BM'yi Nasıl ve Neden Düzeltmeliyiz?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, küresel politika, ekonomi, ve entegrasyon konularını işleyen ABD merkezli "Foreign Policy" dergisi için yazdığı, "BM'yi nasıl ve neden düzeltmeliyiz?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, küresel politika, ekonomi, ve entegrasyon konularını işleyen ABD merkezli "Foreign Policy" dergisi için yazdığı, "BM'yi nasıl ve neden düzeltmeliyiz?" başlıklı bir makalede, Birleşmiş Milletler'in (BM) yaşadığı itibar krizi ve buna yönelik reform önerilerini söyledi.
New York'ta bulunan BM merkezinde dünyanın her yerinden liderlerin bir araya gelerek insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlar üzerinde tartıştıklarını belirten Erdoğan, söz konusu toplantının, "Birleşmiş Milletleri tüm insanlar için kayda değer kılmak" ana temasıyla düzenlenmesinin, temanın "örgütün yaşadığı gerçek zorlukların bir özetini sunması noktasında dikkati çekici" olduğunu vurguladı.
BM'nin farklı kuruluşlarında görevli personelin çabalarına rağmen, eşi benzeri görülmemiş bir itibar krizi yaşandığını vurgulayan Erdoğan, BM'nin var olan sorunlarının kökeninde Güvenlik Konseyi'nin "dünyanın her yerinde barış ve güvenliği tesis etme" sözünü yerine getirememesinin yattığının altını çizdi ve şu değerlendirmeyi yaptı:
"Örgütün bu en üst karar alma organı Bosna'dan Ruanda'ya, Suriye'den Yemen ve Filistin'e kadar birçok yerde yaşanan suçları engelleyememiş, bu menfur saldırıların sorumlularını adalete teslim edemedi.
"Dünyanın farklı bölgelerindeki otoriter rejimler, BM'nin gözleri önünde masum sivilleri konvansiyonel silahlar ve kitle imha silahlarıyla hedef aldı, bazı rejimler hiçbir yaptırımla karşılaşmaksızın soykırımlar gerçekleştirdi.
"BM, aynı zamanda aşırı yoksulluk ve yetersiz beslenmenin kıskacında bulunan milyonlarca çocuğu yüzüstü bıraktı, mültecilerin acısını dindirecek adımları atamadı.
"Bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak insanlığın kalbi olması beklenen BM'nin nabzı bugün atmıyor."
Erdoğan, BM'yi eleştirenlerin ne yapılması gerektiği konusunda ikiye ayrıldığına işaret ederek, "İlk grubu oluşturan Türkiye ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerin, BM'nin yaşadığı sorunların çözülebilmesi için reform çağrısında bulunduğuna dikkat çekti ve ekledi:
"Karşı kamp ise Amerika Birleşik Devletleri'ni kapsıyor, BM'nin zayıf yönlerini istismar ederek liberal uluslararası düzenin altını oymaya çalışıyor.
"ABD Başkanı Donald Trump'ın, BM İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO'dan çekilme ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na mali yardımlarını durdurma kararları bu durumun açık örneğidir.
"Trump, bu yaklaşımını Salı günü yaptığı konuşmada 'ilkeli realizm politikası' olarak nitelemiştir.
"Küresel liderliğe çok ihtiyaç duyulan bu günlerde Birleşmiş Milletleri yıkmak değil, iyileştirmek durumundayız.
"Eğer büyük güçler bu sorumluluğu üstlenmek istemiyorsa, mevcut sistemden fayda sağlayan bir avuç
ülke reform yapmak istemiyorsa ve ABD'nin de aralarında bulunduğu Birleşmiş Milletlerin mimarları tek taraflı adımlar atarak çok taraflılık ilkesine zarar veriyorsa, 'küresel liderliğin' yeniden tanımlanma zamanı gelmiş demektir."
Bazı ülkelerin de elindeki tekeli kırmak ve küresel sorunları çözme iradesi gösteren ülkelerin müşterek liderliğini ortaya koymak zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan,
"Eğer büyük güçler adım atmıyorsa ya da atamıyorsa milletler topluluğu, BM veya başka örgütlerin çatısı altında gerekeni yapmalıdır" dedi ve ekledi:
"Geçen 20 yıllık dönemde ihmal edilen meselelere dikkati çeken ülkemiz, 2013'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine atıfla 'Dünya Beşten Büyüktür' kampanyasını başlattı.
"Bu kapsamda Birleşmiş Milletlerin ciddi bir itibar krizi yaşadığına dikkati çekerek tüm taraflara örgütü daha demokratik, eşitlikçi ve çok taraflı bir yapıya kavuşturma çağrısında bulunduk.
"Bugün bir kez daha milletler topluluğuna Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelik uygulamasına son verilmesi, üye sayısının 20'ye çıkarılması ve tüm ülkelerin bu platformda sırayla temsil edilmesi davetimi tekrarlıyorum.
"Türkiye, bir askeri veya ekonomik süper güç olmamakla birlikte Irak, Suriye ve diğer yerlerde çözümün parçası olarak küresel bir lider haline gelmiştir."
Türkiye'nin haben dünyanın önde gelen insani yardım bağışçıları arasında bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, uluslararası toplumun diğer üyelerinin de üzerine düşeni yapması gerektiği çağrısında bulundu ve ekledi:
"Mülteci krizinin ulaştığı boyutlar, bu meselenin Birleşmiş Milletler gibi örgütler aracılığıyla daha yakın iş birliği yapılmadan çözülemeyeceğini ortaya koymaktadır.
"Küresel güçlerin yardım etmemesi durumunda uluslararası toplumun geri kalanı inisiyatifi eline alarak, Birleşmiş Milletler'de kapsamlı bir reform sürecini başlatmalıdır.
"Zira biz daha kayda değer bir uluslararası sistemin kurulması için mevcut yapıyı tamamen ortadan kaldırmak gerektiğine inanmıyoruz."
Erdoğan makalesinin sonunda, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu artık dünya liderlerinin konuşmalar yapmak ve şikayetlerini sıralamak için geldiği bir platformdan daha fazlası haline gelmelidir. 2018, yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin temellerinin atıldığı yıl olmalıdır" çağrısı yaptı.