'Ticaret savaşının kazananı olmaz'

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye Milli Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ticaret savaşlarının kazananı olamaz. Kaybedeni de hepimiz oluruz. Bu nedenle özel sektör, korumacılığa ve ticaret engellerine karşı sesini yükseltmeli ve ikna çabalarını güçlendirmeli." dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, ICC Türkiye Milli Komitesi tarafından organize edilen "Ticaret Savaşları, Brexit ve Çok Taraflı Ticaret Sisteminin Geleceği" başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Türkiye'nin ticaretinin gelişmesi, bu zorlu süreçte Türkiye'nin zarar görmemesi için çok yoğun bir ticari diplomasi süreci yürüttüğünü söyledi.

Brexit konusunda değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

"Nasıl çözülecek, hangi süreç içinde çözülecek ya da ayrılık gerçekleştikten sonra ne olacak, tam olarak bilmiyoruz. Süreç tam bir karmaşaya dönmüş durumda. Bu sürecin üçüncü başbakanı olan Boris Johnson meseleyi çözebilecek mi, yoksa İngiltere yeni bir seçime veya referanduma mı gidecek konusu belirsiz. İş dünyası olarak bizler, belirsizlik arttıkça daha da büyük risklerin içine sürükleniyoruz."

Toplantı kapsamında ticaret savaşları konusunun da ele alınacağını bildiren Hisarcıklıoğlu, ABD ile Çin arasında bir ticari düello olarak başlayan sürecin, giderek Avrupa Birliği'ni (AB), NAFTA'yı, Japonya ve Kore'yi içine çeken bir girdaba dönüşmeye başladığını ifade etti.

"Serbest ticaret zenginlik, korumacılık sefalet demektir"

Rıfat Hisarcıklıoğlu, korumacı ekonomik politikaların tüm ülkeleri yakından ilgilendirdiğini ve küresel büyümeyi ciddi şekilde tehdit etiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu kapsamda özel sektörün görüşü nettir. Serbest ticaret zenginlik, korumacılık sefalet demektir. Uzun vadede kimsenin korumacılıktan kazanması mümkün değildir. Bunun da temelinde 3 faktör var. Birincisi, tarihsel olarak şunu çok iyi biliyoruz ki bu tür ticaret savaşlarının fiili bir çatışmaya, hatta savaşa dönüşme riski çok yüksektir. İkincisi, bu tür korumacı politikalar, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasını sağlayacaktır. Küresel eşitsizlikler arttıkça da sosyal patlamaların artması riski artmaktadır. Üçüncü olarak, malların ticaretini engellediğinizde insanların göç hareketlerini hızlandırırsınız. Artan göç hareketleri de daha büyük bir entegrasyon sorunu olarak önünüze gelir. Kısacası, ticaret savaşlarının kazananı olamaz. Kaybedeni de hepimiz oluruz. Bu nedenle özel sektör, korumacılığa ve ticaret engellerine karşı sesini yükseltmeli ve ikna çabalarını güçlendirmelidir."

Bu kapsamda ICC'ye önemli rol düştüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu, ICC'nin dünyada ticaretin ve yatırımların artması için çalışan, Birleşmiş Milletler ve Dünya Ticaret Örgütü nezdinde küresel iş dünyasını temsil eden en büyük iş dünyası kuruluşu olduğunu vurguladı.

Hisarcıklıoğlu, "ICC, bugün 100'den fazla ülkede, 45 milyondan fazla şirketi ve 1 milyardan fazla çalışanı temsil etmektedir. Böylelikle ICC'nin uluslararası ticaret alanında yol gösterici etkisi gün geçtikçe artmaktadır." diye konuştu.

ICC Genel Sekreteri John Denton da toplantıda, Brexit ve ticaret savaşlarına ilişkin görüşlerini dile getirdi.