Franchise dehası Taylan Kaya'dan sektöre girmek isteyenlere altın değerinde tavsiyeler
Tavuk Dünyası'nın mucidi ve franchise dünyasında bayilerine en çok kazandıran kişi olarak tanınan Taylan Kaya, şimdide DOYUYO! markası ile dünyaya açılmak istiyor. İş hayatındaki sihirli dokunuşları ile gündeme gelen Kaya, kurduğu DOYUYO! markasını 3 ayda 10 şubeye ulaştırdı. İşte Kaya'dan sektöre girmek isteyenlere altın değerinde tavsiyeler.
İş hayatında sihirli dokunuşları ile gündeme gelen Taylan Kaya, franchise dünyasında bayilerine en çok kazandıran kişi olarak tanınıyor. Başarı abidesi olarak bilinen Kaya, iş hayatına baba mesleği olan gıda toptancılığı ile başladı. 19 yaşında elinde bir klasörle alışveriş merkezlerindeki lokantalara ürün satan Kaya, tecrübesini her geçen gün artırarak mesleğine yansıtmaya devam etti.
TAVUK DÜNYASI'YLA DESTAN YAZDITaylan Kaya, 1998 yılında Sultanahmet Köftecisi'nden ilk bayiliği alarak 3 yılda 18 şubeye ulaştı. 2011 yılında kurduğu Tavuk Dünyası'nı ise 2014 yılında 80 şubeye ulaştırdıktan sonra 2015 yılında bir yatırım şirketi olan Mediterra'ya hisselerinin yüzde 51'ini sattı. Kalan hisseleri ise 2017 yılında Tavuk Dünyası 125 şubeye ulaşmış iken devrederek satışı tamamladı. Tavuk Dünyası şu anda 200 şubeye ulaştı.
HEDEF ÜLKE SINIRLARI DIŞINA TAŞIMAKKaya, iş dünyasındaki başarılarına her geçen gün bir yenisini daha ekledi. Pardo Food çatısı altında 2018 yılında Carmelo Coffe, 2019 yılında DOYUYO! markalarını kurdu. Carmelo Coffee, bir yılda 6 şubeye, DOYUYO! ise 3 ayda 10 şubeye ulaştı. DOYUYO!'nun 2020 yılında açılması planlanan 20 şubesinden 6 tanesinin ise anlaşmaları yapıldı. Şu anda her iki markayı da büyüterek ülke sınırları dışına taşımak ve özellikle DOYUYO!'yu bir dünya markası yapmak için çalışıyor. Yıllardır sektörün içerisindeki başarılarıyla tanınan ve Tavuk Dünyası'nın mucidi olarak bilinen Taylan Kaya ile gıda sektöründe franchise konusunu tüm ayrıntıları ile konuştuk. İşte Kaya'nın Haberler.com'a özel olarak verdiği röportaj:
Franchise sistemi nedir? Nasıl yürür?
Franchise sistemi ülkemizde markanın kazandığı bayinin ise bu kazanımın bir parçası olduğu genel kanısına dayanan, bayisine mal satan ve ondan düzenli olarak ciro primi toplayan, bayiyi kirası ve diğer giderleri ile başbaşa bırakan bir sistem olarak görülüyor. Hâlbuki franchise sistemi en kısa açıklaması ile bir ortaklık yapısıdır. Bayi şube yatırımı için, marka ise merkez yatırımı için para harcar. Merkez ayağını marka yönetir, şube ayağını bayi yönetir. Merkez ucuz ve ekonomik ürünler tedarik ederek bayinin dışarıdan alamayacağı fiyatlar ile bayisine malzeme tedariği sağlar. Bayi bu ürünleri müşterilerine satar ve para kazanır, kazancının bir kısmını operasyon masrafları için ciro primi olarak merkeze öder. Bayi para kazanmaz ise veya kazandığı para yeterli seviyede değil ise merkeze ciro primi ödemesi mantık dâhilinde olmaz. Sonuçta bu bir ortaklık yapısıdır ve kâr var ise bölüşülmeli, zarar var ise aynı şekilde paylaşılmalıdır.
Bireysel girişim mi, bayilik sistemi mi tercih edilmelidir?
Bireysel girişimlere göre her zaman ağır basan bayilik sistemi olur. Kısaca anlatmak gerekirse sağlam bir alt yapı sistemine sahip bir marka ile ilerlemek; standart ürün alımını, standart ürün reçetelerini, yaklaşık 250 kalem malzemenin tek bir sipariş ile şubelere teslim edilmesini, kuralları olan bir işletme sisteminin içinde olmayı garantiler. Daha bir çok etken ile birlikte yatırımcı mutfağa enerji harcamadan direk satışa odaklanır ve gerisini marka tarafına bırakır. Ancak merkez üzerine düşenleri yapmıyorsa kendi markanızı kurmayı düşünebilirsiniz.
SEKTÖRE GİRMEK İSTEYENLERE ALTIN DEĞERİNDE TAVSİYELER"Bize aylık royalty bedelini yollayın, ürünleri kendiniz hazırlayın." diyen markadan bayilik almak yerine kendi markanızı kurun.
