Bakan Bozdağ: Kılıçdaroğlu'nun da onayı var

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasa değişikliği teklifine ilişkin, "İşlediği iddia edilen bütün suçlardan dolayı cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunu getiriyoruz. Kapsamı genişletiyoruz. 550 milletvekilinden 413'ünün kararıyla bu iş yapılırken, şimdi 600'e çıktığı halde 400'ünün oyuyla cumhurbaşkanını suçlandırmanın yolunu getiriyoruz. Bu hukuk devletini güçlendirir mi zayıflatır mı? Tek adam böyle olabilir mi?" dedi

Bozdağ, Kanal 7 televizyonunda yayınlanan programda gündeme ilişkin  değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Anayasa değişikliği teklifine ilişkin bir soru üzerine Bozdağ,  Türkiye’nin geleceğine, istiklaline, istikbaline, istikrarına, büyük Türkiye  idealine dönük yapılan büyük bir reformun, büyük bir çalışmanın heyecanını  yaşadıklarını belirtti.

TBMM Genel Kurulunda yaşanan kavgaya ilişkin soru üzerine Bozdağ,  tartışmaların, CHP'nin kürsüyü bilinçli işgal etmesi üzerine çıktığını ifade  etti.

Fikrine güvenen kişinin yapacağı şeyin kürsüyü kullanmak olduğunu  söyleyen Bozdağ, CHP milletvekillerinin kürsüyü kullanmaktan öteye geçerek,  kürsüyü kullandırmamak ve Meclis çalışmalarını kuvvet kullanarak engellemek  istediklerine dikkati çekti.

"Kılıçdaroğlu'nun onayı alınmadan başlatılamayacağını  değerlendiriyorum"

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu olay benim gözlemlerime göre, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sayın  Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Genel Kurulda bulunduğu sırada grup  başkanvekillerinden birisinin, yaptığı konuşmanın sonunda kürsüyü işgale  milletvekillerini çağırmasıyla başladı. Ben o nedenle bu sürecin Sayın  Kılıçdaroğlu'nun olduğu bir ortamda ona sorulmadan, onun onayı alınmadan  başlatılamayacağını değerlendiriyorum. Tabii yüzde yüz emin değilim ama büyük bir  ihtimalle diyorum, Sayın Kılıçdaroğlu'na grup başkanvekili yapacağı eylemi  söylemiş, onun onayını almış ve ona göre de eylemi başlatmıştır. Zaten eylem  sırasında da Sayın Kılıçdaroğlu Genel Kuruldan ayrıldı. O nedenle bu nahoş  görüntüler bilinçli görüntülerdir. Kavga ederek, kavga ettirerek Meclisi  çalışamaz, iş göremez hale getirmek için yapıldı."

CHP'nin her değişim karşısında bir direnme refleksi gösterdiğinin  altını çizen Bozdağ, Türkiye'nin ve Türk milletinin hayrına olanları kendi  çıkarları için engellemek isteyenlere rağmen Türk milletinin ve Türkiye'nin  hayrını, yararını gözeterek yürümeye devam edeceklerini dile getirdi.

Bozdağ, Anayasa değişikliği teklifinin genelde cumhuriyetin hukuk  devleti niteliğini, özelde de yargı bağımsızlığını takviye ettiğini söyledi.

Mevcut Anayasaya göre cumhurbaşkanının siyaseten sorumsuz olduğunu  anımsatan Bozdağ, değişiklikle cumhurbaşkanının imzaladığı her işten doğrudan ve  bizzat sorumlu olacağını, siyasi sorumluluk getirildiğini aktardı.

"Kapsamı genişletiyoruz"

Cumhurbaşkanın cezai sorumluluğunun bulunmadığını, sadece "vatana  ihanetle" suçlanabildiğine işaret eden BEKİR BOZDAĞ, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Şimdi biz ne getiriyoruz? İşlediği iddia edilen bütün suçlardan  dolayı cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunu getiriyoruz. Kapsamı genişletiyoruz.  550 milletvekilinden 413'ünün kararıyla bu iş yapılırken, şimdi 600'e çıktığı  halde 400'ünün oyuyla cumhurbaşkanını suçlandırmanın yolunu getiriyoruz. Bu hukuk  devletini güçlendirir mi zayıflatır mı? Tek adam böyle olabilir mi? Şimdi tek  adamlığa izin verir mi bu sistem? Tek adamlığa giden bütün kapıları kapatıyor ve  hukuk devletini de güçlendiriyor."

Milletvekillerinin bakan olabileceğine ancak bakan seçilenlerin  vekillikle ilişiğinin kesileceğine dikkati çeken Bozdağ, yasamanın, yürütmenin  içinden çıkmayacağını anlattı.

"Üniter yapının bozulması söz konusu değil"

Bakan Bozdağ, üniter yapı konusundaki tartışmaları da değerlendirerek,  üniter yapının parlamenter, Cumhurbaşkanlığı, başkanlık veya yarı başkanlık gibi  sistemlerin zorunlu doğal sonucu olmadığını, ülkelerin siyasal tercihi olduğunu  söyledi.

"Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişte üniter yapı bozulacak."  yönündeki görüşleri eleştiren Bozdağ, "Üniter yapının bozulması söz konusu  değildir. Çünkü Anayasa'nın 4. maddesi ve ilk dört maddesine burada kesinlikle  dokunulmuyor." ifadesini kullandı.

Meselenin "Tayyip Erdoğan" meselesi değil, Türkiye meselesi  olduğunun altını çizen Bozdağ, sözlerini şöyler sürdürdü:

"Şimdi herkes diyor ki, 'Tayyip Bey için bu getiriliyor.' Bu, Tayyip  Bey için getirilen bir iş değil. Eğer Tayyip Bey için getirilmiş olsa zaten bugün  yasamada da yürütmede de daha fazla bir yetkisi var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve  hükümetin bu konudaki yaklaşımı şu; her zaman Tayyip Erdoğan gibi güçlü lider  olmaz. Her zaman Ak Parti gibi halkla bu kadar bütünleşmiş bir parti olmaz. Biz  öyle bir sistem kuralım ki daima bu sistem siyasi istikrar doğursun, güçlü  iktidar kursun. Kriz ve kaosla sonuçlanacak süreçlere de izin vermesin."Fetullahçı Terör Örgütüne yönelik soruşturmalara ilişkin bir soru üzerine Bozdağ, Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinden FETÖ'ye yönelik bir karar çıktığını, Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinin darbe teşebbüsüyle ilgili ilk kararını verdiğini hatırlattı.Bazı illerde darbe teşebbüsüyle ilgili davaların açıldığını bildiren Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhuriyet savcılarının ve dava açıldıktan sonraki süreçte de mahkemelerin büyük bir gayretle üzerlerine yüklenen görevi yerine getirdiğini kaydetti.