Eski Cumhuriyet savcısı Avukat İbrahim Hamidi, trafik kazaları sonrası sigortadan doğan tazminatları anlattı
Eski Cumhuriyet savcısı Av.İbrahim Hamidi, sigortadan doğan tazminatlar konusunda vatandaşların yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını belirterek, "Trafik kazaları neticesinde yaşanan can ve mal kayıplarına ilişkin açılacak davalar tazminat hukukuna ilişkin olup maddi ve manevi tazminat davaları açılabilmektedir." dedi.
Eski Cumhuriyet savcısı Av.İbrahim Hamidi, özellikle trafik kazaları sonrasında sigortadan doğan tazminatlar konusunda vatandaşların yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını belirtti. Trafik kazaları neticesinde yaşanan can ve mal kayıplarına ilişkin açılacak davaların tazminat hukukuna ilişkin olduğunu ifade eden Hamidi, "Vatandaşlar maddi ve manevi tazminat davaları açabilir." açıklamasında bulundu.
Avukat İbrahim Hamidi'nin açıklamasından satır başları şöyle:
"Üzülerek söylemek gerekirse her yıl ülkemizde ölümlü ya da yaralanmalı binlerce trafik kazası meydana gelmektedir ve bu trafik kazaları nedeniyle birçok vatandaşımız yaşamını yitirmekte,birçok vatandaşımız ise kalıcı olarak sakatlanmaktadır.
"TRAFİK KAZASI MAĞDURLARI HAKKINI BİLMİYOR"Ancak birçok vatandaşımız bu noktadan sonra yapılması gerek işlemler hususunda yeterli bilgiye sahip olmadığından ve profesyonel bir yardım almadığından daha büyük mağduriyetler ve hak kayıpları yaşanmaktadır.Bu noktada vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu ölümlü ya da sürekli iş gücü kaybı oluşmasına neden olan trafik kazaları sonrasında sigorta şirketlerinden tazminat alma haklarının olduğundan bile haberdar değiller.
"VEFAT EDEN KİŞİNİN YAKINLARI TAZMİNAT ALABİLİR"Trafik kazaları neticesinde yaşanan can ve mal kayıplarına ilişkin açılacak davalar tazminat hukukuna ilişkin olup maddi ve manevi tazminat davaları açılabilmektedir. Meydana gelen trafik kazası sonrasında vefat eden kişinin desteğinden yoksun kalan yakınları destekten yoksun kalma tazminatı almaya hak kazanmaktadırlar.
"BEDENSEL ZARARA UĞRAYANLAR, TEDAVİ MASRAFLARINI TALEP EDEBİLİR"Yine bedensel zarara uğrayarak kalıcı olarak iş gücü kaybı yaşayan vatandaşlarımız ise bu iş gücü kaybına dayalı olarak daha fazla çaba sarfetmeleri gerekeceğinden tazminat almaya hak kazanmaktadırlar.Yine bedensel zarara uğramış bu vatandaşlarımız kaza nedeni ile yapmış oldukları tedavi masraflarını, bakıcı giderlerini gibi masrafları dahi talep edebilme hakkı vardır. Sigorta şirketlerinden talep edilecek maddi tazminat taleplerinin poliçe limiti dâhilinde olması gerektiğini belirtmekle birlikte manevi tazminat taleplerinde böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak bu işlemler yapılırken tazminat hukuku ile sigorta mevzuatına hâkim olmak gerekmektedir. Yapılacak en ufak bir hata bile çok büyük kayıplara ve mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu nokta da kazanın oluşşekli,meydana gelmesinde etken olan kişisel ve çevresel tüm faktörlerin dikkate alınarak kusur değerlendirmelerinin çok dikkatli yapılması gerekmektedir.
ZAMAN AŞIMINA DİKKAT ÇEKTİManevi ve maddi tazminat talepleri zaman aşımına uğrayabilir.2918 sayılı mali sorumluluk sigortasının 109.maddesince; "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istekler, zarar görenin,zararı ve tazmina tyükümlüsün üöğrendiği günden başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zaman aşımına uğrar". Fakat "Dava, cezayı gerektiren bir eylemden doğar ve ceza kanunu bu eylem için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat istekleri içinde geçerli olur"Maddi hasarları nortaya çıktığı kazalarda zaman aşımı süresi 2 yıldır. Ölümlü kazalar için 15 yıl olarak belirlenmiştir.(2018 yılından öncekilerde sınırlama yapılacak olursa,2003 yılından sonraki ölümlü kazalar daha talepedilebilir) Sakatlık ile sonuçlanmış trafik kazalarındaki yaralanm adurumlarında,hava açma süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir.(Sakatlık,yaralanma,maluliyet durumlarında 2018 yılı baz alındığında 2010 senesine kadar bakılır.)
Sigorta şirketlerinden talep edilecek maddi tazminat taleplerinin poliçe limiti dâhilinde olması gerektiğini belirtmekle birlikte manevi tazminat taleplerinde böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak bu işlemler yapılırken tazminat hukuku ile sigorta mevzuatına hâkim olmak gerekmektedir. Yapılacak en ufak bir hata bile çok büyük kayıplara ve mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu nokta da kazanın oluş şekli,meydana gelmesinde etken olan kişisel ve çevresel tüm faktörlerin dikkate alınarak kusur değerlendirmelerinin çok dikkatli yapılması gerekmektedir.
ZAMAN AŞIMINA DİKKAT ÇEKTİManevi ve maddi tazminat talepleri zaman aşımına uğrayabilir.2918 sayılı mali sorumluluk sigortasının 109.maddesince; "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istekler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zaman aşımına uğrar". Fakat "Dava, cezayı gerektiren bir eylemden doğar ve ceza kanunu bu eylem için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat istekleri içinde geçerli olur " Maddi hasarların ortaya çıktığı kazalarda zaman aşımı süresi 2 yıldır. Ölümlü kazalar için 15 yıl olarak belirlenmiştir. (2018 yılından öncekilerde sınırlama yapılacak olursa,2003 yılından sonraki ölümlü kazalar daha talep edilebilir) Sakatlık ile sonuçlanmış trafik kazalarındaki yaralanma durumlarında,hava açma süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir.(Sakatlık,yaralanma,maluliyet durumlarında 2018 yılı baz alındığında 2010 senesine kadar bakılır.)
"SİGORTA ŞİRKETLERİNE YAZILI BAŞVURULMALI"14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı "65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", ayrıca Karayolları Trafik Kanununda ve Karayolu Taşıma Kanununda farklılıklar ortaya koyulmuştur. Zarargörenin,zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar için de dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği ve sigorta firmalarının başvuru süresinden sonra en geç on beş (15) gün içinde başvuru yazılı halde yanıtlanması ön görülüyor."