Biz faizi düşüreceğiz, OHAL'i kaldıracağız

Türkiye'nin dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Faizi düşüreceğiz, OHAL'i kaldıracağız, demokrasiyi getireceğiz. Parayı kime vereceğiz? Tefecilere değil, parayı halka vereceğiz" dedi.

 

Kılıçdaroğlu"Son 16 yılda bu hükumetin dışarıdaki faiz lobilerine ödediği faizin miktarı 151 milyar dolar. Londra'daki bir grup tefeciye ödedikleri para. Borç para aldılar, faiz ödediler. Bir de 'faize karşıyız' diyorlar. 'Faizi düşüreceğim' diyor. 16 yıldır düşüremedin de 24 Haziran'dan sonra mı düşüreceksin? 16 yıldır bu millet faiz altında inim inim inledi. İçeriye ödedikleri faiz 687 milyar lira. Çiftçi, emekli, öğretmen, memur mu aldı? Kim aldı 687 milyar lirayı. Biz ne yapacağız? Faizi düşüreceğiz, OHAL'i kaldıracağız, demokrasiyi getireceğiz. Parayı kime vereceğiz? Tefecilere değil, parayı halka vereceğiz. Halkı yüceltmek bizim görevimizdir. Öncülerimiz de kadınlarımız olacak. Sezgisi güçlüdür kadınların. Kadınlar mücadelecidir. Türkiye'nin hangi yöne gittiğini hepimiz görüyoruz. Karanlık bir koridorda hep beraber ilerliyoruz. Türkiye'yi o karanlık koridordan çıkarmak bizim elimizde. Cumhuriyet bir kadın devrimidir. Kadın erkek eşitliğinin gelmesi, kadınların hayatın her alanında söz sahibi, karar sahibi olmaları bizim en büyük emelimizdir."

Türkiye'nin ciddi sorunları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, doların euronun ve enflasyonun yukarı, Türk lirasının ise aşağı doğru gittiğine işaret etti.

Kılıçdaroğlu, bu tabloyu değiştirmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, "Bu tabloyu değiştirmek birlikte çalışmamıza bağlı. Siz de çalışacaksınız ben de çalışacağım. Sizin de benim de sorumluluğum var. Her bir kapıyı tek tek çalacağız, Türkiye, çocuklarımız, ülkemiz için çalacağız ve diyeceğiz ki 'Artık tamam yeter söz milletindir, millet ittifakınındır söz' diyeceğiz." diye konuştu.

"Bütün Avrupa 80 milyonu kim doyuracak diye yarışıyor"

Ekonominin iyi olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Çiftçinin durumu iyi değil. Narenciye üreticisi limonu bir tarafa bırakırsak diğerlerinin durumu pek parlak değil. Bakın bütün Avrupa 80 milyonu kim doyuracak diye kendi arasında yarışıyor. Hollanda, Almanya, Fransa, Polonya diyor ki 'Ben doyuracağım.' Peki bizim en bereketli topraklar üzerindeyiz fakat ekmiyoruz, dikmiyoruz. Çiftçi zarar ediyor. Dünyanın en pahalı mazotunu, ilacını çiftçiye veriyorsun. Diyorsun ki 'Bununla ek biç.' Fiyata gelince, fiyat yerlerde sürünüyor. Bu tabloyu birlikte değiştirmek bizim elimizde. Bunu birlikte değiştireceğiz. Ne diyeceğiz, artık yeter. Tamam."

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanları adayları Muharrem İnce'nin bir öğretmen olduğunu, binlerce öğrenci yetiştirdiğini dile getirerek, akademide, bilim dünyasında, devletin bürokrasisinde çok sayıda öğrencisi olduğunu aktardı.

İnce'nin topluma dokunan, kişisel hiçbir beklentisi olmayan ve 80 milyonu kucaklamak isteyen bir aday olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Ona destek verme noktasında sizlerden 'Tamam' demenizi bekliyorum. Tabi Muharrem Bey'e oy verirken birleşik oy pusulasında aşağıda CHP'ye 'Evet' tercihi basacağınız bir yer daha var. Onu da unutmuyoruz." dedi.

