Bozdağ: Sinan Ateş cinayeti bütün boyutlarıyla soruşturuluyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sinan Ateş cinayetine ilişkin, "Bütün boyutlarıyla soruşturuluyor. Karanlıkta kalan hiçbir yön olmayacak, her yönüyle aydınlatılacak. Kimsenin şüphesi olmamalı, yargı işliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Bozdağ, gazete, televizyon ve ajansların Ankara temsilcileriyle Dikmen Hakimevinde, 2022 Yılı Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirdi.
Kovid-19 salgını döneminin ardından Cumhurbaşkanlığı bakımından da hareketli bir yıl olduğunu bildiren Bozdağ, 6. Yargı Paketi'nin gündeme alındığını, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda yeni reformların hayata geçirildiğini anlattı.
Bozdağ, kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik yapılan yasal düzenlemelere ilişkin şunları söyledi:
"Kadına yönelik şiddetle mücadele hem Bakanlığımızın hem de Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin değişmez ve değiştirilmez gündem maddeleri arasında yerini almaktadır. Bu kapsamda kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi halini nitelikli öldürme olarak düzenledik ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yaptırımıyla karşıladık. Bunun dışında kasten yaralama, işkence, eziyet ve tehdit suçlarının kadına karşı işlenmesi halini, suçun nitelikli halleri arasına alarak bunların da cezalarını arttırdık. İlk defa ısrarlı takibi müstakil bir suç haline getirdik ve kadınlarımızın ısrarlı taciz karşısında korunması için yeni bir reformu hayata geçirdik. Ayrıca kasten yaralama, ısrarlı takip, işkence, eziyet ve çocukların cinsel istismarı suçlarından mağdur olan ve vekili bulunmayan her bir insanımıza ücretsiz avukat tutulması imkanını getirdik."
"1042 yeni hakim, savcı göreve başladı"Kamuoyunda "kravat indirimi" olarak bilinen takdiri indirim uygulamasında ortaya çıkan sorunları gidermek maksadıyla da standartların belirlendiğini bildiren Bozdağ, "Esasında kravat indirimi, boyun bükme, gerdan kırma veyahut da güzel üslupla mahkemeyi etkileyerek işlediği suçtan daha az ceza almak için rol yapmak dönemini sona erdirdik. Artık kimse rol keserek mahkemeden ceza indirimi alamayacaktır. Bunu sıkı şartlara bağladık." diye konuştu.
Bozdağ, bu dönemde aile içi ve kadına yönelik şiddet bürolarının da kurulduğunu, Türkiye'nin her bir ilindeki ve 144 ilçedeki adliyelerde bu büroların yaygınlaştırıldığını ifade etti.
Adalet hizmetlerinin etkin yürütülmesi noktasında hakim ve savcı sayısının da arttırıldığını söyleyen Bozdağ, "2022 yılında mevcut hakim ve savcı sayımızın üzerine 1042 yeni hakim, savcı göreve başladı. Şu anda da 1500 hakim savcı sınavını 2022'de yaptık. Sözlü kısmı devam edecektir." dedi.
Bozdağ, hakim savcı sayısının yanı sıra mahkeme ve personel sayısının da arttırıldığını belirterek, "2002 yılında personel sayımız 51 bin 681'ken 2022 yılı sonunda 165 bin 735'e çıkardık. Yüzde 220 oranında bir artış sağlamış olduk. Hem mahkeme sayısının artması hem ihtisaslaşmanın sağlanması hem hakim, savcı sayısının artması, yargılamanın hızlanması bakımından son derece önemli adımlar atmış olduk." diye konuştu.
Hakim, savcıların niteliklerini arttırmak maksadıyla da hakim ve savcı yardımcılığı müessesesini sisteme kazandırdıklarını aktaran Bozdağ, meslek içi eğitimlerle hakim ve savcıların gelişmesini sağlamaya çalıştıklarını bildirdi. Bozdağ, kaliteyi arttırmak adına da teftişlerin 2 yılda bir yapılmasının zorunlu hale getirildiğini dile getirdi.
