İşsizlik Rakamları Yükselirken
Ekonomilerin büyümesi ile birlikte, aynı zamanda, büyüyen nüfusa da yeni iş imkanları açması beklenir. Büyümenin hem refah getirmesi, hem de farklı imkanlar sunması bu yüzden önemlidir. Türkiye’de özellikle son dönemde, yeniden çift haneli enflasyon rakamları konuşulur oldu. Hükümet programları ve yıllık planlar hilafına gerçekleşen bu durum çok da istenen bir durum değildir.
Dönem olarak yaklaşık on yıla dayanan Avrupa krizi “yatalak hasta” görünümünde devam etmektedir. Üstüne üstlük güvenlik sorunları ve mülteci sorunu ülkeler için “zaten…” ile başlayan pek çok cümlenin kuruluşunu kolaylaştırmaktadır. Avrupa ülkeleri İngiltere, Almanya ve Hollanda dışında işsizlikte çift haneli rakamlarla uğraşmaktadır. Ekonomileri iyi olan bu üç ülkede işsizlik, kriz öncesinin iki katı düzeyindedir. Yunanistan ve İspanya İşsizlik konusunda tam bir batağa saplanan ülkelerdendir. Özellikle genç işsizler %55 düzeyine ulaşmıştır. Haliyle ekonomilerde yaşanan sorunlar komşuya da kolayca sirayet edebilmektedir. Krizin ilk yılları kadar olmasa da toparlanma devam etmektedir. İstenen ve beklen düzey olmasa da iyimserlikler hala geçerlidir. 2016 ve 2017 yılları Avrupa ve Türkiye için seçim yılları olmuştur. Siyasi iktidarların kararsız ve belirsiz tutumları kriz yönetimindeki başarıya engeldir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre özellikle 2017 açısından, işsizliğin çift haneli rakamlarda seyredeceğine dair göstergeler bulunmaktadır. Hükümetin istihdam seferberliği, İstihdama yönelik kurslar ve yeni teşviklerle arttırılmak istenen istihdam oranları hala beklenen etkiyi oluşturmamış görünmektedir. Özellikle istihdam seferberliği ile 4 milyona dayanan işsiz sayısının, 2 milyon kişisinin işe yerleştirilmesi hedeflenmişti. Bu sayının yarısı (1.070.000) aşıldığı halde işsiz sayısı 4 milyon sınırına dayanmış durumdadır. Göstergelerdeki beklenen iyileşme için hala zaman gerekmektedir.
Bu sene de hesabımızı kış tuttuk. Önümüz yaz. Beklentilerin iyimserlik içeren yanı elbette var. Özellikle mevsimlik iyileşmeler ve siyasi belirsizliklerin de nisbeten azalması ile göstergelerde belirgin düzelmelerin görülmesi beklenmektedir. Elbette ekonomi denilen olgular siyaset ve hele hele bizim coğrafyamızda, güvenlikten bağımsız düşünülemez. Yıllarca bütçenin en fazla kaynak kullanan kalemi savunma harcamaları idi. Öyle ki beşte birini savunma harcamaları için kullanan bir ülke durumundan, bugün %10 rakamının altında bu harcamalar gerçekleşmektedir.
2017’de 27 milyon çalışan, 4 milyon işsiz ile 31 milyonun üzerinde çalışma çağındaki nüfusa ulaşmış durumdayız. İşsizlikte, Ocak 2017’den beri devam eden %12-13 direnci devam etmektedir.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı da artmıştır. Yıllık iş oluşturma kapasitesi 500 bin gibi bir seviyede olmasına rağmen asıl eritilmesi gereken mevcut işsizler olmaktadır. Kayıtdışı çalışma hala üçte bir kadardır. Ancak şu da ihmal edilmemelidir ki Türkiye’ye gelen 3 milyon Suriye’linin yarıdan fazlası çalışma çağındadır. Bu durum hem kayıtdışı çalışmayı hem de işsizlik rakamları üzerinde etkilidir.