Beril Yaşar "gençliği" kaleme aldı

Köşe yazarımız Beril Yaşar gençliği kaleme aldı

Şimdiki gençler bizim gibi değil umarsız, saygısız.." Afedersiniz ama kaç gençle yakın temasta bulundunuz? "E görüyoruz işte gidişat belli" Yok efendim hiç öyle değil.

Yaklaşık iki senedir günümün büyük kısmı 20-25 arası gençlerle geçiyorum ama öyle üstün körü değil yani bu yaş grubuyla ilgili doktora tezi çıkaracak kadar.. Yedik, içtik, dağlara çıktık, dertleştik, dans ettik, sohbet ettik...Ne hikayeler, ne sırlar (bir ara kitaplaştıracağım) Bir gün bana deselerdi ki "kendinden 15 yaş küçük biriyle öyle bir sohbete dalacaksın ki sana dünyayı unutturacak" asla inanmazdım. Onlarla bu kadar diyalog halinde kalmamın iki önemli sebebi var; İlki dertleri, tasaları gerçek! Nasıl yani büyüklerin değil mi? Valla çoğunun değil. Gençler daha çok kendini tanıma, gelecek kaygısı, biraz da şimdiye kadar yüzleşemedikleriyle yüzleşme, biraz aşk derdindeyken, büyüklerin bir kısmı hayatın rasyonelitesinden kopuk yani zaman içinde yaşadıkları acılara karşı yarattıkları savunma mekanizmalarını, sağlıksız benliklerini gerçek zannediyorlar. Üstelik tüm iç huzursuzluğuna rağmen çok azı bunların asıl nedeninin farkında ve değiştirmeye çalışıyor. Bir de gençlerin büyük bir kısmı gelişmeye ve değişmeye açık. Büyüklerde her şey öyle kalıplaşmış ki o tozu, pası çıkarmak pek bir zor! O yüzden gençlerin kollarından sıkı sıkı tutup yol yakınken çeviresim geliyor bugün büyüklerinin gittiği ters yönden. İkincisi de hayata dair çok farkındalığım artıyor. Muhteşem dersler çıkarıp başkalarının hayatlarına da bu derslerden çıkardığım sonuçlarla katkıda bulunabiliyorum. Hepsi için söyleyemem ama genelleme yaparım yani çok büyük bir kısmının harika bir de ortak özelliği var; kendi üst kuşaklarına göre farklılıklara toleransları daha yüksek. Birey olmanın öneminin daha çok farkındalar. Elbette bunu üniversite gençliği için söyleyebilirim ama anladığım kadarıyla birbirlerini tanıdıkça anlama ve affetme kapasiteleri yükselmiş. Birbirlerinin hikayelerini dinlemişler. Üstelik ben daha en ufak bir saygısızlıkla veya bir gerginlikle karşılaşmadım tam tersi saygıları, duyarlılıkları, hikayeleri, farkındalıkları, kıymet bilmeleri, vefaları beni kendime defalarca sorgulattı. Ve benim vardığım sonuç şu oldu; Gelecek bugünden daha güzel olacak çünkü bugün Türkiye'nin pek çok kurumunda görülen hastalıklı, ben merkezci işleyiş şekli hep önyargılı, ayrıştıran, birbirini olduğu gibi kabullenemeyen, ego boyutunu aşamamış insanların ürünüyken (her kesim için konuşuyorum) yarın daha demokratik, daha anlayışlı, daha huzurlu bir ortam içinde bu gençlerin eseri olacak. Hatta bu özellikleriyle kendi büyüklerine de örnek olacaklar..Onlar büyük ölçüde doğru yolu bulmuş darısı büyüklerinin başına..