Makul sürede yargılama için özel komisyon kurulduMakul sürede yargılanmayla ilgili ciddi şikayetlerin var olduğunu belirten Bozdağ, bu yöndeki eleştirilere hak verdiğini bildirdi. Türkiye'de uzun süren 30 davanın incelendiğini, bu kapsamda özel bir komisyon kurulduğunu kaydeden Bozdağ, gerekirse özel bir düzenleme de yapılabileceğini ifade etti. Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bunu sağlamak maksadıyla özel bir komisyon kurduk. Özellikle Türkiye'de, 1926 tarihinden kalan 3 tane dava var şu anda hala devam eden. En uzun süren 30 davanın teftiş kuruluna görevlendirme yaptık, şimdi onları inceliyorlar. 30 tane dava niye uzamış, tek tek bakacaklar. Ayrıca bizim Strateji Daire Başkanımız da bu davalara bakan hakimlerle görüşüyor. Bu dosyalar niye uzadı? 'Uzamaması için çözüm ne' diye bir araştırma yaptırıyorum. Yakında sonucu çıkacak ortaya. Çıkınca da bu uzun süren davaların tamamını tasfiye edecek özel bir düzenleme yapacağız. Yani artık Türkiye'nin gündeminde 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl süren davaların olmayacağı bir döneme geçeceğiz."
"81 ilde 152 adli görüşme odası"Bakan Bozdağ, mahkeme sayısının da 2002'den bugüne, 3 bin 581'den 6 bin 950'ye çıktığını belirtti.
"Daha fazla mahkeme açmamız gerekiyorsa açmaktan çekinmeyeceğiz." diyen Bozdağ, Denizli, Malatya ve Tekirdağ'da bölge adliye mahkemelerinin, 3 tane de yeni idare mahkemesinin kurulduğunu söyledi.
Adli görüşme odaları hakkında da önemli adımların atıldığını belirten Bozdağ, kırılgan grupların soruşturma aşamasındaki ifadelerinin bu odalarda alındığını ifade etti. Bozdağ, "Şu ana kadar ülke genelinde 81 ilde 147 adliyede 152 tane adli görüşme odası söz konusu. Bugüne kadar da 354 bin 777 kişiye bu adli görüşme odalarında psiko-sosyal destek verildiği gibi onların ifadeleri, onların durumuna uygun hassasiyet gözetilerek alınması sağlandı. Bu da maddi hakikatin ortaya çıkmasında önemli bir gelişme oldu." dedi.
Bekir Bozdağ, 2022'de 320 yerde çocuk görüşme odasının faaliyete geçirildiğini belirterek, "Bu senenin mart ayı itibarıyla inşallah son yeri açarak Türkiye'nin bütün il ve ilçelerinde çocuk görüşme odalarını faaliyete geçirmiş olacağız." dedi.
Çocuk görüşme odalarının, icra yoluyla çocuk teslimine son verdiğini, çocukların üstün yararını gözettiğini kaydeden Bozdağ, tarafların, velayeti olmayan çocuklarını bu yolla görebildiğini ifade etti. Bu işlem için ailelerden herhangi bir ücret alınmadığını aktaran Bozdağ, "Çocuğu eşya olarak gören ilkel zihniyeti artık tarihin çöplüğüne havale etmiş olduk." dedi.
"Teknolojiyi, yargının hizmetine etkin bir şekilde sunduk"Bilişim teknolojisinin, yargının hızlanmasında çok büyük katkı sağladığına işaret eden Bozdağ, 2022'de 9 bin masaüstü, 2 bin 700 de dizüstü bilgisayarın yargı teşkilatının kullanımına sunulduğu bilgisini paylaştı.
Bozdağ, 2002'de bütün yargı teşkilatında 1706 bilgisayarın, şu an ise 194 bin masaüstü, 69 bin dizüstü bilgisayarın bulunduğunu belirterek "Teknolojiyi yargının hizmetine etkin bir şekilde sunduk." dedi.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nin (UYAP) dünya çapında defalarca ödül alan bir teknoloji ağı olduğunu anımsatan Bozdağ, "Toplam 53 kurumla, 166 yerle entegrasyonunu sağladık. Bu da yargılamanın hızlanmasında büyük etki sağladı." diye konuştu.
e-Duruşma sistemine ilişkin de bilgi veren Bozdağ, 2 bin 619 hukuk mahkemesinde bu sistemin uygulandığını, bugüne kadar 515 bin 440 kişinin e-Duruşma'dan yararlandığını, gelecek günlerde bunun daha da artacağını bildirdi.
