Otomotivde 2020'de hafif toparlanma bekleniyor!
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, "Otomotiv sektöründe 2020'de de bir miktar toparlanma bekliyoruz,yüzde 15-20 gibi. 600 binler civarında bir ön görü var Türkiye satışlarında." dedi.
OSD tarafından düzenlenen "OSD Buluşmaları"nın ikincisi, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) Genel Direktörü Eric-Mark Huitema ve sektör temsilcilerinin katılımıyla İstanbul'da bir otelde gerçekleştirildi.
Yenigün, burada yaptığı konuşmada, bu yıl otomotiv sektöründe birçok ilkin ve birçok sıkıntılı sürecin yaşandığını dile getiridi.
Geçen yılın başı itibarıyla hafif hafif sinyaller veren otomotiv endüstrisine yönelik hükümet tarafından bazı önlemler alındığını anımsatan Yenigün, "Haziran ayında hurda teşviki devreye girdi, alınan her önlem bir miktar otomotiv ekonomisindeki kötü gidişi yavaşlattı esasında. Daha sonra devreye giren birçok önlem ağustos ayında yaşadığımız sıkıntılı sürecin yansımalarını bir miktar ortadan kaldırmaya yönelikti. Özellikle ÖTV ve KDV destekleri bu yılın ortasına kadar sürdü." diye konuştu.
Bu önlemlerin geçici olduğunu belirten Yenigün, "Ama biz hep aynı şeyi söylüyoruz. Bugün de önümüzdeki dönemde de söylemeye devam edeceğiz. Bu tür kısa süreli ayrıcalık ve teşvik yaratma konusu esasında bence veya bizce sektörü ayakta tutmaya veya onun gelişmesini sağlamaya yönelik önlemler değil. Bunun bir ekosistem olarak tarif edilmesi gerekiyor. Ve bu ekosistemin içerisindeki bütün paydaşların bir araya gelip uzun vadeli Türkiye'deki bu otomotiv ekonomisini, bu kadar başarılı bir ekonomiyi gelecek dönemlerde yine lokomotif endüstri olacak şekilde formata sokmasını sağlıyor olmamız lazım." ifadelerini kullandı.
"Hevesimiz 1 milyonluk pazar seviyesine çıkmak"
Yenigün, Türkiye otomotiv endüstrisinin tekrar geçmişteki 1 milyonlar seviyesine çıkmasını umduklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bizim hevesimizin ne olduğunu tekrar tekrar söylemek istiyorum. Hevesimiz, bizim bugünkü durumdan biran önce 2015-2017 yıllarındaki 1 milyonluk pazar seviyesine çıkmak. Ve ardından da bu rakamı 1,5 milyona ve uzun vadede de 2 milyona çıkaracak planları oluşturmamız ve devreye almamız. Bu birçoğunuza belki çok agresif bir planmış gibi gelebilir ama Türkiye'nin geldiği seviyede bin kişi başına araç kullanım rakamlarına baktığınız zaman esasında bahsettiğim rakamlar Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin bile ulaştığı seviyenin aşağısında olduğunu göreceksiniz."
"Gelecek yılda da bir miktar toparlanma bekliyoruz"
Otomotiv sektörünün gidişatına değinen Yenigün, "Neler oldu diye geçmişe bakarsak otomotiv endüstrisi 1 milyondan önce 670 bine geldi, sonra bu yıl itibarıyla muhtemelen 400-480 bin civarına gelecek. 2020'de de bir miktar toparlanma bekliyoruz, yüzde 15-20 gibi. 600 binler civarında bir ön görü var Türkiye satışlarında. Ama her zaman bizi dengeleyen ihracatta bir miktar durağanlaşma var. Üretimin bu yıl içinde yüzde 7, ihracatın yüzde 6 daraldığını görüyoruz. Bunlar bizim için iyi rakamlar değil." dedi.
"13,8 milyon Avrupalı ekmeğini otomotiv sektöründen kazanıyor"
ACEA Genel Direktörü Eric-Mark Huitema ise yaptığı sunumda, otomotiv endüstrisinde mobilite ve dönüşüm konularını ele aldı.
OSD'nin ACEA üyesi olmasından dolayı mutlu olduklarını belirten Huitema, "Birlikte iyi çalışırsak Türkiye dahil olmak üzere Avrupa'yı ve sektörümüzü Avrupa'da çok daha rekabetçi hale getirebiliriz. Çünkü dünyada hala büyüme potansiyeli var." dedi.
