HAPŞIRMAYA HAYIR! TEDAVİYE EVET!
Seviyesiz ve ahlaksız bir kampanya istemiyoruz her kesim haddini bilmeli. Demokrasiye ve bireyin özgür kararına saygılı olmalıyız.
Seviyesiz ve ahlaksız bir kampanya istemiyoruz her kesim haddini bilmeli. Demokrasiye ve bireyin özgür kararına saygılı olmalıyız.
Soğuk havalarda insanlar tedavi olmalı önümüzdeki iki ay hepimizin siyasi tedaviye ihtiyacı var.
Siyasette kendini akil olarak kabul eden bazı aymazlar ve duymazlar ülkeyi karanlığa sürükleyecek bir takım dolapların nasıl döndüğünü düşünmeye fırsat bulmadan bilmeden araştırmadan karıştırmayı kendisine misyon olarak kabul etmiş dış mihrakların yerel uzantılarının doldurma ve algısıyla ‘Hayır’ ve ‘Evet’ demenin peşinde koşuyorlar.
Sağlıklı bir düşünce fikrini beynimize sormadan neden ‘Evet’ ve neden ‘Hayır’ diye tarihsel ve küresel boyutta araştırmadan ecdadının nereden nereye geldiğini ve bu geçmişte hangi uçurumun kenarlarından inik ve patlak lastikle yol aldığını araştırmadan, kendini aydın zanneden bir takım cahil insan müsvetteleri ile rakı kadehinin tadında veya eğlence modunda ‘Hayır’la ‘Evet’i karıştırıyorlar.
Bu bir maç değildir
Bu bir futbol maçı değildir. Futbol o kadar önemli ki bunu keşfeden hainler bile futbola nifak sokup Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırıma kan kusturdular. Güç gizli bir üniter devletin ajanlarıyla darbe ve iç savaşı futbol zevkimize bile soktular.
Otogarlarda davulla zurnayla vatani görev diye gönderdiğimiz şerefli gencecik Mehmetlerimizin aklıyla oynamaya çalıştılar. Yüzlerine baktığın zaman bizden gözüküyorlar. Nüfus cüzdanlarında TC yazıyor. Bazı ruhlarını ve kendini satmış içimizdeki hainlerin kurgularıyla ülkemiz hep karışmadı mı?
15 Temmuz sadece bir fantezi mi? Ne yapılmak isteniyor bunu anlamayacak kadar saf olmamak için hiç son 150 yılı araştırdınız mı? Yaşam sadece şu anda paylaştığınız bir hayat mıdır?
Olay sadece tek adamlık bir salvo mu? Yoksa gelecekte daha güçlü bir Türkiye mi? Sakın bana parlamenter sistem daha iyi demeyin. Bu sistem İyi olsaydı ABD, İngiltere, Fransa aynı sistemle yönetilemez miydi? Parlamenter sistemde ver parayı, al milletvekilini, güçlü iktidarları devir, ülken Ütopya veya Uganda olsun.
Ülkeye en büyük kötülüğü yapan Deniz Baykal’dır. Nasıl bir şekilde gönderildiğini bilmesine rağmen hala susması manidardır. Hangi güçler koruyor veya tehdit ediyor belli değil. Kasetle gitti, aslında bitti; hangi güç hala onu partide tutuyor belli değil!
Geçmişte bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yolunu açan da odur. Kasetle koltuğu bırakan da odur. Bu liderleri hangi gezegenden ne tür yaratıklar kontrol ediyor?
İblisler Türkiye’ye mi ışınlanıyor?
Kılıçdaroğlu hangi kızıl ötesi gücün partiye müdahalesidir. Yoksa dünyayı yöneten iblislerin Türkiye’ye ışınlanması mıdır? Partide tasfiyeler yeni bir ele geçirme operasyonunun anlamı değil midir? Bir gecede Ekmellettin İhsanoğlu’nun ismini Kılıçdaroğlu’nun eline kim tutuşturmuştur? Bunun cevabını sizler alabildiniz mi?