"Arabuluculukta büyük başarılar elde edildi"UYAP üzerinden ulaşılan uzlaştırmacı, arabulucu ve mobil avukat portalları hakkında bilgi veren Bozdağ, yeni bir adım daha atarak, bu portallara cep telefonları üzerinden ulaşma imkanı sağlayacak mobil uygulama geliştirildiğini de söyledi. Bozdağ, vatandaşların bu uygulamayı telefonlarına indirerek hukuki konularda destek alabileceğini bildirdi.
2022'de, 51 milyon 140 e-Tebligat yapıldığını, böylece 1 milyar 291 milyon tasarruf sağlandığını belirten Bozdağ, 2022'de arabuluculukta büyük başarılar elde edildiğini, 129 bin 960'ı iş uyuşmazlığı, 58 bin 735'i ticari uyuşmazlık ve 43 bin 482'si tüketici uyuşmazlığı olmak üzere toplam 232 bin 186 uyuşmazlığın zorunlu arabuluculukla çözüldüğünü bildirdi.
İhtiyari arabuluculukla da 417 bin 289 dosyanın karara bağlandığını dile getiren Bozdağ, arabuluculuk uygulamasıyla yüzlerce mahkemenin kurulmasının önüne geçildiğini ve yargının üzerinden ciddi bir iş yükünün alındığını ifade etti.
Bekir Bozdağ, iş uyuşmazlıklarının ortalama 7 günde, ticaret ve tüketici uyuşmazlıklarının da 10 günde karara bağlandığını belirterek arabuluculuk hakkındaki ön yargılar aşıldıkça arabuluculuk kapsamının adım adım genişletileceğini ve hukuk uyuşmazlıklarının da önemli kısmının arabuluculuk kapsamına alınacağını bildirdi.
Bozdağ, 2022'de 230 bin 399 ceza dosyasının uzlaştırma aracılığıyla karara bağlandığını, uzlaştırma uygulaması sayesinde vatandaşların hakim karşısına çıkmadan sorunlarını çözdüğünü söyledi. Bozdağ, "O yüzden alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını yeni dönemde artırmaya ve uzlaştırmacılığı daha etkin işletebilmek için yeni tedbirler almaya kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim." dedi.
Lekelenmeme hakkının korunmasıVatandaşların lekelenmeme haklarının korunmasına önem verdiklerini vurgulayan Bozdağ, bu hakkın korunmasına yönelik adımlar sayesinde geçen yıl 247 bin 631 konunun soruşturmaya kaydedilmeden sonuçlandırıldığını, dolayısıyla vatandaşlar şüpheli yapılmadan, haklarında soruşturma açılmasına yer olmadığı kararı verildiğini aktardı.
Uygulamadan önce vatandaşların haklarında şikayet olur olmaz sisteme şüpheli olarak kaydedildiğine işaret ederek Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Lekelenmeme hakkının korunmasına yönelik uygulama, vatandaşlarımızın delilsiz şüpheli hale getirilmesini önledi ve onların onurlarını, haysiyetlerini koruma konusunda son derece önemli bir kazanım sağladı. Önümüzdeki dönemde lekelenmeme hakkının daha etkin uygulanması konusunda tedbirler alacağımızı ve bunun geliştirilmesi hususunda yargının daha cesur davranmasını sağlayacak düzenlemeler yapacağımızı da ifade etmek isterim. Çünkü Cumhuriyet savcılıkları, kamuoyu tepkileri, beklentileri dikkate alarak bu konularda benim gördüğüm kadarıyla fazla cesur davranmıyorlar. Onun için yeni dönemde kuralları, somut ve net ilkeleri koyarak savcılarımızın hem kamuoyu nezdinde haksız şekilde yıpratılmalarını önleyecek hem de bu konularda daha cesur davranmalarını sağlayacak adımlar atacağımızı ifade etmek isterim."
"Noter bulunmayan ilçe kalmadı"Noterlere ilişkin düzenlemelere de değinen Bozdağ, 6. Yargı Paketi'yle gayrimenkul alım satımının, tapu sicil müdürlükleri yanında noterlerce de yapılmasına imkan sağladıklarını bildirdi. Noter sayısını da arttırdıklarını söyleyen Bozdağ, 78 ilçede yeni noter kurulduğunu, noter bulunmayan ilçe kalmadığını ifade etti.
