Kaftancıoğlu hakim karşısında
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında, sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında, sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama", ''kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret'', ''Cumhurbaşkanına hakaret'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek'' ve ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçlarından 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Canan Kaftancıoğlu ve avukatları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir kısım müştekilerin avukatları hazır bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkan yardımcıları Muharrem Erkek ve Onursal Adıgüzel, CHP milletvekilleri, belediye başkanları ve piyanist Fazıl Say da duruşmaya katıldı.
İddianamenin kabul kararının okunmasının ardından, sanık Canan Kaftancıoğlu'nun kimlik tespitine geçildi.
Kimlik tespitinde tıp doktoru ve siyasetçi olduğunu belirten Kaftancıoğlu, 18 aydır CHP İstanbul İl Başkanlığı görevi yaptığından dolayı herhangi bir gelirinin olmadığını beyan etti.
İddianamenin, 31 Mayıs 2019'da adresine ulaştığını ifade eden Kaftancıoğlu, "31 Mart seçimi, ardından 23 Haziran seçimi, uzunca bir seçim süreci yaşadığından ve iddianame tebliğ edildiği süre ile duruşma günü arasındaki süre çok yakın olduğundan savunmamı hazırlayamadım. Dava konusu tweetlerin üzerinden 6-7 yıl geçmiştir. Toplumsal sorumluluğumun bu derece yoğun olduğu bir süreçte şahsi meselemle ilgilenmem ayıp olurdu bence. Bu nedenle savunmamı hazırlamak için süre talep ediyorum." diye konuştu.
Süre talebine ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, takdirin mahkemede heyetinde olduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti de sanık hakkında düzenlenen iddianamenin 31 Mayıs'ta sanığa ulaştığı ve bu tarihte iddianame içeriğinden haberdar olan sanığın duruşma gününe kadar geçen sürede savunmasını hazırlaması için makul sürenin tanındığı gerekçesiyle süre talebinin reddine hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanık Kaftancıoğlu’na tekrar savunmasını yapıp yapmayacağını sordu.
Söz alan Kaftancıoğlu, seçim süreci nedeniyle savunmasını hazırlamak için avukatlarıyla görüşemediğini belirterek, daha sonra savunma yapmak isteğini söyledi.
Sanık avukatları da müvekkillerine ek süre verilmesini isteyerek, savunma ve adil yargılanma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle heyetin reddini talep etti.
Bir kısım müştekiler adına söz alan avukat Hasan Oğuz Altınkaynak, sanığın, müvekkili olan bazı 15 Temmuz gazilerini itham eden tweetler attığını belirterek, davaya katılma talebinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız da katılma talebinde bulunarak, sanık hakkında 25 Ocak 2018’de suç duyurusunda bulunduklarını ve açılan soruşturma neticesinde sanığın 12 Aralık 2018'deki savcılık ifadesinde biri hariç tüm tweetlerini kabul ettiğini söyledi.
Avukat Yıldız, "Sanık, katıldığı bir canlı yayında çok güzel savunma yapmış, hatta '6 yıl önceki düşüncemle şimdiki düşüncem arasında bir fark yok' demiştir. Reddi hakim talepleri reddedilsin." dedi.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle reddi hakim talebinin reddine karar verilmesini istedi.
Duruşma salonunda bulunan avukat Ömer Kavili, müşteki vekillerine yönelik, "müşteki nerede zarar gördü?" diye soru yöneltti. Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Akın Gürlek, Kavili'yi söz almadan konuşmaması yönünde uyarıp, bunu tutanağa geçirtti. Kavili de mahkeme başkanına hitaben, "Akın, kanun çiğniyorsun, seni kanuna davet ediyorum. Silivri’de de aynısını yapıyorsun." diye bağırdı.
Kavili, bunun üzerine duruşma salonundan ayrıldı.
Duruşmayı izleyen bir milletvekili de Başkan Gürlek’in bulunduğu kürsüye doğru yaklaşıp, usule ilişkin bir değerlendirme yaptı. Başkan Gürlek de yerine oturması için uyardığı milletvekiline "Burası meclis değil" şeklinde tepki gösterdi.
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık hakkında atıldığı iddia edilen bir kısım tweetlerin, sunmuş oldukları belgelerle 15 Temmuz gazisi oldukları anlaşılan müştekilerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olabileceği gerekçesiyle 6 müşteki ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davaya katılma talebini kabul etti.
Reddi hakim taleplerinin duruşmayı uzatmaya yönelik olarak değerlendiren heyet, bu talebin reddine hükmetti.
