleştiriyor vs... Eğer biri sizin yaşam yolunuzla ilgili siz

istemeden akıl vermeye kalkıyorsa oradan uzaklaşın derim. Herkesin tekamül

süreci farklı ve bunu insanın kendisinden başka hiç kimse bilemez. Herkes

kendi vizyonuna ve yaşanmışlıklarına göre akıl verir. (Birazda kendi

egosunu tatmin için) Her yaşam bir başkasına zarar vermediği sürece

doğalında gelişirse tam ve bütündür. Herkesin tekamülü evlilik, tek

eşlilik, hem cinsiyle birlikte olmaya uygun olmayabilir, herkes toplumun

belirlediği klas işleri yapmak zorunda da değildir, örnek kişi olmak, çok

titiz olmak çok da marifet değildir, biri birasını içer, diğeri aynı anda

oruç bozar. Aslolan iç sesin çağırdığı yere gitmektir. O söyler. Biz

sadece dinlemeyi, duymayı bilelim. İçerde muazzam bir pusula var her

buradan her uzaklaştığımızda iç huzuru, coşku, hayata güvenme biraz daha

azalıyor. Aslında Yaradan bizimle ne de güzel konuşuyor... Doğa çok

huzurlu hiç şüphe yok! Çünkü orada kendini önemsemiyorsun, bir şekle

şemale girmiyorsun, herşey akışında ve olması gerektiği gibi. Bahar

geliyor çiçek açıyor, sonbaharda yapraklar dökülüyor ve doğa diyor ki

herşeye eyvallah! Yeter ki dengem ahengim bozulmasın.. Acılarda yaşanır,

mutlulukalarda.. Aslolan ikisinin de doğru anlaşıldığında tek kapıya

çıktığını anlamak; İç huzuruna... İç huzurunuzun eksik olmayacağı günler

dileğiyle..