Otomotiv sektörünün Avrupa için önemine dikkati çeken Huitema, "Avrupa'da biz tabii ki çok istihdam sağlıyoruz 13,8 milyon Avrupalı ekmeğini otomotiv sektöründen kazanıyor. Yaklaşık bütün imalat istihdamının yüzde 11'i otomotivde ve 428 milyar avro vergi geliri oluşturuyoruz. Ayrıca biz çok ihracat yapan az sayıdaki sektörlerden biriyiz ve AB GSYH'sinin yüzde 7'si ve çok ciddi miktarda da Ar-Ge yatırımı var sektörde." diye konuştu.
Huitema, otomotiv sektöründeki büyük dönüşümün iki itici gücü olduğunu ve bunlardan birinin karbonun azaltılması diğerinin de bağlantılı ve otomatik sürüş olduğunu dile getirdi.
"Türkiye'de trafikte hibrit dahil 5 binden fazla elektrikli araç var"
Türkiye'de elektrikli araç kullanımına ilişkin bazı verileri de paylaşan Huitema, şunları söyledi:
"Şu anda trafikte 5 binden fazla elektrikli araç var, hibrit de buna dahil. Türkiye'deki toplam arabaların binde birinden az. Bu da ilginç. Çünkü çok sayıda dizel, benzin hatta LPG'li araç var. Belki bu yüzden Türkiye'de elektrikli araç kullanımı biraz daha yavaş başlayacak. Çünkü CNG ve LNG karbondioksit emilimi açısından daha düşük. Yani siz zaten iyi bir iş çıkarıyorsunuz ama istediğimiz bu değil."
Avrupa'da 2,7 milyon elektrikli araç olduğu bilgisini paylaşan Huitema, "Bu, toplam araçların yüzde 1'ine denk geliyor ve burada en büyük zorluk da elektrikli araçların fiyatı. Elektrikli araç miktarının artırılması yönünde talep var ama fiyatın makul olmaması hala önemli bir engel. Bu otomatik düzelecek bir şey değil, sektör olarak bu konunun üzerinde çalışılması lazım. AB'de bu doğrudan kişi başına düşen GSYH ile ilgili ama aynı zamanda da teşvikler ve vergilendirmeyle ilgili." ifadelerini kullandı.
Huitema, şarj istasyonlarının çok yaygın olmamasının da elektrikli araç konusunda ki bir diğer zorluk olarak görüldüğünü belirterek, "Altyapının dağılımda bir dengesizlik var. Şarj istasyonları genelde yoğun nüfusun olduğu yerlerde var ancak kırsal bölgelere geçtiğinizde şarj istasyonu bulmak zorlaşıyor." dedi.
"Yapay zeka ve yazılım geliştirme gibi alanlarda yeni istihdamlar da ortaya çıkacak"
Otomotiv sektöründeki dönüşümle birlikte istihdamda azalmalar görülebileceğine işaret eden Huitema, şunları kaydetti:
"Bizim de Avrupa'da 300-330 bin kişinin işinden olacağı yönünde bazı tahminlerimiz var. Ama yapay zeka ve yazılım geliştirme gibi alanlarda yeni istihdamlar da ortaya çıkacak. Yani 300 ila 330 bin kişinin işinden olacağını düşünürsek bunun net etkisi 250 bin kişi olacaktır. Peki Avrupa ve Avrupalı devletler ne yapabilir? Bu geçiş sürecini yönetmek için beceri açığını kapatacak bazı eğitimler vermek gerekiyor.
Karbondan çıkış sadece toplumun ayak uydurabileceği ve hazmedebileceği bir takvim içerisinde gerçekleşirse olabilir. Şu an sektörün ya da sanayinin çok hızlı ilerlediğini görüyoruz. Toplumda da gezegeni yok ettiğimize dair bir görüş var. Evet otomotiv sektörü belki gezegeni olumsuz etkileyen şeyler yapıyor olabilir ama bu anlamda suçlu olan tek sektör biz değiliz. Şehirler ve belediyeler de önemli bir unsur. Onların da bu akıma katılması gerekiyor."
Öte yandan toplantıda, OSD tarafından hazırlatılan "Yıkıcı Teknolojiler ve Otomotiv Sanayiine Etkileri" ile "Otomotiv Lojistiği" raporlarının sunumları da gerçekleştirildi.