"Suriye'de savaşı en kısa sürede bitireceğiz"

Çok can yakıcı bir soruna daha değinmek istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Suriyeli kardeşlerimizi bu ülkeye getiren, gelecek açısından da ciddi kaygılara yol açan mevcut adamlar, yani bu ülkenin başında olanlar. Diyorlardı ki 'Emevi Cami'ne gidip namaz kılacağız.' Onu yapamadılar, gidemediler, 'Esat bugün, yarın, öbür gün gidecek' dediler Esat kaldı. İnşallah bunları beraber göndereceğiz. Şimdi Suriyeli kardeşlerimizle ilgili bizim politikamız nedir? Politikamız şu; 25 Haziran'da güzel bir güne uyanacağız. 25 Haziran'da bütün dünyaya ve komşularımıza çağrı yapacağız. Diyeceğiz ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarından gelen bir lider, mareşaldi o. Ama barışın ne kadar değerli olduğunu biliyordu. O dedi ki 'Yurtta barış, dünyada barış.' Biz de diyeceğiz ki bütün komşularımıza artık kavga etmeyeceğiz. Biz de barış istiyoruz siz de isteyin. Bütün dünyada barıştan yana tavır koyacağız. Suriye'de savaşı en kısa sürede bitireceğiz. Suriyeli kardeşlerimizin evlerini, okullarını, parklarını yapacağız her türlü alt yapısını yapacağız ve bu kardeşlerimize 'Buyurun Suriye'ye gidin. Kendi ata topraklarınıza gidin' diyeceğiz. Biz bunu yapacağız. Suriyelilerin bizim ülkemizde perişan vaziyette yaşamalarını doğru bulmuyorum."

Kılıçdaroğlu, bazı ortamlarda Türk vatandaşlarının ikinci sınıf, Suriyeli vatandaşların da birinci sınıf vatandaş gibi görüldüğünü söyledi.

Hastanede Suriyeli vatandaşların birinci sınıf, Türk vatandaşlarının da ikinci sınıf olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Dükkan açar yanında esnafın, bizim esnaf vergi verir ikinci sınıf vatandaş. Suriyeli birinci sınıf vatandaş. Ben bütün bunların hepsini biliyorum. Bütün ayrıntıları biliyorum. Suriyeliler de insan onlara da insanca davranmak lazım. Onlara da dememiz lazım 'Kardeşim tamam geldin başımızın üstünde yerin var. Artık yeter bak burnumuzun dibinde oturuyorsun buyur git. Kendi ülkene git. Baban, atan, bayrağın, vatanın orada. Oraya git sana her türlü katkıyı yapacağız.' Biz kendi ülkemizde huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Ona da bu fırsatı vereceğiz, 'kendi ülkesinde huzur içinde yaşasın' diye."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Filistin halkının her zaman yanında olduk. Çünkü biz Kuvayımilliye geleneğinden, Mustafa Kemal'in geleneğinden geliyoruz. Bütün muzlum milletlerin arkasında durmak ve onlara destek vermek istiyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, Tevfik Sırrı Gür Stadı yanında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, bugün ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdığını anımsatarak, "Gencecik çocuklarımız, evlatlarımız 1960-70'li yıllarda Filistin'in bağımsızlığı için Kudüs'e gitti." diye konuştu.

Onların Filistin halkı ve bağımsızlık için gittiklerine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Haklarını savunmak için gittiler. O gencecik çocuklarımızın mezarları Filistin'de. Filistin halkının her zaman yanında olduk. Çünkü biz Kuvayımilliye geleneğinden, Mustafa Kemal'in geleneğinden geliyoruz. Bütün muzlum milletlerin arkasında durmak ve onlara destek vermek istiyoruz." ifadesini kullandı.

