Merkez Bankası Para Politikası Kurulu: İktisadi faaliyette toparlanma güç kazanmakta
TCMB Para Politikası Kurulu toplantı özetinde, "İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır." denildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır. Kredi koşullarındaki iyileşme yurt içi talebi desteklemektedir." ifadelerine yer verildi.
Kurulun 23 Temmuz'daki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, haziranda tüketici fiyatlarının yüzde 1,13 arttığı, yıllık enflasyonun 1,23 puan yükselerek yüzde 12,62 olduğu hatırlatıldı.
Yıllık enflasyonun işlenmiş gıda grubunda gerilerken, işlenmemiş gıda grubunda artmaya devam ettiğine vurgu yapılan özette, böylelikle gıda enflasyonunun yatay seyrettiği bildirildi.
Özette, enerji enflasyonunun; uluslararası ham petrol fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak yükseldiği, tüketici enflasyonunu ise sınırladığı belirtilerek, "Birikimli döviz kuru etkileri ve salgına bağlı birim maliyet artışları ile artan kredi imkanlarıyla belirli sektörlere yönelik talebin güçlenmesi, temel mal enflasyonunu yukarı çeken temel unsurlar olmuştur. Hizmet enflasyonu normalleşme sürecinin etkilediği kalemler öncülüğünde yükselmiştir. Bu gelişmeler sonucunda çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve eğilimleri artış kaydetmiştir." ifadelerine yer verildi.
Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonunun haziranda yüzde 12,93'e yükseldiği aktarılan özette, sebze grubu yıllık enflasyonunda gözlenen belirgin artışla işlenmemiş gıdada yıllık enflasyonun 2,15 puan artarak yüzde 12,29'a çıktığı bildirildi.
Özette, diğer işlenmemiş gıda grubunda bakliyat, kuru yemiş ve pirinç kalemlerindeki yüksek fiyat artışlarının haziranda da sürdüğü, kırmızı et fiyatlarının ise gerilediğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"İşlenmiş gıda fiyatlarında ılımlı bir aylık artış gerçekleşmiş ve baz etkisinin de desteğiyle yıllık enflasyon 2,09 puan düşüşle yüzde 13,41'e gerilemiştir. Enerji fiyatları haziranda yüzde 2,62 artmış, grup yıllık enflasyonu 3,89 puan yükselerek yüzde 9,12 olmuştur. Uluslararası petrol fiyatlarındaki toparlanmanın devamı enerji fiyatlarındaki yükselişte belirleyici olurken, şebeke suyu fiyatlarındaki artış da dikkati çekmiştir. Temel mal grubu yıllık enflasyonu haziranda 2,14 puan artarak yüzde 11,39'a yükselmiştir. Bu dönemde yıllık enflasyon, tüm alt gruplarda yükselmiştir. Fiyatlar üzerinde birikimli döviz kuru etkileri ve salgına bağlı birim maliyet artışları ile elverişli kredi koşullarına bağlı olarak bazı gruplara yönelik güçlenen talep de etkili olmuştur. Bu kapsamda özellikle otomobil, beyaz eşya ile diğer elektrikli ve elektriksiz alet fiyatlarındaki yükselişler öne çıkmıştır. Öte yandan, giyim ve ayakkabı grubu fiyatlarında haziran ayında mevsimsel ortalamanın üzerinde bir artış gerçekleşmiştir."
"İktisadi faaliyette mayısta dipten çıkış başladı"PPK özetinde, hizmet fiyatlarının haziranda yüzde 2,09 arttığı, yıllık enflasyonun 0,48 puan yükselişle yüzde 11,76'ya çıktığı belirtilerek, bu gelişmede başta ulaştırma ve lokanta-otel olmak üzere kademeli normalleşme kapsamında kapasite sınırlamasına tabi tutulan sektörlerin belirleyici olduğu bildirildi.
Yıllık enflasyonda en yüksek artışın ulaştırma grubunda gözlendiğine işaret edilen özette, yiyecek-içecek hizmetleri, konaklama, paket turlar ve kişisel bakım hizmetlerinin de öne çıkan diğer kalemler olduğu aktarıldı.
Özette, bu dönemde haberleşme enflasyonunun düşük seviyesini korurken, kira yıllık enflasyonunun gerilemeye devam ettiği belirtilerek, "Temmuz ayında yıl sonu ve 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri yükselirken, 24 ay sonrasına yönelik enflasyon beklentisi yatay seyretmiştir." denildi.
Enflasyonu etkileyen unsurlara da yer verilen özette, şunlar kaydedildi:
"Son dönemde açıklanan veriler, iktisadi faaliyette mayıs ayında dipten çıkışın başladığını teyit etmiştir. Sanayi üretim endeksi, mayıs ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 17,6 artmıştır. Benzer şekilde, ciro endeksleri sanayi dışındaki sektörlerde de düşüşün durduğunu göstermiştir. Ancak, mart-nisan dönemindeki daralmanın kısmen telafi edilebilmiş olması, iktisadi faaliyetin mayıs ayında zayıf seyrettiğine işaret etmiştir.
İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır. Kredi koşullarındaki iyileşme yurt içi talebi desteklemektedir. Bu dönemde finansman koşullarına duyarlılığı yüksek ve talebi ertelenmiş kalemlere yönelik kartla yapılan harcamalar hızlı bir şekilde artarken, elektrik tüketimi de istikrarlı bir artış göstermektedir. Diğer taraftan, ulaştırma, konaklama, yiyecek ve içecek hizmetleri gibi salgından en çok etkilenen hizmet gruplarında zayıf seyir sürmektedir."
