ERDOĞAN'DAN YAPTIRIM AÇIKLAMASI
AK Parti Grup Toplantısı'nın ardından soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin İran'a yönelik yaptırım kararı ile ilgili olarak, "Yaptırımları doğru bulmuyoruz. Dünyanın dengesini bozmaya yönelik" dedi. Erdoğan, "Yaptırımlar konusunda bizim duruşumuz hep net oldu. Petrole yönelik konularda bunu hep söyledik. Alternatifsiz bir şeydir. Böyle bir yaptırıma kesinlikle uymayız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Geçtiğimiz cumartesi günü önemli bir yıl dönümünü geride bıraktık. 3 Kasım tarihinde AK Parti iktidarının 17. yılını geride bıraktık. Ortaya çıkan manzara tarihi bir değişime işaret ediyor. Milletimiz her seçimde tercihini AK Parti'den yana koyarak muassır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma isteğini göstermiştir. 16 yılda 14 seçimle milletimizin karşısına çıktık, her defasında durmak yok, yola devam mesajı aldık. Ülkemize ve milletimize kazandırdığımız eserleri hatırladığımızda bu teveccühün boşa olmadığını görüyoruz.
Ülkemizi 4 temel sütun üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Eğitim, sağlık, adalet ve ehliyet. Ve bu başlıklarda hamlelerimizi başlattık.
DEMEK Kİ 12 KAT ARTIRDIK
Eğitim davası, bu ülkenin ve milletin asırlardır tartıştığı, konuştuğu, üzerinde durduğu ama bir türlü istediği neticeyi alamadığı bir meseledir. Biz öncelikle eğitimin altyapısıyla ilgili eksiklikleri, mazeretleri, talepleri ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle başlattık. Eğitime ayrılan kamu kaynağını üniversiteler dahil, 10 milyar liradan bu yıl itibarıyla 120,2 milyar liraya çıkartarak bütçede ilk sıraya yükselttik. Demek ki bire 12, 12 kat artırdık. Derslik sayısı 288 bin ilaveyle 575 bine, öğretmen sayısını 607 bin ilaveyle 920 bine çıkartarak bu alandaki sorunları büyük oranda çözdük. Sadece bu yıl 166 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıttık. Üniversite sayımızı 130 ilave ile 206’ya, akademik personel sayımızı 82 bin ilaveyle 158 bine çıkardık.
ÜNİVERSİTEYİ BİZ ONLARIN AYAĞINA GÖTÜRDÜK
Bakınız ben size gerçekleri anlatıyorum. Sizlere havadan sudan konuşmuyorum. Öğrencilik yıllarımızda 70-75 kişilik sınıflarda biz okuduk ama ülkemin genelinde 100 kişilik sınıfların olduğunu da iyi biliyorum. Bunlar CHP’nin, diğerlerinin iktidarda olduğu dönemlerdi. Bunlardan böyle bir mirası devraldık. Hamdolsun bizim şimdi ortalamamız 30 civarında. Öğretmenlerimizin sayısını artırdık. Biz kitap alamıyorduk. Bu genç nesil teksir nedir onu da bilmez zaten ve ağabeylerimizden teksir kağıtlarını satın almak istediğimiz zaman ağabeylerimiz bize satmazdı.
Biz, kuşe kağıtta, birinci hamur kağıtta ders kitaplarını sıraların üzerine koyduk, ücretsiz olarak öğrencilerimize bunları dağıttık. Bu bir ihale değildi, bu bir lütuf değildi. Bu sadece bizim milletimizin emanetini sahibine teslim etmekti. Iğdır’daki, Kars’taki, Muş’taki, Ağrı’daki, Hakkari’deki öğrencilerimizin, Ankara’ya, İstanbul’a şuraya buraya gelmesini değil, üniversiteyi biz onların ayağına götürdük.
1 OCAK'TAN İTİBAREN 500 LİRA
Bir aralar sağ olsun bir dostumuzun lafı vardı; ‘Oxford’u Hakkari’ye getirdiniz de okumadık mı’ diye. Biz işte şimdi bunu yaptık. Biz oralara bu üniversitelerimizi getirdik ve 75-76 üniversiteden 206’ya çıkardık. Bununla ne yaptık? Hem eğitim öğretimin maliyetini düşürdük hem de artık müesseseler, fiziki imkanlar sizin önünüzde. Biz bunu sağladık, okumayı da siz başaracaksınız. Böylece üniversiteli öğrencilerimizin sayısını 1 milyon 650 binden 7 milyon 600 bine ulaştırarak neredeyse her bir evladımız için bu eğitim kapısının açık kalmasını sağladık.
