KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ'NDE FETÖ-PDY YAPILANMASI HENÜZ BİTMEDİ Mİ ?

 

Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR’ı  yıldırma ve tanıklıktan vazgeçirme çabaları mı var?

 

Türkiye de bir ilk! Katip Çelebi Üniversitesi’nde FETÖ-PDY Soruşturması kapsamında yürütülen ve Savcı Ayhan Yılmaz’a tanık sıfatıyla ifade veren Prof. Dr. İbrahim Attila Acar hakkında Üniversite idaresi tarafından soruşturma açıldı. FETÖ-PDY üyesi olduğu iddiasıyla meslekten İhraç edilen Prof. Dr. M. Vedat Pazarlıoğlu’nun şikayeti, üniversitede FETÖ ve paralel yapı aleyhinde tanık olarak ifade veren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin Prof. Dr. İbrahim Atilla Acar hakkında intikam operasyonu olarak algılandı.

15 Temmuz’dan bu güne FETÖ-PDY soruşturmalarında tanık sıfatıyla dinlenen bir tanığa FETÖ üyeliği ile görevine son verilen birisi tarafından yapılan şikayet sonucu idarece hakkında soruşturma başlatılan tek kişi olma unvanı verdi. Bu soruşturma FETÖ-PDY yapılanması hakkında yıllarca köşe yazısı yazan ve bu konuyu yakından takip eden benim de dikkatimi çekti.

Bu durum, Katip Çelebi Üniversitesi İ.İ.B.F. eski dekanı öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR’ı yıldırma ve tanıklıktan vazgeçirme baskıları mı acaba diye düşünmedim değil doğrusu!

Yıllardır Politik Gündem’e Siyaset Bilimci ve Ekonomist olarak konuk aldığım ACAR’ın ne kadar vatansever, vatanına, milletine, demokrasiye aşık, cesur ve ender liyakatli bir bilim adamı olduğunu biliyorum. Bu önemli akademisyene sindirme, korkutma ve ‘hala üniversitede biz varız ayağını denk al!’ mesajı mı verilmek isteniyor? Bu konuda kafamız karışıyor. Bu soruşturmalarla hiç kimsenin FETÖ-PDY aleyhinde ifade vermesinin mümkün olmayacağı bir korku atmosferi yaratmayı hedefleyen örgüt, tanıklık kurumunu pasifize edebilmek için sürdürdüğü faaliyetlerine maalesef bir yenisini eklemiş oldu.

Hukuksuzluk ve keyfiyetin ayak sesleri

 FETÖ-PDY suçlamasıyla ihraç edilen kişi, tanıklık yapan ACAR hakkında şikayetçi oluyor. İdare de Fetöcülükle suçlanan kişinin sözlerine itibar gösterip tanık hakkında soruşturma açıyor. Burada bir hukuksuzluğun ve keyfiyetin ayak sesleri duyulmuyor mu?

Katip Çelebi Üniversitesi’nin bilinmeyen ve henüz ortaya çıkmamış üniversite üzerinde etkisini yitirmemiş gizli bir imamı mı var?

FETÖ-PYD suçlamasıyla ihraç edilen kişilerin tanık hakkında şikayetçi olması sebebiyle tanık hakkında soruşturma açılıyor. Bu bir intikam değil midir? Bürokraside FETÖ-PDY yapılanması hala sona ermedi mi?

Üniversite üzerinde etkin ve adı açıklanmayan FETÖ-PYD yanlısı olan akademik tabanı bulunan ve ilişkileri geçmişte devletin en üst mertebesine kadar dayanan gizli bir güce mi dayanıyor.

FETÖ-PYD soruşturmasında sırf tanık oldun diye kısas yapılarak daha önce İİBF Dekanlığı yapmış Prof. Dr. İbrahim Attila Acar, terör örgütü hakkında tanıklık yaptı diye cezalandırılmak mı isteniyor?

 

 

Bu haksızlık sürpriz olmadı!

Anlaşılan FETÖ-PDY’nin İzmir’den doğuşu İzmir’deki bağlantılarının son derece derin ve kapsamlı olduğunu gösteriyor. AK Parti İstanbul milletvekili Külünk’ün ifade ettiği gibi, Kâtip Çelebi Üniversitesi FETÖ-PDY’nin faaliyet gösterdiği başlıca devlet üniversitelerinden biri. FETÖ-PDY aleyhinde ifade veren tanıkları sindirmek için “Soruşturmalar”ın İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden başlatılması, devletinin ve demokrasinin yanında yer alan tanık Attila ACAR’a haksızlık yapılması sürpriz olmadı.

Pensilvanya yolculuğunda Prof. Dr. M. Vedat Pazarlıoğlu ve Prof. Dr. Bülent Miran ile ortak hareket eden ve üniversitenin nasıl yapılanacağı konusunda direktifler aldıkları iddia edilen Prof. Dr. Galip Akhan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ne rektör olarak atandıktan hemen sonra, 29.04.2011 ila 08.05.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen gezinin gizemi kendi aleyhlerinde tanıklık yapan Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR hakkında bürokrasinin içinde kalan FETÖ-PDY tortusunun soruşturma açtığını,15 Temmuz hain darbe girişiminde insanlarımızı katleden insanların hala bürokrasi kademelerinde var olduğunu ortaya koymaktadır.

Prof. Dr. Galip Akhan’ın, Pensilvanya ziyaretini birlikte gerçekleştirdiği iki öğretim üyesinin de FETÖ-PDY üyesi oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç edilmiş olmaları da dikkatleri üzerine topluyor.  Bu soruşturma ile FETÖ ile ilgili bu davalarda, bir tanık hakkında ilk soruşturma Prof. Dr. Acar’a açılmış oldu.

Medya olarak bu işin peşini bırakmayacağız

Soruşturmayı yürüten savcılara  FETÖ yapılanmasıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. İbrahim Attila Acar hakkında soruşturma açan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yönetimi tanık hakkında hangi gerekçelerle soruşturma açtıklarını resmi olarak açıklamak ve kamuoyunu bu konuda bilgilendirme mükellefiyetindedir. Aksi halde birçok soru işaretinin bu soruşturmanın arkasında gizli kalmayacak şekilde medya olarak takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Soruşturmayı açtıran üniversite yönetimi, FETÖ-PDY’nin tanıkları yıldırmaya yönelik yürüttüğü faaliyetlerin bir parçası olduğu iddiaları gündemde kalacaktır.

Devam eden mahkemelerin doğal akışını tanıklar üzerinde baskılar kurarak değiştirmeye çalışanların gün gelip tarih önünde vicdanlarının sesini bile dinleyebilecek zamanı bulamayacakları adaletin gücü karşısında sessizliğini koruyacaktır.

Unutmayalım ki Türkiye hain bir darbe girişimini başarıyla demokrasinin ve halkın gücüyle atlatmıştır. Demokrasi zaferinde hayatını hiçe sayan, seve seve vatanı ve milleti için canını feda eden gençlerimiz onurlu ve omurgalı duruşlarıyla, terör örgütleri aleyhinde cesurca tanıklık eden yiğit akademisyenler tarafında yetiştiriliyorlar ve ülkemizin bekası için ülkemizi işgal etmek isteyen, içte ve dışta karşımızda olan hainlere karşı mücadele ediyorlar.

Dolayısıyla, FETÖ-PDY organizasyonu karşısında soruşturma savcısına tanıklık yapan cesur ve yiğit akademisyen Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR’ın arkasında durmak ve amaçları olan insanların maksatlarına kurban gitmemesi için çaba sarf etmeliyiz.