AK Parti Sözcüsü Çelik: BM'nin açıkça özür dilemesi gerekir
AK Parti Sözcüsü Çelik, BM'nin YPG/PKK ile imzaladığı eylem planı ile ilgili, "BM'nin kuruluşundan bu yana yaptığı en büyük yanlışlardan biridir, açıkça özür dilemeleri gerekir." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Birleşmiş Milletler'in (BM) "SDG" ismini kullanan terör örgütü YPG/PKK ile "bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması" için resmi törenle anlaşma imzalamasına ilişkin, "BM'nin kuruluşundan bu yana yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesidir, açıkça özür dilemeleri gerekir." dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kahvaltıda AK Parti milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantıya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta Çin'de bulunduğu için grup toplantısının gerçekleştirilemediğini, gelecek hafta da Güneydoğu Avrupa Zirvesi'ne katılacağı için grup toplantısı yapılamayacağını aktaran Çelik, bu dönemde 50'şer kişilik gruplar halinde milletvekilleriyle bir araya geleceğini, toplantının ikincisinin cumartesi gerçekleştirileceğini bildirdi.
Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kış dönemi çalışmaları, toplantıya katılan milletvekillerinin illerindeki durum hakkında ve yerel seçim sürecinden bugüne kadar olan döneme ilişkin değerlendirmeler yaptığını anlatan Çelik, genel siyaset, iç ve dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde de bulunduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletvekillerinin değerlendirmelerine de geniş süre ayırdığını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Arkadaşlarımızın da ilgili gündem konularında hem değerlendirmeleri hem soruları oldu. Daha sonraki bölümde de Sayın Cumhurbaşkanımız ilgili sorulara cevap verdi, değerlendirmelerle ilgili görüşlerini aktardı. Dolayısıyla üç aşamalı bir toplantıdan bahsediyoruz. Gündem olarak birincisi toplantıya katılan milletvekillerinin illerindeki çalışmalar, ikincisi iç politika ve dış politikayla ilgili değerlendirmeler, üçüncüsü kış dönemi çalışmalarının ve önümüzdeki yaz döneminde yapılacak çalışmaların değerlendirilmesi, ele alınması, planlanması şeklinde oluyor. Bu şekilde 50'şer kişilik gruplar halinde grubumuzla bütün bu çalışmaları bizzat kendisi başında bulunarak Cumhurbaşkanımız gerçekleştirecek, tamamlayacak."
Bu toplantılarda çeşitli notlar alındığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunlara ilişkin talimatlarının bulunduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
"Arkadaşlarımızın teklifleri oluyor. Grubumuzun tekliflerinin içerisinden belli konularda bunların çalışılması, bu çalışmaların genel merkezde değerlendirilmesiyle ilgili bazı talepler var. Hem hükümet çalışmalarıyla ilgili hem Meclis hem parti çalışmalarıyla ilgili talepler. Bunlarla ilgili de notlar alınıyor ilgili birimlere iletilmek üzere. Bu şekilde kapsamlı bir toplantı. İkincisi cumartesi olacak, üçüncüsü ve dördüncüsü olacak bütün grubumuzla bir araya gelecek şekilde. Bir bakıma daha mikro düzeyde ama konuların en geniş düzeyde ele alındığı, daha derinlemesine ele alma imkanının olduğu bir toplantı formatıyla bunu gerçekleştiriyoruz. Bu bir AK Parti geleneğidir. Bunu zaten yapıyoruz çeşitli dönemlerde. Şimdi de ilk toplantı bugün başlamış oldu. Bundan sonrası da grubumuzun tamamıyla bir araya gelene kadar kısa bir sürede gerçekleşmiş olacak, tamamlanmış olacak."
"Başlı başına bir sorun"Çelik, BM'nin, terör örgütü PKK/PYD/YPG güdümündeki SDG'ye komutanlık eden terörist "Ferhat Abdi Şahin" ile üyelerin bilgisi dışında bir araya gelerek "Eylem Planı" imzalamasına ilişkin de değerlendirmede bulundu.
