YAŞANMAMIŞ HAYATLARDAN OLMAYIN!
Depresyondan sonra kendimi yeni yeni toparlıyorum, duygularımı değiştirebilmenin, kendimi tanımamın yeni yeni farkına varıyorum sıcak bir yaz günü annemin sağlık raporlarını göstermek için bir doktorun muayenehanesine girdim. Her şey böyle başladı...
Öğrencilerimin en sık sorduğu ilk üç soru;
1) Yaşınız kaç? 2) Lozan 100 senelik mi? 3) Nasıl böyle özgüvenli oluyorsunuz?
Şimdi muhatap alacağım soru tabi ki tahmin ettiğiniz gibi üç numaralı olanı. Özgüvenli miyim değil miyim bilmiyorum, çok da önemli olduğunu düşünmüyorum ama beni ilgilendiren taraf ruhumun bedenimde akış halinde gezinmesi yani kelimenin tam anlamıyla kendim gibi olabilmek. Her defasında bununla ilgili bir yol katettiğimde yaşadığımı daha bir çok hissediyorum, çok tavsiye ederim.
Peki ne yapıyorum? Hepimizin içinde bazen daha az, bazen çok fazla hissettiğimiz değersizlik duygusu mutlaka olmuştur. Çoğu insanın ne dozda kendisinde olduğunun farkına bile varamadığı bu duygunun tatmini için dünyayı tersine çevirebilir, kendimizden vazgeçebilir, inanılmaz buluşlar, karşı tarafa acayip kurlar bir sürü saçma sapan şeyler yapabiliriz. Emin olun böyle dizayn edildik hepimiz ama şurası su götürmez bir gerçek ki bu değer duygusunu benlik algısıyla içerden inşa edersek dışarıdan gelen kodlara karşı esnekliğimiz o kadar yüksek oluyor. Yani başımıza gelen tatsız olaylar, komşunun söyledikleri, başarısızlıklarımız, kavgalar, ayrılmalar bizi daha az yıpratıyor. O yüzden ilk kural sağlam bir benlik algısı. Yalnız bunun için bütün karanlık yönlerinizle yüzleşip onları affetmeye hazır olmanız şart aksi takdirde kuru bir değer duygusu üstüne kurulu benlik algısı hiçbir işe yaramıyor. İkincisi kendime hata yapma payı veriyorum. Dünya’ya bir kere geliyoruz ve gelmeden önce bize buranın eğitimini vermiyorlar. Hoş verseler bile bir başkası için doğru olan bizim için ne kadar doğru olur onu da bilemeyiz. O yüzden mevcut bilinç seviyesinde yaşadığımız alandan ya da belki şöyle söylemek daha doğru olur “alışkın olduğumuz güvenlik alanlarından” çıkmak, biraz cesur olmak şart. Bunu yaparken huzurunuzdan feragat etmeyi de göze almayı unutmamak lazım.
Bir üçüncüsü bilinçli “mış gibi” yapmak. Ama burda bilinçli olmak çok önemli malum insanların büyük kısmı bilinçsiz “mış gibi” yaşıyor ki benim cehennem dediğim bilinç boyutu orası. Bilinçli “mış gibi” yapmak sizi başta yapmacık gibi hissettirebilir kendinize ama sadece belli bir süre.. Ben ilk hocalığa başladığımda tarif edilemeyecek bir özgüvensizlikle derse girmiştim. Sonra günlerce kendime telkinler yaptım, derste bile çok özgüvenli bir hocaymış gibi davranmaya çalıştım. Araba kullanmak gibi düşünün hareket alışkanlığa dönene kadar kontrolü elden bırakmamak lazım. Duygu ruha yerleşti travmatik bir olay olmadan kolay kolay gitmiyor. Bir dördüncüsü farklı gelir gruplarından, farklı ideolojik görüşlerden kısaca sizden farklı insanlarla sık sık sohbet etmek. Ama kesin kural şu kimseyi yargılamak yok. Cezaevlerine gitmek bu anlamda benim için bulunmaz fırsat, trekking yaparken köylülerle sohbetler ve daha aklıma gelmeyen bir sürü topluluk...
Farklı şehirlerde mevcut kimliğinizi bırakıp aylak aylak gezmek de benim sık yaptığım aktivitelerden biri. Derslerim de dahil olmak üzere ne kadar rahat konuşabildiğimi bilmeyen kalmamıştır sanırım yeter ki kimseler kötülenmesin, dans etmek, küçük çocuklarla eş duyuma geçerek oynamak, yaşlılarla sohbet, iletişime girilen herkesle mümkün olduğu kadar karşıdakinin de varlığını hissetmek bana çok faydalı oldu. Doktora gelince odasına girdim kafasını dahi kaldırmadı ve son derece soğuk ve sert bir ses tonuyla bir şeyler söyleyip beni randevu birimine geri gönderdi. Haliyle kendimi kötü hissettim ve dedim ki beş dakika sonra geri döneceğim ama kendi kimyamı değiştirerek ve bu sefer ezik bir duruş, ses tonu ve kimyam olmayacak. Tekrar odasına döndüm enerjim, ses tonum değişmişti. Ne mi oldu; Beş dakika sohbet ettikten sonra kapıya kadar uğurlandım. Yıllar oldu ama bana da büyük bir ders oldu. Kısaca Dünya bir oyun alanı ve her olay bize Harika şeyler öğretiyor, kendimizi tanıyıp geliştirmemiz için sayısız olanaklar, fırsatlar yaratıyor. Görmesini bilen hayatını daha kaliteli yaşıyor.