Yükseköğrenim öğrencilerimizin kredi-burs rakamını, geldiğimizde ne veriliyordu 45 lira, şimdi 1 Ocak’tan itibaren bu rakam 500 lira. Ya kredi ya burs. Her müracaat edene bu verilecek. Ama bazı öğrencilerimiz nedense ‘burs’ diyor. Bak sen krediye de müracaat etsen şunu bilesin ki faiz uygulaması yok, size en düşük taksitlerle, sigortalı olarak işe girdiğin anda devlet bunu senden tahsil edecek. İster bursa müracaat et ister krediye ama et. İnanın Bay Kemal’e sorsanız bunu bilmez. Haberi yoktur. Ne oluyor, ne gidiyor bu ülkede haberi yoktur.
ÖLÜLERİMİZİ BİLE REHİN ALDILAR
Sağlık, en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında geliyor. Eski Türkiye’nin hastanelerinde, sağlık ocaklarında, eczanelerinde yaşanan utanç verici görüntüleri orta yaş üzeri vatandaşlarımız çok iyi bilir. Zaten herhalde Savaş Ay’ın o malum belgeselini izlemişsinizdir. Yahu bunlar Bay Kemal’in genel müdürlüğü döneminde ölülerimizi bile rehin aldılar. SSK’nın Genel Müdürüydü…
Şimdi biz, sağlık sistemini baştan sona değiştirdik. Bugün ülkemizde Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi dışında kalan kimse yoktur. Hastane yatak kapasitemizi 136 bin ilave ile 240 bine, sağlık çalışanı sayımızı 550 bin ilaveyle 928 bine ve böylece doktor sayımızı da 94 bin ilaveyle 231 bine çıkardık. Sağlık birimlerimizi tomografisinden MR’ına, diyalizinden röntgenine kadar en modern cihazlarla donattık. Ambulans sayımızı 618’den 5 bine çıkarttık. Uçağından helikopterine, artık bizim ambulans helikopterlerimiz, uçaklarımız var. Bunları ülkemize getirdik. Bunlar daha önce Bay Kemal genel müdürken bu ülkede ambulans yok muydu? Minibüs ambulanslar falan yok muydu? Neden bu çürük, içinde herhangi bir tedavi imkanı olmayan ambulanslara mahkum ettiler.
BİZ DAMDAN DÜŞTÜK BAY KEMAL
Ben ambulansla değil, bir trafik kazası geçirdim arkadaşlarımla beraber, bir seçim çalışmasına giderken. Bolu’ya geldik, Bolu’da da hastane soruyor ‘sigortalı mısın, emekli misin?’ yahu yatıyoruz işte komada onu mu soruyorsun. İşte Bay Kemal’in Genel Müdürlüğü buydu. Biz damdan düştük Bay Kemal. Sadece emekli sigortalı yok. Artık vakıf, özel hastaneler de anlaşmalıysa bu hizmeti verebiliyor.
Pek çok hizmet devreye girdi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımızı 481’den 2668’e yükselterek ihtiyaç anında her vatandaşımıza ulaşılabilir olmasını sağladık.
Şimdi şehir hastaneleri geliyor. Sağlık alanında yeni bir çığır açıyoruz. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ’da 6 şehir hastanesini hizmete aldık. Yakında Ankara Bilkent, Eskişehir ve Manisa’yı da hizmete alıyoruz. Toplamda 44 bin 400 yatağa ulaşacak şehir hastanelerimizde vatandaşlarımızı bir üst sınıfa taşıyoruz.
HAK ARAMA YOLLARI AÇTIK
Adalet hizmetlerinin kalitesi ve güven düzeyi, bir ülke halkının devletine olan bağlılığının temel kriterlerinden biridir. Geçmişte darbecilerin, vesayet güçlerinin altında ezilen, zarar gören kurumlarımızın başında adalet sistemimiz geliyor. Adalet teşkilatımızın vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmesini temin etmek için pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik.Temel kanunlarımızı günün ihtiyaçlarına uygun şekilde baştan sona yeniledik. Adalet teşkilatımızın toplam personel sayısını 61 binden 139 bine çıkartarak sistemin insan kaynağını zenginleştirdik. Yüksek yargının kapasitesini genişleterek istinaf mahkemelerini hayata geçirerek, UYAP sistemini modernleştirerek davaların sonuçlanma sürecini hızlandırdık. İnşa ettiğimiz 245 adalet sarayı ile yargı mensuplarımızın çalışma mekanlarını yapılan işin önemine uygun bir hale getirdik. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkanıyla, arabuluculuk sistemiyle, ihtisaslaşmayla, insan hakları ve kişisel verilerin korunması yoluyla, vatandaşlarımıza ilave hak arama yolları açtık.