Mavi Marmara olayına değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Mavi Marmara olayında dediler ki 'Biz Gazze'ye gidiyoruz, Filistinlilere yardım yapacağız.' Gittiler. İsrail uluslar arası sularda Mavi Marmara gemisine saldırdı, 9 vatandaşımızı şehit etti. Bunun üzerine hükumet büyük mitingler, programlar yaptı. Ağzından, daha doğrusu aklından büyük konuşmalar yaptı. Dedi ki 'Bundan sonra İsrail ile hiç konuşmayacağım, yan yana gelmeyeceğim. 3 şart yerine gelirse İsrail ile oturup konuşacağım.' Neydi? Gazze'de abluka kalkacaktı, İsrail özür dileyecekti ve ölenler için tazminat ödeyecekti. Bir, Gazze'de abluka kalkmadı. İki, İsrail 'ben tazminat ödemem' dedi. 'Ama siz bir vakıf adı verirseniz ben vakfa bağışta bulunabilirim.' dedi. Üç, bir özür mektubu dahi göndermedi. Sonra ne oldu? Bir gece yarısı Meclisten bir kanun çıkardılar ve İsrail ile ilişkileri düzelttiler. Şimdi ben arada bir konuşurken diyorum ya 'bunların yatacak yeri yoktur' diye. Milleti kandırdılar. Şimdi kalkacaklar konuşacaklar 'İsrail böyledir, İsrail şöyledir' diye. Sen Türkiye'yi İsrail'in arka bahçesi haline getirdin. İsrail'in özür dilemesi gerekirken, özür dilemedi. Tazminat ödemedi, ablukayı kaldırmadı. Şimdi büyükelçiliği taşıyorlar oraya. Ben bunu parlamentoda eleştirdim. 'Sayın Erdoğan Mecliste kürsüye çıktı, dedi ki 'Doğu Kudüs'te bizim konsolosluğumuz var. Orayı yakında inşallah Filistin'in başkenti yapacağız. Büyükelçiliği oraya açacağız' dedi. Bekliyorum, aylar geçti bekliyorum. Sevgili, gözünü sevdiğim Erdoğan, Mecliste konuştun, söyledin. Niye büyükelçiliği açmıyorsun Doğu Kudüs'te, Filistin devletinin büyükelçiliğini. Birisi mi engel oluyor, elinden mi tutuyor? Diyecek ki 'Ben açacaktım ama CHP karşı çıkıyor.' Şimdi CHP Genel Başkanı olarak söylüyorum. Açık ve net Mersin'den söylüyorum, yüreğin yetiyorsa git büyükelçiliği aç ben de seni sonuna kadar alkışlayacağım. İşin özeti lafla peynir gemisini yürütmeye çalıştılar."

"Bu ülke bütün dünyayla dost olacak"

Kılıçdaroğlu, en geç 4 yıl içerisinde çiftçinin ürettiğinin, alın terinin karşılığını alacağı bir Türkiye'yi inşa edeceklerini aktardı.

Türkiye'nin kendi kendine yeten bir ülke olacağını bildiren Kılıçdaroğlu, mercimek, nohut, elma, üzüm, kabak gibi her şeyin dışarıdan geldiğini, bu tabloyu değiştireceklerini söyledi.

Sanayide de devrim yapacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz bu tabloyu değiştireceğiz. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. İşsizlik sorununu çözeceğiz. Kamu istihdamını büyüteceğiz. Kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bunların tamamını yapacağız. 4 yılda yapacağız 5. yılda bunun keyfini süreceğiz. Bu ülkeyi büyüteceğiz. Bu ülke bütün dünyayla dost olacak. Huzuru, barışı, kardeşliği getireceğiz. İnsanın sorunlarını çözmek için her türlü mücadeleyi yapacağız. Diyorlardı ki 'Kılıçdaroğlu sen bir sürü şey vaat ettin parayı nereden bulacaksın.' diyorlardı. Şimdi yaptın, demek ki Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor. Emekliye 2 maaş ikramiye dedik. Sen 2 bayramda biner lira hadi gene o da idare eder ama yetmez."

Kılıçdaroğlu, 24 Mayıs'ta yeni seçim bildirgelerini açıklayacaklarını bildirdi.