Bozdağ, adli sicil kayıtları konusunda da önemli değişiklikler yaptıklarını belirterek, "Biz vatandaşların adli sicil kayıtlarının silinmesi için e-Devlet üzerinden müracaat edebilmelerine imkan sağladık. Bugüne kadar 521 bin 399 adli sicil kaydını vatandaşlarımız, 2023'te başlattık bunu, kısa bir sürede bu kabul gördü ve bu kadar vatandaşımız adli sicil kaydından kurtulmuş oldu." diye konuştu.
Adli sicil kaydının yabancı dillerde verilmesine yönelik çalışmaları anlatan Bozdağ, daha önce 19 dilde adli sicil kaydı verildiğini, 2022'de 9 dil daha ekleyerek 28 yabancı dilde adli sicil vermeye başladıklarını, 20 dilde daha adli sicil vererek sayıyı 48'e çıkarmayı planladıklarını bildirdi.
Bakan Bozdağ, fiyatları etkileme ve stokçuluk suçunun cezalarını arttırdıklarını, kira artışlarını yüzde 25 ile sınırladıklarını, 2 bin 500 lira ve altındaki alacakların tasfiyesi için önemli bir reformu da hayata geçirdiklerini hatırlattı.
"Performans esaslı değerlendirme sistemi kuruldu"Mesleğe yeni başlayan avukatların, çalışırken de staj yapmalarına imkan sağladıklarına dikkati çeken Bozdağ, böylece çalışanların avukatlık stajı yapmalarının önündeki önemli bir engeli kaldırdıklarını ifade etti.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun, sosyal medya kullanımı konusunda rehber ilkeler yayınladığına değinen Bozdağ, bunun son derece önemli olduğunu vurguladı.
Bozdağ, performans esaslı değerlendirme sistemi kurulduğunu, böylece hakim ve savcılara kaç dosya geldiğinin, bu dosyalara ne kadar sürede işlem yapıldığının ve dosyaların ne kadar beklediğinin görüldüğünü aktardı. Bozdağ, "Bütün veriler toplanıyor, hakim ve savcıların performansı hakkında kurul bir kanaat sahibi oluyor ve bu kanaati onlarla ilgili tasarruflar yapılırken değerlendiriyor. Bunun da son derece etkin ve yararlı sonuçlar doğurduğunu ifade etmek isterim." dedi.
Adli sicil ve istatistik konusunda bakanlıkta bir birim bulunduğunu aktaran Bozdağ, buradaki verilerin değerlendirilmesi konusundaki eksiklerin giderildiğini, adli sicile gelen verileri değerlendiren bir daire kurduklarını söyledi. Bozdağ, "Bu verilerin hem suçla mücadelede hem ıslah ve rehabilitasyon sürecinde hem de diğer konularda bize büyük yardım sağlayacağına yürekten inanıyoruz." diye konuştu.
"Bakanlığımıza ve çalışmalarımıza önemli katkı verecek"Mukayeseli Hukuk Dairesi adı altında yeni bir birim de kurduklarını dile getiren Bozdağ, dünyada hukuk alanındaki gelişmeleri buradan takip ettiklerini söyledi.
Bozdağ, "Buradaki arkadaşlarımız, Türkiye'nin hukuk sistemiyle benzer hukuk sistemlerine sahip ülkeleri, onun dışında, takip edebildiğimiz kadarıyla, iyi uygulama örnekleri olan her bir ülkeyi takip edecekler. Nerede güzel bir hukuk uygulaması ortaya çıktı, onu biz kendi ülkemize nasıl uyarlarız onu değerlendirecekler. Bakanlığımıza ve çalışmalarımıza önemli katkı verecek bir birim olduğunu ifade etmek isterim." diye konuştu.
