Millet Kütüphanesi'nin kapıları 7/24 açık
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kapılarını açan Millet Kütüphanesi, gece ve gündüz ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Milyonlarca eserle kitapseverlere tarihte yolculuk imkanı sunan Türkiye'nin en büyük kütüphanesi, her yaştan kitapseveri ağırlıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve çok sayıda davetlinin katılımıyla 20 Şubat'ta açılan Millet Kütüphanesi, ilk günden ziyaretçi akınına uğramaya başladı. Açılışının ardından ilk gün yaklaşık 6 bin kişinin ziyaret ettiği kütüphane kitapseverin beğenisini kazandı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Selçuklu, Osmanlı ve çağdaş mimariden esintiler taşıyan, 7 gün 24 saat hizmet veren kütüphaneden faydalanmak isteyen yeni kimlik kartı sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, turnikelerdeki haznelere kimlik kartlarını okutarak kolaylıkla ve hızla giriş yapabiliyor.
Eski kimlik kartı sahipleri kütüphane giriş bankolarından "hızlı giriş kartı" alarak kütüphaneden yararlanabiliyor. Henüz 15 yaşını doldurmamış kullanıcılar ise kütüphane giriş bankolarından hızlı giriş kartı alarak turnikelerden geçiyor.
Kütüphaneye üyelikler, e-Devlet üzerinden gerçekleştiriliyor. Yabancı uyruklular da pasaportları karşılığında alacakları "geçici giriş kartlarıyla" kütüphane hizmetlerinden faydalanabiliyor.
Araçlarıyla kütüphaneye giriş yapmak isteyen yeni ve eski kimlik sahibi kullanıcıların, kimlik ve araç ruhsatlarını ibraz etmeleri gerekiyor. Türk kullanıcılar, e-Devlet üzerinden oluşturdukları hızlı giriş kartlarında bulunan QR kodunu araçtan inmeden görevli personele göstererek kütüphaneye giriş sağlayabiliyor.
Kütüphanede kullanıcılar için çay, kahve, su ve kek ikramında bulunuluyor.
Kütüphanede 5-10 yaş arası kullanıcılar için Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi, 10-15 yaş arası kullanıcılar için Gençlik Kütüphanesi ile Ses ve Görüntü Kütüphanesi, Nadir Eserler Kütüphanesi, Araştırma Kütüphanesi, Cihannüma Salonu, Süreli Yayınlar Salonu, Selçuklu Müze ve Sergi Salonu, Anadolu Salonu, Divan Salonu, Mücellithane, Kitap Şifahanesi ve davet kabul alanları, 500 kişilik konferans salonu, teknoloji sınıfları, mesleki eğitim sınıfları, özel grup çalışma ve film izleme alanları, yemek salonları, seminer salonları, mescit, personel çalışma alanları ve dinlenme alanları yer alıyor.
Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi 25 bin kitaptan oluşan koleksiyonu ile 5-10 yaş aralığındaki çocuklara hizmet veriyor.
Masal dinleme etkinlikleri ve geleneksel Türk sanatlarına yönelik çalışmaların da yapıldığı Nasreddin Hoca Kütüphanesi'nde, görsel ve işitsel materyalleri grup ya da bireysel olarak dinlemek ya da izlemek için özel olarak tasarlanmış ses ve görüntü salonu da bulunuyor.
Kütüphanede yer alan "Mürekkebin İzi, Yazma Eserler" sergisinde Türkiye Yazama Eserler Kurumu Başkanlığı, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi ve Topkapı Sarayı Müzesinde bulunan 78 yazma eseri görme imkanı bulunuyor.
Aralarında Türk dilinin ilk sözlüğü ve bir dünya atlası olan Divanü Lugati't-Türk, Süryani dua ve vaaz kitabı, Tevrat ve İncil'in farklı dil ve kültürlerde hazırlanan nüshaları sergileniyor.
