FIRAT YILMAZ ÇAKIROĞLU İFTAR SOFRASINA 3000 İZMİRLİ KATILDI

İzmir Ülkü Ocakları'nın düzenlediği Geleneksel Fırat Yılmaz Çakıroğlu İftar Sofrası Programında konuşan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş ''İzmir Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu'dur'' dedi.

İzmir Ülkü Ocakları tarafından Geleneksel Fırat Yılmaz Çakıroğlu İftar Sofrasının dördüncüsü düzenlendi.  Konak Cumhuriyet Meydanında düzenlenen iftar programına, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, MHP İzmir Milletvekili ve MYK Üyesi Tamer Osmanağaoğlu, MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, MHP MYK Üyesi Hasan Zerek, 25. Dönem İzmir Milletvekili Murat Koç, 25. Dönem İzmir Milletvekili Aslan Savaşan, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun babası Fuat Yılmaz Çakıroğlu ve yaklaşık 3000 İzmirli katıldı.

Geleneksel Fırat Yılmaz Çakıroğlu İftar Sofrası Programında konuşan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş selamlama konuşmasının ardından, ‘Milletlerin varlıklarının devamı dini, iktisadi, kültürel unsurların millet şuurunu meydana getirmesiyle mümkündür. Milleti diri ve iri tutan, bir tutan ideallerine sımsıkı sarılmasını sağlayan milli şuurdur. Milli şuur istiklalimizin ve istikbalimizin emniyet kemeridir. Milli şuurun kazanılması ise ancak milli hafıza ile olur. Milli hafıza bir milletin tarih boyunca tecrübe ettiklerinin kuşaktan kuşağa yazılı ya da sözlü olarak aktarılması suretiyle oluşturulan ortak hafızadır. Milletleri millet yapan ana unsur milli ruhu ve heyecanı zinde tutan, geleceğe ümitle bakılmasını sağlayan kuvvet budur. Nesillerin inşası, tarihin sarih bir şekilde anlaşılması, tarihi olayların sebepleri ve sonuçlarının geleceğe ışık tutacak şekilde iyi analiz edilmesiyle mümkündür. İstikbali sağlam temeller üzerine inşa etmenin yolu da tarihi doğru okumaktan, medeniyet değerlerini iyi anlamaktan geçer. Geleceğimize güvenle bakabilmek için, dağılıp parçalanmamak için, bizi bölmek, bölüştürmek isteyenlerin karşısında çok daha diri olabilmek için milli kültürümüze, tarihimize sahip çıkacağız. Tarihi bilmek, geçmişe takılıp kalmak değil, geçmişle bağlarımızı korumak içindir. İnsan ne geçmişte ne de gelecekte yaşar. Asıl olan geçmişi ve geleceği yaşamak değil, onlarla irtibatta olmaktır. Nereden geldiğimizi, gelecekle irtibatımızı nasıl kuracağımızı ve nereye gideceğimizi ancak bu şuurla bilir, bu şuurla idrak ederiz. Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz, bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşa edemez. Böyle bakıldığında bir milletin tarihini iyi bilmesinin ve gelecek nesillere aktarabilmesinin hayati önem taşıdığı görülebilecektir’’ diyerek tarihin önemine vurgu yaptı.

‘’İzmir Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu’dur’’

İzmir’in hayati öneme sahip olduğunu belirten Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, ‘derin ve muhteşem bir mazisi olan, atlarının nallarında adalet mührü taşıyan, savaşçılıktaki hünerleriyle dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran Türk Milleti geleceğe ışık tutacak destanlardan ve zaferlerden müteşekkil muazzam bir hazineye maliktir. Altaylardan Anadolu’ya uzanan şanlı yürüyüşümüzde, Ergenekon’dan Malazgirt’e, İstanbul’un fethinden Çanakkale Zaferine kadar pek çok zafer levhaları mevcuttur. İstiklal Mücadelesinin kazanılması, Çanakkale’de yeşeren umudun vesilesi İzmir’in dağlarında direniş olarak bayraklaşmasıdır. İzmir Anadolu’nun işgaline sıkılan ilk kurşun, verilen ilk şehittir. İşgalcileri denize döken vatanperverliktir. İzmir Türk’ün ‘bağımsızlık benim karakterimdir’ diye haykırdığı yerdir. 15 Mayıs 1919’da Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşun vatanın neredeyse tamamının işgalden kurtulması için ilk kıvılcımı yakmış, o ilk kıvılcımla dört gün sonra Samsun’dan başlayan Kurtuluş Mücadelesi 9 Eylül 1922’de yine bu kentte sona ermiştir. Atatürk’ün ‘ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ emriyle başlayan ve bir tane bile düşman askeri kalmayana kadar verilen amansız savaşta İzmir’in hayati öneme sahip mücadelesini unutmak mümkün değildir. İzmir göğsündeki yarasına aldırmadan, hükümet konağına al bayrağı çeken Yüzbaşı Şerafettin’dir. Direncin, dirliğin ve dik duruşun sesidir. İzmir milli mücadelenin ilk ve son sözüdür. Aziz milletimizin önümüzdeki yıllarda da bu topraklarda kalacağının bütün dünyaya ilanıdır. Hiçbir silahın, hiçbir zırhın yurt sevgisinden ve milli onurdan daha üstün, daha güçlü olamayacağının ispatıdır. İzmir, evlatlarını düğüne gönderir gib  vatan müdafaasına gönderen annelere sahip bir milletin yenilmez olduğunu cihana duyuran şehirdir. Ezcümle İzmir Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu’dur’’ dedi.

‘’Onlar Bizim Gururumuz, İftihar ve İlham Kaynaklarımızdır’’

İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Ömür Raşit Tayfur 27 Mayıs Ülkücü Şehitler Günü sebebiyle şehitleri anarak başladığı konuşmasında ‘’Onlar bizim gururumuz, iftihar ve ilham kaynaklarımızdır’’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü;

 ‘’ Gururla söylemek istiyorum ki, Milliyetçi Ülkücü Hareket olarak tarihi bir görevi icra ettiğimizin bilincinde; Türk Milletinin varlık mücadelesinin ateşleyicisi ve sigortası, özgüven ve sağduyunun dayanağı, geleceğimizin garantisi olan kutlu hareketimizin İzmir’deki her bir neferi, icra ettiği görevi şahsi ikbal kaygısıyla değil, milli istikbal ve istiklal endişesiyle sürdüre gelmiştir.

Ülkü Ocakları İzmir Ülkü Ocakları olarak dominant hüviyet ile değil fikir cephemizin gücüyle, Ülkü Ocakları Genel Başkanımızın talimatları ve genel merkezimizin geleceğe dönük plan, program ve projeleriyle İzmirli hemşerilerimiz ve milletimizin hizmetinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Tarihimizi ve medeniyetimizi incelemek, Türklüğe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur.” demiştir. Mensubiyetiyle şeref duyduğumuz Ülkü Ocaklı gençlerimizin de bu bilinçle eğitilmeleri için çaba göstermekten yılmayacağız’’ dedi.