ALİ BABACAN'DAN HÜKÛMETE MERKEZ BANKASI ÇIKIŞI: 'MİRASYEDİLER KÂR AÇIKLIYOR'
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Muğla'da partisinin 1. Olağan Milas İlçe Kongresi'nde konuştu. Bitlis'teki helikopter kazasında şehit olan askerleri anarak sözlerine başlayan Babacan'ın gündeminde ekonomi vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Muğla’da partisinin 1. Olağan Milas İlçe Kongresi’nde konuştu. Bitlis’teki helikopter kazasında şehit olan askerleri anarak sözlerine başlayan Babacan’ın gündeminde ekonomi vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Merkez Bankası çok para basmış, onu anlıyoruz”
“Merkez Bankası’nın kâr ettiğini süsleyip duruyorlar. Ziya Paşa’nın dediği gibi, ‘Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”. Merkez Bankası nereden kâr eder? Merkez Bankası’na kâr ettirdik diye övündükleri; bastıkları para, vatandaşın sırtından aldıkları faiz ve mirasyedi parasıdır. Birincisi, Merkez Bankası para basar. Kâğıt paranın maliyeti yaklaşık 50 kuruş. Üzerine 200 lira yazıp, 200 liraya verir. O 50 kuruş ile 200 lira arasındaki fark kârıdır. Demek ki Merkez Bankası çok para basmış, onu anlıyoruz. İkincisi, Merkez Bankası piyasaya borç verir ve karşılığında faiz alır. Merkez Bankası’nın ettiği kâr, vatandaşın ödediği faizdir. Vatandaştan çok faiz aldık diyorlar.
“’Merkez Bankası’na kâr ettirdik’ dedikleri para mirasyedi parasıdır’
“Asıl konu, Merkez Bankası’nın elindeki dövizi sattığında muhasebede görünen kârdır. Bizim bu milletin alın teriyle, üretimiyle, ihracatıyla damla damla biriktirdiğimiz rezervi bunlar iki yılda çarçur etti. O dövizin alış fiyatı da eski alış fiyatıydı, Merkez Bankası bunu 1,5 liradan, 2 liradan, 2 buçuk liradan aldı. Kaça sattıklarını açıklamıyorlar ama günü geldi 5-6 liraya sattılar. Kâr ettik diye övünüyorlar. Bu neye benzer? Bir çocuğa babasından miras kalır. Diyelim ki değerli gayrimenkulü satar, der ki “ben para kazandım”. Onu sen kazanmadın ki. Baban kazandı, sen sattın ve şimdi yiyorsun.
“Para basan kurumu bile borca soktular”
“Devletin başına hiç gelmeyen bir iş geldi. Para basan kurum borçlu olur mu ya? Bunu da yaptılar. Merkez Bankası’nın 140 milyar dolar döviz borcu var. Bu borcun önemli bir kısmı bankalardan zorunlu karşılık adı altında borç aldığı döviz. Diğer önemli kısmı da swap anlaşmalarıyla piyasadan ve diğer ülkelerden borç aldığı döviz. Doğmamış çocuklarımıza kadar memleketi borçlandırdılar.
“Döviz müdahalelerini neden piyasadan gizlediniz?”
“Hükümete soruyorum. Merkez Bankası’na neden hukuk dışı müdahalede bulundunuz? Merkez Bankası’nın döviz müdahalelerini piyasadan neden gizlediniz? Merkez Bankası’nın resmî sitesinde en son döviz müdahalesi 23 Ocak 2014’te gözüküyor. Bu nasıl oluyor? Hani, nerede bu kayıtlar? Bu satılan dövizleri ne zaman, kime, hangi kurdan, hangi yöntemle sattınız? Bu babanızdan miras kalan bir şey değil. Döviz rezervi, bu milletin alın teriyle kazandığı döviz. Biz yıllarca kara günler için biriktirdik.
“Cevap vermezlerse, iktidar olduğumuzda kayıtları açıp açıklayacağız”
“Açık ve net cevaplar bekliyoruz, siz hesap verme makamındasınız. 130 milyar dolar nerede? Öyle akraba bakanı ortadan kaybedelim, olanları unutturalım diyemezsiniz. Millet buna kanmaz. Bunu unutturmayız. İstedikleri kadar gizlemeye çalışsınlar, DEVA Partisi buna müsaade etmeyecek. Cevabımızı alana kadar soracağız. Bugün alamazsak, yarın iktidar olduğumuzda kayıtları açıp bakacağız ve açıklayacağız.
“Hem çalışan sayısı hem çalışılan saat azaldı, bu nasıl büyüme?”
“Diyorlar ki ‘Türkiye ekonomisi büyüdü’. Algıları Ayarlama Enstitüsü’nün yeni oyuncağı da bu. Bu nasıl bir büyüme? Kendi açıkladıkları rakamlara göre hem çalışan sayısı hem de çalışılan saat azaldı. Hayali bir tablo çizecekseniz bari rakamları tutarlı hale getirin. Kimsenin geliri artmıyor da milli gelir nasıl artıyor?
“Esnafın işi değil, borcu büyüdü”
“İzah etsinler, esnafın işi büyümüyorsa ekonomi nasıl büyüyor? Türkiye’de bütçe açığı büyüdü. Hazinenin borcu büyüdü. Esnafın borcu büyüdü. Küçük işletmecinin borcu büyüdü. Cari açık büyüdü. Gelir dağımı arasındaki uçurum büyüdü. Çarşı pazar enflasyonu büyüdü. İşsizlik büyüdü.
“G-20 arasında vatandaşına destekte sondan ikinci ülke Türkiye”
“G-20 ülkeleriyle karşılaştırıyorlar. G-20 ülkeleri arasında Türkiye enflasyonda kaçıncı, hayat pahalılığında kaçıncı? Salgında vatandaşa doğrudan destek verme noktasında kaçıncı? Türkiye vatandaşına doğrudan destek veren sondan ikinci ülke. Gelişmiş devletler bu dönemde vatandaşının önce sağlığına odaklandı, sonra ekonomik yükünü hafifletti. Bizde devlet ortadan kayboldu. Başından beri ‘vatandaşa doğrudan destek verin’ dedik. Onlar vatandaşı daha çok borçlandırdı. Kredi üstüne kredi verip, üstüne de faiz eklediler. Siftah yapamayan esnafa kredi vermenin ne faydası var? Şimdi de borcu önceki taksitleri de ekleyerek erteliyorlar.
“DEVA ekonomisi, büyümenin eğitim ve sağlık hizmeti olarak yansımasıdır”
“Türkiye’nin önce sağlam bir hukuk zeminine kavuşmasını ve ‘DEVA ekonomisi’ ile büyümesini hedefliyoruz. DEVA ekonomisi; adil rekabete, fırsat eşitliğine, özel sektör öncülüğüne ve verimliliğe dayalı bir ekonomik sistem demek. Kaliteli ve kapsayıcı bir büyüme demek. DEVA ekonomisi; büyümenin nimetlerinin daha iyi eğitim ve sağlık hizmeti olarak vatandaşa yansıması demektir. Her vatandaşımızın insan onuruna yaraşır iş, gelir ve refah içinde olması demek. Önce güveni tesis edip ardından topyekûn zenginleşeceğiz, kimsenin şüphesi olmasın.”