Hakim ve savcıların kıdemiHakim ve savcıların kıdemlerine ilişkin değerlendirmeler de yapan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şu anda 22 bin 769 hakim ve savcı görev yapıyor. Bunların 4 bin 354'ünün kıdemi 3 yılın altında. Yüzde 19,1'e tekabül ediyor. 4 bin 464'ünün kıdemi 5 yıl. Yüzde 19,6'ya tekabül ediyor. 5 ile 10 yıl arası 6 bin 589, yüzde 28,9'a, 10 ile 15 yıl arası 2 bin 336, yüzde 10,3'e, 15 ile 20 yıl arası 1250, yüzde 5,3'e, 20 yıl ile 25 yıl arası 1950, yüzde 8,6'ya, 25 yıl ve üzeri ise 1866, yüzde 8,2'ye tekabül ediyor. Bu şu anlama geliyor, şu anda mevcut hakim ve savcılarımızın yüzde 60'ının kıdemi 5 yıl ve üzerinde. Yüzde 81'inin kıdemi 3 yıl ve üzerinde. Yüzde 19'unun 3 yıl ve altında. Dolayısıyla kıdemle ilgili yaşanan sorun, şu anda kademeli olarak aşılma noktasına geldi. Bu tecrübe eminim ki Türk yargısına önemli bir katkı sağlayacaktır. Vatandaşlarımızın beklentilerinin olumlu anlamda değerlendirilmesi konusunda önemli sonuçlar doğuracaktır."
"Kadın hakim ve savcı oranı oldukça arttı"Bozdağ, "Şu anda Türkiye'de 15 bin 394 hakim, 7 bin 440 savcı bulunuyor. Kadın hakim sayısı 2002'de 1725'ten, 2022'de 7 bin 128'e yükseldi. Kadın hakim sayısındaki artış yüzde 313 oldu. 2002'de 122 olan kadın savcı sayısı da 2022'de yüzde 900 artışla 1228 oldu." bilgisini paylaştı.
Bakan Bozdağ, kadın hakim ve savcı oranlarının oldukça arttığını, bunun da son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yargıya hak ettikleri şekilde kadın eli değdiğini, adaletin tecellisinde kadınların da önemli rol aldıklarını bildiren Bozdağ, yargıda kadınların önünü açan ve onlara büyük imkanlar veren adımlar atıldığını kaydetti.
Bozdağ, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin soru üzerine, soruşturma kapsamında 13 kişi hakkında tutuklama kararı verildiğini, 3 kişi için adli kontrol tedbiri uygulandığını söyledi.
Olayla ilgili bir kişinin ise halen arandığını aktaran Bozdağ, "Şu an tetiği çektiği belirtilen kişi aranıyor ama kimlik bilgileri net. Onunla ilgili kolluk kuvvetleri ve Cumhuriyet Başsavcılığı birlikte çalışıyorlar. İnşallah yakın bir zamanda o da kolluk güçlerimiz tarafından yakalanıp adalete teslim edilecek. Yani bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk güçleri, büyük bir titizlik ve itinayla soruşturmayı yürütmektedir." dedi.
Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu konu, bütün boyutlarıyla soruşturuluyor. Karanlıkta kalan hiçbir yön olmayacaktır ve konu her yönüyle aydınlatılacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır. Yargı işliyor, burada yargının ilk günden beri yaptıklarına bakılırsa kolluğun yaptıklarına bakılırsa meselenin üzerine ciddiyetle gidildiği çok açık ortada. Ama buna rağmen bu konu üzerinden de bir istismar siyaseti üretiliyor. Bu da fevkalade yanlış bir şey. Yani burada kolluğun yapması gerekir. Veyahut da yargının yapması gerekir. Yapmadığı bir şeyi kimse iddia edemez. Çünkü araştırılması gereken her konu araştırılır ve elde edilen delillere göre de soruşturma yürüyor."
Bakan Bozdağ, tetikçi olduğu iddia edilen kişinin yurt dışına çıkıp çıkmadığına ilişkin soruyu ise "Yani şu anda bir bilgi yok bu yönde elimizde. Resmi yollardan çıkması mümkün değil, hakkında yakalama kararı olduğu için resmi yollardan çıktığına dair hiçbir veri yok. Ama kaçak yollardan çıkmış olabilir mi? Ona dair de şu anda elimizde bir bilgi yok. Arama tarama titizlikle yürütülüyor." diye cevapladı.
"Kenan Deniz ve İlhan Kılıç hakkında rapor çıkmış durumda"Bekir Bozdağ, soru üzerine, Anayasa'nın 104. maddesine göre, cumhurbaşkanının sürekli hastalık, sakatlık ve engellilik halinde hükümlülerin cezasını hafifletme ve kaldırma yetkisi bulunduğunu hatırlattı.