Sanık avukatları ise ara karara tepki göstererek, katılma talebine karşı diyeceklerinin sorulmadığını, reddi hakim talebi karara bağlanmadan katılma talebinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek, tekrar reddi hakim talebinde bulunduklarını söyledi.
Taleplere ilişkin ara karar oluşturan mahkeme heyeti, sanık ve müdafilerinin süre talebini kabul ederek, savunmaların hazırlamaları için bir sonraki duruşmaya kadar son kez süre verilmesini kararlaştırdı.
Sanığa savunma için tekrar süre verilmeyeceği yönünde ihtarda bulunan heyet, reddi hakim taleplerinin de reddine karar verildiğini açıklayarak duruşmayı 18 Temmuz'a erteledi.
Kaftancıoğlu'dan duruşma çıkışı açıklamaDuruşma çıkışında, açıklama yapan Kaftancıoğlu, kendisini bekleyen kalabalığa destekleri için teşekkür etti.
Kaftancıoğlu, soruşturma aşamasından, iddianamenin oluşturulmasına kadar baştan sona hukuksuz bir süreçle karşı karşıya olduklarını öne sürerek, "Hakkımda hazırlanan iddianamedeki suçlamaları asla kabul etmiyorum. Burada yargılanması gerekenler yargıya emir ve talimat verenlerdir. 6-7 yıl önce attığım tweetlerden dolayı ve en önemlisi 31 Mart zaferinden hemen sonra suçlanıyorum. Yıllar sonra bu söylemlerimin dava konusu edilmesinin tek bir sebebi var: O kaybetti, biz kazandık ve şimdi biz mevsimi başlıyor." dedi.
Bir insan, bir kadın, bir anne, bir hekim ve bir siyasetçi olarak toplumsal olaylara ilişkin tepkiler vermesinden daha doğal bir durum olamayacağını kaydeden Kaftancıoğlu, "Ben yazdıklarımın ve söylediklerimin bir suç olmadığını, tam tersi bu suçu işleyenleri kamuoyu önünde açık, net göstermek ve teşhir etmek olduğunu düşünüyorum. Bunun da asli siyasi ve toplumsal sorumluluğum olduğunu savunuyorum. Bir kez daha altını çiziyorum. Meselenin özü şudur: İstanbul’dan yanan umut ışığı birini rahatsız etti. O biri halktan, sandıktan karşılık bulamadığı için şahsım üzerinden toplumsal muhalefete gözdağı vermek istiyor." ifadelerini kullandı.
"Bu dava hepinizin bildiği gibi siyasi bir davadır"CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu'na destek vermek için duruşmanın yapıldığı İstanbul Adalet Sarayı'nın karşısındaki meydanda toplanan partililer, "Hak, hukuk, adalet" şeklinde slogan attı.
Kaftancıoğlu ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, burada yaptığı açıklamada, "Dün Sayın Ekrem İmamoğlu mazbatasını aldı, bugün Canan Kaftancıoğlu hakim karşısına çıkıyor. Bugün burada Sayın Altan Öymen, Fazıl Say, CHP yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız, il başkanlarımız, siyasi partilerin, sivil toplumun önemli temsilcileri buradayız. İl Başkanımız Sayın Kaftancıoğlu asla yalnız yürümeyecek. Kumpas davaları, kurgu davalar bir gün gelir çöker. Bu dava hepinizin bildiği gibi siyasi bir davadır." diye konuştu.
İddianamedenİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Canan Kaftancıoğlu'nun, ''Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama'', ''kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret'', ''Cumhurbaşkanına hakaret'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek'' ve ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçlarından 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 8 kişi "müşteki" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, Kaftancıoğlu'nun sosyal medya hesabı üzerinden attığı tweetler nedeniyle ve yapılan şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.
Kaftancıoğlu'nun sosyal medyada suça konu yaptığı paylaşımlara tek tek yer verilen iddianamede, Kaftancıoğlu'nun yaptığı paylaşımlar ile ''Cumhurbaşkanına hakaret'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama'' suçunu işlediği, Fransa'da öldürülen terör örgütü PKK'nın kurucularından ve kadın örgütlenmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle kırmızı bültenle aranan Sakine Cansız hakkında yaptığı paylaşımlar ile terör örgütünün propagandasını yaptığı, bir kısmı FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yaptığı paylaşımlardan oluşan tweetleri ile de ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme'' suçlarını işlediği ifade ediliyor.