"Veriler, turizm faaliyetinde dipten dönüş sinyalleri içeriyor"PPK özetinde, yüksek frekanslı verilerin ihracatta daha belirgin olmak üzere dış ticaret hacminde toparlanmanın sürdüğüne işaret ettiği belirtildi.
İhracattaki iyileşmenin, bölgeler ve sektörler geneline yayıldığı bildirilen özette, "Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme beklenmektedir. Nitekim yabancıların kartla yaptığı harcamalar ve diğer yüksek frekanslı veriler turizm faaliyetinde henüz zayıf olmakla birlikte dipten dönüş sinyalleri içermektedir." ifadeleri kullanıldı.
Özette, mal ihracatındaki toparlanma ve emtia fiyatlarının düşük seviyelerinin, gelecek dönemde cari işlemler dengesini destekleyeceği vurgulanarak, kurulun, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine dikkati çektiği aktarıldı.
Mevcut veriler ışığında iktisadi faaliyette 3. çeyrekte kayda değer bir iyileşme öngörüldüğü belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkı yapmaktadır. Nisan döneminde istihdam kayıpları hizmetler sektörü başta olmak üzere sektörler geneline yayılarak devam etmiş ve işsizlik oranları yükselmiştir. İş gücüne katılım oranındaki gerileme, işsizlik oranlarındaki artışı sınırlamaya devam etmiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkanlarının kısmen iyileştiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur."
Petrol fiyatlarıÖzette, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyümedeki zayıflamanın yılın 2. çeyreğinde derinleştiği ifade edildi.
Ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla 3. çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlendiği aktarılan özette, salgının yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir dalga yaşanma olasılığına bağlı olarak toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin yüksek seyrettiği vurgulandı.
Özette, salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizliklerin sürdüğüne işaret edilerek, "Normalleşmenin uzun sürmesi veya önümüzdeki dönemde salgında ikinci bir dalga görülmesi durumunda küresel ekonomide işaretleri görülmeye başlanan toparlanma sekteye uğrayabilecek, küresel risk iştahında dalgalanmalar gözlenebilecektir." denildi.
Haziran PPK toplantısını takip eden dönemde, OPEC+ ülkelerinin nisanda vardıkları anlaşmanın ikinci aşamasına geçip petrol arz kısıntısı miktarında azalmaya gittiği, ayrıca toparlanmaya başlayan küresel faaliyete bağlı olarak ham petrol fiyatlarının ılımlı bir şekilde arttığı anımsatılarak, şunlar kaydedildi:
"Petrol fiyatlarının bulunduğu seviye, küresel salgın öncesi dönemde görülen seviyelerinin altındadır. Diğer taraftan, küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta olup küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi beklenmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali adımlar atmaya devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranları tarihsel düşük seviyelerdeki seyrini sürdürürken, gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanının büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir."
"Kredi büyümesinin iç ve dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir"Özette, destekleyici politika önlemleri ve normalleşme adımlarının yakın dönemde risk iştahında bir miktar artışı beraberinde getirmesine karşın gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının zayıf seyretmeye devam ettiği belirtildi.
Küresel iktisadi faaliyet görünümüne ilişkin belirsizliklerin sürmesinin, gelecek dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine yol açabileceği uyarısında bulunulan özette, "Son dönemde küresel gelişmelerin olumsuz etkileri bir miktar hafiflemiş olmakla beraber küresel belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Bu doğrultuda, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecektir." ifadeleri kullanıldı.
Özette, parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu bankalarının öncülüğünde ivme kazanan kredi genişlemesinin, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine önemli katkı sağladığı vurgulandı.
Kefaletli kredi imkanıyla ağırlıklı olarak firmaların taleplerine yönelik ivmelenen kredi büyümesinin, firma kredi talebinin doygunluğa ulaşmasının ardından kamu bankalarının açıkladığı bireysel kredi paketleri ve tüketicilerin ertelenmiş talebinin hayata geçmesiyle gücünü koruduğu aktarılan özette, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Kredi büyümesi ve kompozisyonunun, iç ve dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir. Toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde yükseliş gözlenmektedir. Uluslararası emtia fiyatları tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ederken, gıda enflasyonu dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle artmıştır. Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Nitekim öncü göstergeler, normalleşme sürecinde kapasite kısıtlarına tabi olan hizmet gruplarındaki aylık fiyat artışlarının yavaşlamaya başladığına işaret etmektedir. Yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörüsü korunmakla birlikte yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir."
"Destekleyici likidite adımları aşamalı bir şekilde gözden geçirilebilir"Özette, kurulun; enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirdiği bildirildi.
Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patikayla uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiğine işaret edilen özette, "Bu çerçevede, parasal duruş, ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir." denildi.
Özette, marttan itibaren uygulamaya konulan destekleyici likidite adımlarının, normalleşme sürecinin gelişimine bağlı olarak aşamalı bir şekilde gözden geçirilebileceği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Salgın sonrası dönemde uygulanan maliye politikası tedbirlerinin parasal ve finansal diğer tedbirlerle birlikte salgına bağlı iktisadi risklerin sınırlanarak ekonominin üretim potansiyelinin desteklenmesine ve toparlanmanın başlamasına önemli katkı sağlamıştır. Ekonominin toparlanma sürecinde para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümün sürdürülerek makro politika bileşiminin enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek şekilde belirlenmesi, büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı etkiler nedeniyle toparlanması daha uzun sürebilecek sektörlerin desteklenmesi için geçici ve hedefe yönelik maliye ve benzeri politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir."
Özette ayrıca, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin, kurulun geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği vurgulandı.