Adalet Bakanlığının bu konudaki genelgesine de değinen Bozdağ, şunları söyledi:
"Genelgenin yazımında birtakım yanlışlıklar vardı. Adli tıbbın uygulamalarında yanlışlıklar vardı. Adli tıp raporlarında, adeta cumhurbaşkanı yetkisini kullanır gibi şu ifadeleri kullanıyorlardı, '104. madde kapsamına girmez, 104. madde kapsamına girer.' Halbuki bu konuda kanun ve cumhurbaşkanlığı kararnamesi var, yasalarımız var. 'Adli Tıp Kurumuna sadece bilimsel ve teknik görüş sorulur' diyor. Ama onlar öyle bir yetki kullanıyorlar ki 104. madde kapsamına girip girmeyeceğine karar veriyorlar. Bu kararı verme yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı'mıza aittir. O yüzden biz genelgemizi güncelledik. İnfaz kanununun 16. maddesine göre infaz tehiri de bu genelge içinde düzenleniyordu. İkisi bir gidince de daha çok infaz tehiri yönünde karar veriyorlardı. 'İkisi varken ondan yararlansın' diyorlardı. Şimdi biz ayırdık. Cezasının infazını tek başına cezaevinde yapamayacak kişiler hakkında ayrı rapor ama cumhurbaşkanı özel yetkisini kullanmak istediğinde de ayrı rapor verecek. İki konu tek raporda görüşülmeyecek. Bir defa bunu ayırdık. Çok net yazdık, Adli Tıp Kurumu, sadece sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali olup olmadığına dair teşhis ve tespit yapacak. Derecesini de yazmayacak. 'Kocama vardır' o kadar. 'Sakatlık vardır' o kadar. 'Sürekli hastalık vardır' o kadar. Onun dışında geri kalan konu cumhurbaşkanının takdirine aittir. Affeder, etmez veya cezasını azaltır, azaltmaz. Onun takdirinde. Şimdi bizim yayınladığımız yeni genelge, bu konudaki kargaşayı ortadan kaldıracaktır. Biz genelgeyi değiştirdik. Şimdi bir bahane kalmamış oldu. Şu anda iki kişiyle ilgili kocama haline ilişkin raporlar çıktı. Süreç devam ediyor."
Bu kişilerin isimlerinin sorulması üzerine Bozdağ, 28 Şubat davası hükümlüleri Kenan Deniz ve İlhan Kılıç hakkında Adli Tıp Kurumunun 'kocama hali'ne ilişkin rapor düzenlediğini söyledi.
Bozdağ, "Tabii o ceza işlerine gelecek, ceza işlerinden Cumhurbaşkanı'na iletilecek. Bu bir süreç tabii. Yani o yüzden henüz daha tekamül etmiş değil. Süreç işliyor." dedi.
Başörtüsü teklifi konusunda bazı muhalefet partilerinin randevu vermediği hatırlatılarak, Cumhur İttifakı'nın süreci nasıl işleteceğine dair soruyu cevaplayan Bozdağ, bunun kamuoyuna yansıyan gerekçesinin Anayasa teklifinin içeriğine ilişkin bir reddi içermediğini belirtti. Bozdağ, "Bu konu, Meclisten büyük bir uzlaşmayla geçmesi için tam uygun bir zeminde ve zamanda gelmiş durumda. Gündeme getiren de biz değiliz, Sayın Kılıçdaroğlu'dur." cevabını verdi.
"Yasal güvence istenen bir konuya, 'anayasal güvence geliyor' diye karşı çıkacaklarsa, çıkmak isteyeceklerse onların bileceği iş." ifadesini kullanan Bozdağ, "Yani herkes sorar, 'Sen yasal güvence istedin. anayasal güvence geliyor. Daha büyük bir güvenceye niye karşı çıkıyorsun?' derler." diye konuştu.
Altılı masanın ortak bildirisinde birtakım önerilerin olacağının aktarıldığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
"İpe un sermek için bahane mi arıyorlar, yoksa destek vermek için bir şey mi yapmak istiyorlar? İkisi arasında gidip geliyorum. Yani umarım sermezler. Umarım bu konuda herhangi bir bahane üretmeye girmezler. Çünkü çok açık. Yani ailenin korunmasıyla ilgili maddeye hangi saikle karşı çıkacak? Merak ediyorum, görelim ne diyecekler? Hem başını açan, hem başını örten kadınların hakkını, anayasal düzeyde koruyan bu düzenlemeye nasıl karşı çıkacaklar? Bu düzenlemelere kökten karşı çıkmayı Türk halkı affetmez."
