Bakan Akar'dan yeni yıl mesajı!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni yıl dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Bakan Akar mesajında şu ifadelere yer verdi;
Millî Savunma Bakanlığı ailesi olarak TSK’nın etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için personel temin ve eğitiminden reform niteliğindeki yeni askerlik sistemine, teşkilat yapısından savunma sanayiine kadar önemli çalışmalar yaptığımız ve görevlerimizi başarıyla yerine getirmeye çalıştığımız bir yılı geride bırakırken yeni umut ve heyecanlarla 2020 yılına hazırlanıyoruz.
Küresel ve bölgesel düzeyde risk ve tehditlerin arttığı hassas bir dönemde kutsal vatan topraklarımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın güvenliğini; 82 milyon vatandaşımızın huzur ve refahını sağlamak, aynı zamanda dünya barışına katkıda bulunmak için başta TSK olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları üstlendiği görevleri mesai mefhumu gözetmeksizin yerine getirme gayreti içerisinde oldu.
Bu kapsamda; başta FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere ülkemizin ve asil milletimizin huzur ve güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve tehlikeye karşı gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır demeden “Ölürsem şehit, kalırsam gazi!” anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadele edilmiştir, edilmektedir.
Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duaları, her geçen gün gelişen yerli ve millî savunma sanayiimizin kahraman ordumuza sağladığı harekât imkân ve kabiliyetleri ile yurt içi ve sınır ötesinde verdiğimiz bu mücadele; tüm güvenlik güçlerimizle birlik, bütünlük ve koordinasyon içerisinde azim ve kararlılıkla sürdürülmüştür.
Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan DEAŞ ve PKK/KCK/PYD/YPG varlığını sonlandırmak, hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlamak için icra edilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarından sonra bu yıl Barış Pınarı Harekâtı gerçekleştirilmiştir.
Barış Pınarı Harekâtı ile aynı zamanda Suriye’nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine, topraklarına güvenli ve gönüllü dönüşlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır.
Harekât; ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Adana Mutabakatı, BMGK’nin terörle mücadeleye yönelik kararları ile BM Sözleşmesinin 51’inci Maddesinde yer alan “Meşru Müdafaa Hakkı” çerçevesinde ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak yapılmıştır.
Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz tüm operasyonlarda olduğu gibi bu operasyonda da sivil/masum insanların, tarihi eserlerin, kültürel ve dini yapılar ile çevrenin zarar görmemesi için hiçbir ülkenin göstermediği hassasiyet gösterilmiş ve her türlü tedbir alınmıştır.
Suriye’nin kuzeyinde olduğu gibi Irak’ın kuzeyinde de Pençe-1, Pençe-2 ve Pençe-3 operasyonları ile terör örgütlerine karşı mücadele edilmiştir.
Yurt içinde ve sınır ötesinde artan bir tempoda devam eden bu operasyonlarda barınma alanları ile lojistik üs ve depolarının imha edilmesi, sözde lider kadroların etkisiz hale getirilmesi, hudut hattında ve ötesinde alınan tedbirler ile oluşturulan baskı neticesinde terör örgütlerinin hareket serbestisi ve eylem kabiliyetleri önemli ölçüde engellenmiştir.
Bunun yanı sıra bölgemizin huzur, güven ve istikrara kavuşması yönünde İdlib’te de önemli adımlar atılmış, yaşanabilecek insani trajedilerin önüne geçilmiştir. İdlip’te Astana süreci ve Soçi mutabakatı çerçevesinde çabalarımız ve insani yardımlarımız hassasiyetle devam etmektedir.
Terörle mücadele faaliyetlerimizin yanı sıra Kıbrıs ve çevresi dâhil, mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimiz de azim ve kararlılıkla korunmuştur.
Garantör ülke olarak uluslararası hukuk çerçevesinde, kendi haklarımızı da Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da korumaya devam edeceğiz.
Ayrıca Libya ile yapılan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması” ile “Güvenlik ve Askerî İş Birliği” mutabakat muhtıraları ile Akdeniz’deki hak, alaka ve menfaatlerimizin korunması yönünde stratejik öneme sahip adımlar atılmıştır.
Bu anlaşmalarla her iki ülkenin hak ve menfaatleri doğrultusunda tamamen uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına uygun bir şekilde Akdeniz’de deniz yetki alanları kayıt altına alınarak bölgede oldubittilere izin verilmeyeceği açık bir şekilde ortaya konmuştur.
Harekât görevlerimizin yanı sıra personelimizin eğitim seviyesini artırmak için Cumhuriyet tarihinin en büyük deniz tatbikatı olan Mavi Vatan tatbikatı da dâhil olmak üzere Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından toplam 93 tatbikat başarıyla icra edilmiştir.
FETÖ ile mücadeleye geride bıraktığımız yılda da kararlılıkla devam edilmiştir. Kahraman ordumuzun bu hain örgütten temizlendikçe güçlendiğinin en açık göstergesi, terörle mücadelede elde ettiği başarı ve sayısı giderek artan tatbikatlarımızdır. TSK’nın şanlı üniformasını bir tek hainin dahi taşımaması için yeni bilgi ve belgeler doğrultusunda FETÖ ile mücadeleye devam edilecektir.
Tüm bu faaliyetlerin yanı sıra NATO, BM, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında Afganistan’dan Kosova’ya, Bosna Hersek’ten Katar’a, Lübnan’dan, Somali’ye uzanan geniş bir coğrafyada görev ve sorumluluk üstlenerek tarihimize, kültürümüze ve atalarımıza yaraşır şekilde küresel barış ve istikrara katkı sağlanmıştır.
Gücünü asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından alan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakâr evlatları; yedi iklim, üç kıtaya barış, huzur, adalet ve istikrar götüren atalarından aldığı ilhamla ve milli, manevi değerlerimiz doğrultusunda bölgemize ve dünya barışına katkı sağlamaya devam edecektir.
Değerli Mesai ve Silah Arkadaşlarım,
Jeostratejik önemi son derece yüksek olan yaşadığımız coğrafyada var olabilmek için her zaman ifade edildiği üzere etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya sahip olmak zorundayız. Bunun yolu da kendimizi sürekli geliştirmek, değişen ve dijitalleşen dünyayı yakından takip etmek, mutlak itaat anlayışına sahip disiplinli, istekli ve yetenekli personelimizi teknoloji ile buluşturmaktan geçmektedir.
Aklın ve bilimin rehberliğinde; ciddiyet, samimiyet, diyalog ve koordinasyon içerisinde çalışarak yerli ve millî savunma sanayii ürünleriyle teçhiz edilmiş kahraman ordumuzun niteliklerini daha da artıracağımıza yürekten inanıyorum.
Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını; elde ettiğimiz başarılarda en büyük pay sahibi olan ve kutsal vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü, asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi; ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi ve asker-sivil tüm mensuplarımızı bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyor, kahraman gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Şu anda karada, denizde ve havada; yurt içinde, sınır ötesinde ve dünyanın çeşitli coğrafyalarında zorlu hava ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan siz değerli silah arkadaşlarıma kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler temenni ediyor; sizlere, gazilerimize, emeklilerimize, güvenlik güçlerimize ve onların aileleri ile birlikte şehitlerimizin kıymetli ailelerine yeni yılda en içten duygularla sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.