Sergide, boyutları dikkatleri çeken iki Kur'an-ı Kerim de bulunuyor. Sultan 1. Murad'ın şehadeti dolayısıyla Memluk Sultanı Berkuk tarafından gönderildiği belirtilen 65 kilo ağırlığında Kur'an-ı Kerim ve mercek yardımıyla okunabilen 3 santimetre büyüklüğündeki Sancak Musafı yer alıyor.
"Mucibince Amel Oluna Hatt-ı Hümayun" isimli sergi ise Osmanlı'dan Cumhuriyete miras kalan ve öneminden dolayı "Hazine-i Evrak" denilen arşivlerdeki milyonlarca evrak arasından seçilen padişah hatlarından oluşuyor.
Kanuni Sultan Süleyman'dan son padişah Sultan Vahdeddin'e kadar çeşitli Hatt-ı Hümayunların yer aldığı sergide, Sultan 2. Mahmud'un "Allahü Veliyyü't Tevfik" yazılı hüsn-i hattı da bulunuyor.
Kütüphanenin ziyaretçileri, ilk izlenimlerini ve duygularını AA'ya anlattı. Nezaket Turan, çok güzel bir eserle karşılaştıklarını belirterek, "Çocuklarımız inşallah bu eserlerden faydalanırlar." dedi.
Üniversite öğrencisi Mert Uygur, açılışa ilişkin haberleri izlediğinde kütüphaneyi çok merak ettiğini ve hemen gelmek istediğini vurgulayarak, "Çok büyük, muhteşem bir eser. Çok etkilendim. Sadece ders çalışmak için değil, burada yaşarım. İstediğim her şeyi, özellikle de eski eserleri burada bulabilirim." ifadelerini kullandı.
Çocuklarıyla kütüphaneye gelen Nevzat Yazar, çok mükemmel bir eseri görme fırsatı bulduklarını belirterek, "Gurur duyduk. Bu ülke için bir taş koyan herkese teşekkür ediyoruz." dedi.
Gündüz saatlerinde olduğu gibi gece de kitapseverlerin ilgisinin sürdüğü kütüphaneye babası ve 8 yaşındaki kardeşiyle gelen 6'ncı sınıf öğrencisi Eren Cavlı, "Bence kütüphane çok güzel. Herkese gelmesini tavsiye ederim. Tekrar gelmeyi çok isterim. Ben çok sevdim." dedi.
Baba Ahmet Cavlı da çocuklarıyla bir an önce kütüphaneye gelmek istediklerini anlatarak, "Çok güzel bir yer. Her hafta gelmeyi düşünüyoruz. Şimdi eve dönmemiz lazım ama çocuklar gitmek istemiyor. Çok sevdiler. Emeği geçen herkese ve Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Avukat Sebahattin Çetin, Millet Kütüphanesini görmek için İstanbul'dan geldiğini belirterek, "Bir saat gezdim ama bir saatte, iki saatte gezilecek bir kütüphane değil. Hukuk Fakültesi'nden çok eski hocalarımızın kitaplarını gördüm. Muhteşem bir kütüphane. Ben birçok ülkenin kütüphanelerini de gezdim. Tarifi ve anlatılması mümkün değil, gelip görülmesi gerekiyor. Hayran kaldım. Türkiye'ye yakışır bir şey olmuş." dedi.
Kütüphanenin açılmasının ardından birçok öğrenci, sınavlarına burada hazırlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla kütüphaneye gelen TOBB Üniversitesi Nanoteknoloji ve Malzeme Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi Burakcan Işıkdemir, vize sınavına çalıştıklarını anlattı.
Kütüphaneye gecenin ilerleyen saatlerinde oğlu ve torunu ile gelen emekli öğretmen Arife Aydınlı da duygularını şöyle aktardı:
"Çok mutlu oldum burayı gördüğüm için. İçim içime sığmıyor. Çok beğendim. Keşke bizim zamanımızda da bu kadar kitap, bu kadar imkan olsaydı. Hafta sonları hep gelmeyi düşünüyorum. Yunus Emre'nin şiirlerini okudum. İçeride 2-3 saat geçirdim. Ülkemiz için gerçekten gurur verici şeyler. Kelimeler kifayetsiz kalır bu güzellik karşısında."