FETÖ davalarının bilançosuBakan Bozdağ, kesinleşen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) davalarına ilişkin bilgiler verdi. Açılan 289 fiili darbe davasında 8 bin 725 kişinin yargılandığını, 1634'ünün ağırlaştırılmış müebbet, 1366 kişinin müebbet, 1891 kişinin süreli hapis cezası olmak üzere toplam 4 bin 891 kişinin ceza aldığını bildiren Bozdağ, sanıklardan 2 bin 870 kişinin beraat ettiğini, 964 kişi hakkında da ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini aktardı.
FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla 203 bin 511 dosyanın karara çıktığını, derdest dosya sayısının 64 bin 58 olduğunu aktaran Bozdağ, derdest dosyalarda 107 bin 492 kişinin yargılandığını, karara çıkan dosyalarda ise 577 bin 616 kişi hakkında hüküm verildiğini bildirdi.
Bozdağ, tutuklu sayısının 1299, adli kontrol altında olan kişi sayısının 22 bin 636, yakalama kararı bulunan kişi sayısının 29 bin 93, hükümlü sayısının ise 16 bin 212 kişi olduğunu ifade etti.
Hükümlülerin sosyal medya kullanımıAdalet Bakanı Bozdağ, hükümlülerin sosyal medya kullanamayacağını ancak adlarına açılan hesaplardan avukat ve aileleri aracılığıyla paylaşım yapılabildiğini söyledi.
Bu konuda çalışma yapıldığını bildiren Bozdağ, dünyadaki örneklerin incelendiğini, değerlendirme yapılmasının ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
"Sistemsizlik önerisi"Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, "Biz altı lider ortak imzayla karar alacağız" şeklindeki açıklamaları anımsatılarak, "bunun yeni bir sistem önerisi olup olmadığı" sorulan Bozdağ, bunun "sistemsizlik önerisi" olduğunu söyledi.
Anayasa'nın 8'inci ve 104'üncü maddelerini anımsatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Yürütme yetkisi ve görevi Anayasa ve kanunlara göre cumhurbaşkanı tarafından kullanılır. 104'üncü maddede cumhurbaşkanı, devletin başıdır, yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanına aittir. Bu iki madde yürütme yetkisinin münhasıran cumhurbaşkanına ait olduğunu gösterir. Çünkü cumhurbaşkanı bu sistemde yürütme organıdır. Halkın seçtiği daha önceki parlamenter sistemde olduğu gibi adı cumhurbaşkanı olan cumhurbaşkanıyla şimdiki Cumhurbaşkanı'nın adı dışında benzer hiçbir yönü yok. Çünkü o temsili görevi olan bir cumhurbaşkanı, bu doğrudan yürütme organı cumhurbaşkanı. Eskiden Bakanlar Kurulu kararı olurdu. Sistem bambaşka bir yerde. Dolayısıyla cumhurbaşkanına ait yetkileri başkalarının kullanmak istemesi ve 'Kullanacağız, imzamız olmadan olmaz' demesi, 'Protokole yazacağız' demesi bana darbecileri hatırlatıyor."
Geçmişteki darbelerde Milli Birlik Komitesi, Milli Güvenlik Konseyi ve Yurtta Sulh Konseyi'nin yer aldığını aktaran Bozdağ, "Şimdi bunlar darbecilerin 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de yaptıklarını demokratik bir seçimle eğer mümkün olursa ki öyle bir şey de gözükmüyor, boş yere kendi kendilerini yoruyorlar. Ama halk çok net bu konuda. Cumhurbaşkanı adaylarına şimdiden kabul ettirmeye çalışıyorlar. Yani 'Biz konsey kuracağız, eşgüdüm konseyi' dedi Sayın Karamollaoğlu. Sayın Davutoğlu daha ileri götürdü." ifadelerini kulandı.
Bu şekilde cumhurbaşkanı adayının vatandaşa verdiği sözleri yerine getiremeyeceğini söyleyen Bozdağ, "Sayın Davutoğlu'nun dediği olursa dün de Cumhurbaşkanı söyledi, bu Anayasa'nın yürütmeye ilişkin hükümlerinin kısmen askıya alınmasıdır ve hükümetin görevinin başkaları tarafından Anayasa'ya aykırı olarak fiilen gasp edilmesidir. Anayasa'yı ihlal olur ve sivil bir darbedir. Bu darbe teşebbüsüyle, sivil darbe hükümeti etkisiz kılmakla, hükümeti yetkisiz kılmakla, hükümeti kenara atmak arasında hiçbir fark yoktur." diye konuştu.
