"Hastalar iki kaşıktan fazla bal tüketmemeli"
Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tayfun Hancılar, artık kanser tedavisinde modacılar gibi kişiye özel hareket edildiğini söyledi ve gelişen teknoloji ile tedavinin kolaylaştığını vurguladı
Kanser tedavisinde son yıllarda kişiye özel tedaviler ön plana çıktı. Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tayfun Hancılar, artık kanser tedavisinde modacılar gibi kişiye özel hareket edildiğini söyledi ve gelişen teknoloji ile tedavinin kolaylaştığını vurguladı.
"GÜNDE 2 KAŞIKTAN FAZLA BAL TÜKETİLMEMELİ"
Yrd. Doç. Dr. Hancılar, radyoterapi sırasında günde 2 kaşıktan fazla bal tüketilmemesi gerektiğini de açıkladı ve beslenme konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle açıkladı, "Hastalar şu dönemde cildin nemini sağlamak için günde minimum 2 litre sıvı tüketmeliler. Asitli içecekler önerilmez su, ayran, taze sıkılmış meyve suları tüketilmesi önerilir. Sigara ve alkolden kesinlikle kaçınmalıdır. Zerdeçal, zencefil ve kefir vücudun savunma sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu için radyoterapi esnasında tüketmekte fayda vardır. Yemek tercihi yaparken mümkün olduğu kadar çorba komposto gibi sulu, sebze püresi ya et püresi gibi yumuşak gıdaları seçmek gerekir. Protein içeren gıdalar kanser tedavisinde çok önemlidir bu nedenle et suyu ve tavuk suyu çorbalar tüketmek çok yararlıdır. Kırmızı et haşlama tarzında haftada bir kez rahatlıkla tüketilebilir. Tedavi gören hastalarımıza her gün bir yumurta tüketmelerini tavsiye ediyoruz. Elimizde kesin kanıt olmamakla birlikte şekerli gıdaları önermiyoruz ancak meyvelerde alınan şeker bunun dışındadır o nedenle hastalarımıza meyve sebze ağırlıklı beslenmeyi öneriyoruz. Bal kullanmakta herhangi bir sakınca yoktur ancak günde iki kaşıktan fazlası önerilmez.Üzüm suyu ve domates suyunu antioksidan özellikleri nedeni ile tedavi gören hastalarda taze sıkılmış olmak kaydıyla öneriyoruz."
"TEKNOLOJİ İLE DOKULAR DAHA FAZLA KORUNUYOR"
Son yıllarda çıkan cihazlar ile tedavide birçok önemli değişiklikler yapılabildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Hancılar sözlerine şöyle devam etti, "Eski tedavi cihazları tümörü hedeflerken sağlıklı dokuya da zarar vermesi nedeni ile istediğimiz dozları veremiyorduk. Son yıllarda sahip olduğumuz cihazlar istediğimiz noktaya yüksek doz verirken çevre dokuyu maksimum düzeyde koruyabilmektedir. Bu sayede tümörü ortadan kaldıracak yüksek dozu güvenlikle verebiliyoruz. Örnek olarak eski yıllarda meme kanseri tedavisi yapılırken kalp dozu o denli yüksek olurdu ki uzun dönemde meme kanserinden değil kalp yetmezliği nedeni ile kaybettiğimiz hastalarımız olurdu ancak şu anda aynı tedavide kalp dozu son derece güvenilir sınırlar içinde kalmaktadır. Ayrıca halk arasında nokta atış olarak bilinen radyo cerrahi yöntemi ile tümör bölgesine çok yüksek doz vererek cerrahiye yakın başarı elde edebiliyoruz."
RADYOTERAPİ GÖREN HASTALAR GÜNLÜK YAŞAMLARINI SÜRDÜREBİLİR
Cerrahi ve kemoterapi uygulanan hastalarda kısa süreli de olsa yaşam kalitesi etkilendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Hancılar sözlerini şöyle noktaladı, "Radyoterapi iyi bir planlama ve uygun cihazlarla hasta günlük yaşamına devam edebilir. Radyoterapi esnasında yan etki seyrek ve hafif düzeye olduğu için biz hastalarımıza tedavi esnasında rutin iş ve yaşantılarına devam etmelerini öneriyoruz. Radyoterapi gören hastalar işe gidebilir araç kullanabilir, AVM'lerde dolaşabilir sadece toplu taşıma araçlarında çevrede olabilecek hasta kişilerden korunmak amacı ile ağız ve burnu içine alan maske takması önerilir. Özellikle vurgulamamız gereken radyoterapi esnasında hasta vücudunda radyasyon taşımaz o nedenle kendisini toplumdan soyutlamasına gerek yoktur."