Franchise kontratı imzalandığında bir ortaklık başlar. Bir yerde ortaklık varsa her iki tarafın da üzerine düşen yükümlülükler vardır.Bir yatırımcı bir markanın bayiliğini aldığında genel merkezin kendisine ne gibi kolaylıklar sağladığını iyi araştırmalıdır. "Biz merkez olarak hiçbir şeye karışmayız, bize aylık royalty bedelini yollayın, ürünleri kendiniz hazırlayın." diyen markalardan oldum olası korkmuşumdur. Açıkcası böyle bir sisteme dahil olacağıma "Madem her şeyi ben yapacağım kendi markamı kendim kurmalıyım." daha doğru bir düşüncedir. Hatta kendisinde bu kabiliyeti görebilen ve yeterli deneyime sahip girişimcilere bir marka sahibi olmalarını önerebilirim. Bu bağlamda bakarsak yukarıda da bahsettiğim gibi bayi sadece satışa odaklanacağı bir sisteme dahil olursa, genel merkez diğer bir ortak olarak işin mutfak kısmını çözen bir partner olursa, ortaya sağlıklı bir işletme çıkacaktır.
Markanın arkasında kim olduğunu araştırın
Öncelikle markanın arkasında kimlerin olduğu, deneyimleri, vizyon ve misyonlarının iyi araştırılması gerekir. Özetle bayilik sisteminin para kazandırması ve sağlıklı olması için 3 temel unsurun bir araya gelmesi şart; bunlar, doğru marka, doğru yatırımcı ve doğru noktadır. Geri kalan detaylar deneyim ve iyi bir vizyon gerektirir.
Bayinin ve merkezin sorumlulukları iyi belirlenmiş olmalıdır
Bayinin yükümlülükleri ayrı, merkezin yükümlülükleri ayrıdır. Merkez sürekli ürün geliştirmeli, bayinin eksikleri için çalışmalı ve bayisine olabildiğince alt yapısı hazır sadece satışa yönelik bir işletim sistemi sunmalıdır. Bayi ise şubesini genel sağlık ve satış kurallarına uygun yönetmeli ve sürekli müşteri biriktirmelidir. Kısaca merkez bayisine bunları anlatmalı öğretmeli ve asla bu konuda yalnız bırakmamalıdır. Bu da deneyim gerektiren, yıllar gerektiren bir unsurdur.
Başarısızlığınızın nedenlerini bulup hızlıca onarın, gerekirse merkezden destek isteyin
Franchise sisteminde, yanlış yerde yatırım, yanlış girişimci, yanlış marka yöneticisi gibi eksiler her zaman başarısızlığı doğurur. Bunların hepsinin doğru olduğunu varsayarsak işletmede zafiyet varsa yine başarısızlık kaçınılmaz olur. Ya da bazı kriterler eksik ise, marka doğru, girişimci doğru diyelim ama acele ile veya doğru olmayan bir fizibilite ile yanlış noktada şube açılışı hem başarısızlığı getirir hem de markaya olan güveni sarsar ki, bu en kötüsüdür. Markanın geleceğini etkiler. Önceki markamız olan Tavuk Dünyası'nda 120 mağaza için yer seçimi yaptık ve sadece Rize şubesi para kazanamadı. Merkez olarak verdiğimiz destek ile bu şubeyi farklı bir noktaya taşıyarak bayiyi zarar etmekten ve onca yatırımı heba etmekten kurtarmış olduk. Zaten bu sebeplerdendir ki; 120 şubeyi sadece 36 bayimiz işletiyordu, memnun bayiler sürekli yeni şubeler açarak hem kendilerini hem markayı büyüttüler. Bugün hemen hepsi ile saygı ve sevgi çerçevesinde büyük bir aile gibi görüşebiliyor olmamız en büyük altın bileziğimiz olsa gerek.
İşinizle yakından ilgilenin
Başarılı bir işletme için işiyle yakından ilgili bir yatırımcı çok önemlidir. Mutsuz müşteri 23 yıl konuşur diye bir makale okumuştum, oradaki sıralamanın en üstünde aldatılan müşteri geliyordu. Müşteriyi aldatmaya çalışmak, olduğundan az ürün vermek, soğuk servis yapmak, hijyen kurallarına uymamak, gülmeden hizmet vermek gibi etkenler,doğrudan başarıyı engeller.
Paranızı boşa harcatacak franchise işbirliklerinden uzak durun
Bayiye yanlış yatırım yaptırılmamalıdır. Bayi hiçbir zaman yatırım aracı olarak düşünülmemeli, bir marka doğru fizibilite ile tabelasını asacağı kadar değerli bir noktayı bulduğunda ve kendisi açacakmış gibi düşündüğünde mantıklı bir matematik çalışıyorsa işte o zaman bayilik vermeye değer bir yerdir ve franchise edilebilir. Deneyelim görelim düşüncesi ile yatırımcıların cebindeki parayı olur olmaz yerlere mağaza açtırarak harcatan markalar, maalesef kısa süreli maceraların sonunda mahkeme koridorlarında ilişkilerini sonlandırıyorlar, sermaye de marka da bu işlerden büyük zarar görüyor. Gerçekten acı bir durum.