"FETÖ'nün silahlı terör örgütü olduğunu bizden daha iyi ABD bilir"Bazı FETÖ mensuplarının iade taleplerinin çeşitli ülkeler tarafından reddedilmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Bozdağ, konuyla ilgili süren davaların bulunduğunu, FETÖ'nün gerçek kimliğini ortaya çıkaran adli süreçlerin işletildiğini bildirdi.
"FETÖ'nün silahlı terör örgütü olduğunu bizden daha iyi ABD bilir." ifadelerini kullanan Bozdağ, "Türkiye düşmanlarını ve Türk düşmanlarını özel himayeye mazhar terörist statüsünde koruyorlar." dedi.
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın adaylığı Anayasa'ya da yasalara da uygundur"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hukuken yeniden cumhurbaşkanı adayı olamayacağı yönündeki açıklamaların sorulduğu Bozdağ, "Bunlar hukuk uydurmaya çalışıyorlar." diye yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığının Anayasa ve yasalara uygun olduğunu söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın adaylığı Anayasa'ya da yasalara da uygundur. Adaylık konusunda hukuken bir şüphe yoktur. Adaylık Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'mızın anayasal hakkıdır. Çünkü bakarsanız Anayasa'nın 101'inci maddesiyle 75 ve 77'inci maddesinin yürürlüğünü düzenleyen o kanunun 18'inci maddesi der ki Anayasa'nın 75, 77 ve 101'inci maddelerinin ilk seçim takviminin ilan edildiği tarihte yürürlüğe girer. İlk seçim ne zaman oldu? Bu 17 değişikliğinden sonra 2018'de oldu. Dolayısıyla bu maddelerin yürürlük tarihi 2018'dir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız o zaman ilk defa yürütme organı devletin başı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk başkanı olarak seçilmiştir ve 2023'teki seçimi ikinci seçimdir. Anayasa çok açık. Hiç yoruma ihtiyaç yok. Yoruma da izin vermiyor. Bu maddelerin yürürlüğünü koyuyor. Siz yürürlüğünü 2018'de başlatan Anayasa hükmüne rağmen, 'Geçmiştekinin adı da cumhurbaşkanıydı, o da iki defa seçiliyordu. Sizin bu yeni hakkınızı geçmişteki hakkınızdan mahsup ederiz.' diyen bir yorum yapılıyor. Bu kabul edilemez. Hiçbir hak bir defa geçmişte kullanıldı diye mahsup edilemez."
Bozdağ, artık Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığının tartışma konusu yapılmasının bırakılması gerektiğini ifade ederek, "Boş yere orada enerji harcamalarına hacet yok. Ama yok şunu diyorlarsa 'Tayyip Bey meydana çıkarsa biz bunu yenemeyiz. Hiç olmazsa adaylığını engellersek biz avantajlı oluruz' diyorlarsa, uğraşsınlar. Engellik bir şey yok. Çünkü Anayasa açık, yasa açık, Anayasa Mahkemesi kararı açık. Burada herhangi bir Anayasa'ya aykırılık kesinlikle söz konusu değil." diye konuştu.
Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun birleştirilmesi konusunda geçmişte çalışma yaptıklarını ama gerçekleşmediğini belirten Bozdağ, "Yeni dönemde biz bunları birleştireceğiz, tekleştireceğiz. Bu tartışmaları sona erdiren bir adım atacağız." dedi.
Bozdağ, Cumhurbaşkanının seçimi yenileme kararı alma yetkisinin "Meclisin feshi" olarak anlatıldığını ancak bunun doğru olmadığını dile getirdi.
Açık cezaevindekilere Kovid-19 salgını nedeniyle verilen iznin süresinin 31 Temmuz'da dolacağı hatırlatılarak, sürenin uzatılıp uzatılmayacağı ve yeni bir infaz düzenlemesi yapılmasının gündemlerinde olup olmadığı sorulan Bozdağ, her iki konunun da şu an gündemlerinde olmadığı cevabını verdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 13 Kasım 2022'de İstanbul İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısına ilişkin de Hazni Gölge'nin Bulgaristan tarafından Türkiye'ye iade edildiğini anımsattı.