"Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonunu gerçekleştirdik"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs sürecinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük tahliye operasyonunu son derece başarılı gerçekleştirdiklerini belirterek, "130 ülkeden 90 binden fazla vatandaşımızı ülkemize getirdik." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da katıldığı Antalya'nın Alanya ilçesinde düzenlenen "Sağlıklı Turizm, Güvenli Kent" toplantısında, Türkiye'nin aldığı tedbirler sayesinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede en başarılı ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Bakan Ersoy: Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'nı yerinde deneyimleme şansı verdikTürkiye'nin en iyi sağlık sistemine ve altyapısına sahip ülkelerden biri olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün itibarıyla 137 ülkeye tıbbi yardım gönderdik ve göndermeye devam edeceğiz. Rakamların arttığı ülkelere ilave yardımlar gönderiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük tahliye operasyonunu son derece başarılı gerçekleştirdik, 130 ülkeden 90 binden fazla vatandaşımızı ülkemize getirdik. 90 ülke, Türkiye'deki vatandaşlarını tahliye etmek istedi. Bu ülkelerin 230 bin vatandaşının tahliye edilmesine katkı sağladık, birlikte koordine ettik."
Pandeminin tüm dünyayı sarstığını, olumsuz etkilerini gördüklerini, dünyanın bunun sorunlarını yaşadığını belirten Çavuşoğlu, "Bunu tüm dünya halkları da yaşayacak. Bizim gibi ülkeleri yönetmeye çalışan siyasetçileri, hükümetleri de mutlaka etkiyecek ama bu dönemde tedbirini iyi alan, koronavirüs sonrasına kendisini iyi hazırlayan, sorun zamanında da ekonomisini ayakta tutabilen ülkeler gelecekte en önde olacak. Yani büyümede, istikrarda ve ekonomik başarıda en önde olacak, turizm de buna dahil." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Kovid-19 dünyada başlar başlamaz Türkiye'de aldıkları tedbirler sayesinde pandemiyle mücadelede en başarılı ülkelerden birisi olduklarını vurguladı.
Türkiye'nin sadece hastane, yatak kapasitesi ve doktor sayısı bakımından değil, aynı zamanda doktor kalitesi ve tedavi yöntemleriyle de dünyada en önde gelen ülkelerden olduğunu herkesin gördüğünü anlatan Çavuşoğlu, her ülke ve yönetiminin kendi halkını en kötü şartlara göre hazırlaması ve hazırlıklı olması gerektiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, yatırımlara, şehir hastanelerine itiraz edenlerin bile bunların ne kadar isabetli yatırımlar olduğunu gördüğünü ifade etti.
Pandemi hastanelerini de yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Pandemi hastanelerinin de ne kadar faydalı olacağını vatandaşımız görüyor. 'Gereksiz' diyenler de olabilir ama daha şimdiden sağlık turizmiyle ilgili bunların faydasını görmeye başladık. Bir taraftan mücadele, yeni normal ve 'koronavirüs sonrası neler yapacağız' çok kafa yoruyoruz. Hükümet olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sadece kendimiz değil, uzmanların görüşlerini alıyoruz. Sadece Dışişleri Bakanlığı olarak hem Türkiye'den hem dünyanın çok önemli Nobel ödüllü yazarları dahil, akademisyenler, eski devlet başkanları dahil her kıtadan her ülkeden, bölgesel olarak her dinden uzmanların görüşlerini aldık. Nasıl bir dünya bizi bekliyor, rekabet nasıl olacak? Küreselleşme zarar mı görecek daha da mı güçlenecek? Ama herkesin hemfikir olduğu bir şey var; bölgeselleşme hakim olacak. Bölgeselleşme demek, üretimin de tedarik merkezlerinin de bölgesel olmasıdır."
Gelişmeler, kriterler ortaya konulduğunda, Türkiye'nin de en önemli merkezlerden birisi olduğunu Avrupalıların ve dünyada herkesin söylediğini aktaran Çavuşoğlu, bunun avantajlarını hep birlikte göreceklerine işaret etti.
Yurt dışındaki ülkelere de yardım ettiklerine değinen Çavuşoğlu, "Birkaç gün önce yine Sancak bölgesinde artışlar olunca oradaki kardeşlerimizi de ihmal etmedik. Dünya ülkeleri ve halkları arasında siyasi ilişkilerimiz iyidir, kötüdür diye ayrım yapmadık." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, böyle bir dönemde Kerkük'teki vatandaşlara, Balkanlara, Ahıska Türklerine, her yere yardımları gönderdiklerini anımsattı.
Almanya ziyaretine de değinen Bakan Çavuşoğlu, turizm alanında yapılan hazırlıkları anlattıklarını, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy'un yazdığı mektupları ulaştırdıklarını bildirdi.
Bakan Ersoy'un muhataplarını, kendisinin de muhataplarını arayarak ziyaretlere başladığını dile getiren Çavuşoğlu, "Almanya'ya gittik. Son derece verimli, samimi fikirlere ve datalara dayalı objektif kriterler çerçevesinde çalışmalar gerçekleştirdik. Faydalı görüşmeler oldu." bilgisini paylaştı.
"AB'nin aldığı kararların siyasi olduğunu biz kendilerine açıkça söylüyorduk ama şimdi Almanya'da çıkan yazılara, televizyonlardaki yorumlara baktığımızda onların kendisi bizzat söylüyor. AB'nin listesine baktığımız zaman ülkelerin ismini saymak istemiyorum, o ülkeler de bizim kardeş dost ülkelerimiz." diyen Çavuşoğlu, kimsenin hedefleri olmadığını, kimseyle de rekabet içinde olmadıklarını vurguladı.
İnsan sağlığı ve güvenliğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bu kriterler temelinde çalışıyoruz. Bu kriterler ortaya konulduğunda Türkiye'ye haksızlık edildiğini, bazı ülkelerin siyasi ilişkileri iyi olduğu için o ülkelerde rakamlar iyi olmadığı halde jest yapıldığını görüyoruz. Oysa yanlış bir jest. Yani kendi vatandaşının sağlığını riske ederek, başka ülkelere şartları iyi olmadığı halde jest yaparsanız ve şartları iyi olan Türkiye'yi görmezden gelirseniz, o zaman kendi vatandaşınız da kendi basınınız da isyan eder. Almanya'yı bundan ayrı tutmak istiyorum. Almanya tabii ki AB'nin içinde. Dönem başkanlığını da üstlendi. En son yaptığımız çalışmalar, sayın bakanımızın Alman muhatabıyla yaptığı görüşmeler, sağlık bakan yardımcımızın orada yaptığı sunumlar ve Sağlık Bakanlığındaki çalışmalar önemliydi. Almanya Dışişleri ve İçişleri bakanları ile görüşmelerim oldu. Yaptığımız görüşmelerin neticesini inşallah alacağız. Bu dönemi en az hasarla geçiştirmeye çalışacağız ama geleceğe yönelik, tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektörünün canlı tutulması için, gelişmesi ve büyümesi, hedeflerimize ulaşması için hep birlikte çalışacağız."
Bakan Çavuşoğlu, geçmiş dönemlerde krizler yaşandığını ve hepsini atlattıklarını ifade etti.