BM'nin çeşitli eleştiriler söz konusu olsa da uluslararası meşruiyetin zirvesini teşkil eden bir kurum olduğunu dile getiren Çelik, şunları söyledi:
"Eğer uluslararası meşruiyetten ve hukuktan bahsediyorsak bunun kurumsallaşmış ve somutlaşmış ifadesi hepimizin gözünde Birleşmiş Milletlerdir. BM bunu yerine getirebiliyor mu? Bununla ilgili eleştirilerimiz var geçmişten beri. Bosna savaşındaki durumdan ele alıp bugüne kadar getirebileceğimiz Suriye meselesindeki duruma, Myanmar'daki Müslümanlarla ilgili, Kudüs'teki durumla ilgili pek çok eleştirilerimiz var. BM'nin etkinliği ile ilgili eleştirilerimiz var. Zaten 'Dünya 5'ten büyüktür' denilmesi bu temsil kabiliyetindeki zaaflara dikkat çeken bir husus. Yeniden yapılanmasıyla ilgili taleplerimiz var. Bunları saklı tutarak her halükarda şunu söylüyoruz; uluslararası meşruiyeti ve hukuku temsil eden kurum BM. Tamamen meşruiyet dışı bir şekilde BM'nin bir kurumunun hukuk dışı bir şekilde bir terörist grupla bir araya gelmesi başlı başına bir sorundur. Burada gruptan ne talep ediyorlar? 'Çocuk savaşçıları savaştırmayın' diye onlarla bir protokol imzalıyorlar. Terör demek hukuku tanımamak demektir, terör demek hukuku ortadan kaldırmak istemek demektir, terörist bunun için vardır. Hukuku tanımayan ve hukuku ortadan kaldırmak isteyen bir grupla hangi protokolü imzalayacaksınız? Hukuku temsil eden bir kurum hukuku ortadan kaldırmak isteyen bir örgütle bir araya geliyor. İmzaladıkları kişi pek çok masum insanın katili olan bir kişi."
Terör örgütünün, pek çok raporda belirtildiği gibi çeşitli etnik gruplardan çocukları alarak, istismar ederek, küçük yaşta bir terörist unsur olarak kullandığına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Biz bunu ülkemizdeki hendek olaylarında da gördük. Teröristler geri planda kalıyordu, hendeklerin içerisine küçük yaşta çocukları yerleştiriyorlardı. Suriye'de çok küçük yaştaki çocuklar PKK terör örgütü, YPG/PYD tarafından istismar edilmektedir. Buna karşı verilmesi gereken ceza, uygulanması gereken müeyyide belliyken oturup da teröristle protokol imzalamak aslında teröristi; kendisini daha çok tanıtmaya, daha çok meşru kılmaya ve daha çok suç işlemeye teşvik etmektir. 'Ben çocuk savaşçı kullandığım zaman, çocuk terörist kullandığım zaman BM masasına oturabiliyorsam daha fazlasını yaparak daha başka masalara otururum' diyerek kendisine bir alan açmaya çalışacaktır, terörün ve teröristin doğası budur. BM'nin belki de kuruluşundan bu yana teorik düzeyde ve pratikte yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesidir, açıkça özür dilemeleri gerekir. Bir daha olmayacak diye bir şeyler söylüyorlar da peki bu nasıl oldu? Türkiye tarafından, Avrupa Birliği tarafından ve BM tarafından terör örgütü olarak kabul edilen bir teröristi, bir terör organizasyonunun Suriye kolunun temsilcisini nasıl kabul ettiniz? Onunla hangi protokolü imzaladınız? Böyle bir şey olabilir mi? DEAŞ ile protokol imzalamak neyse PYD/YPG ile protokol imzalamak odur. Çifte standardın zirvesi haline gelmiştir. BM kendisini var eden meşruiyetini zedeleyen bir adım atmıştır. Dolayısıyla, bununla ilgili bir daha olmayacak sözünün ötesinde birtakım tedbirler alması gerekir. O tedbirleri de somut olarak ortaya koyması gerekir."