"YENİ SİSTEM BÜROKRASİYİ AZALTACAK"
- ASO Başkanı Nurettin Özdebir: - "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi daha yalın bir yönetimi öngörüyor. İnşallah bürokrasiden kaynaklanan zaman kayıplarını minimuma indireceğini ümit ediyoruz" - "Firmalarımızın mevcut borçlulukları altında hayatta kalabilmeleri için piyasalardaki hareketliliğin devam etmesi lazım"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin daha yalın bir yönetimi öngördüğünü belirterek, "İnşallah bürokrasiden kaynaklanan zaman kayıplarını minimuma indireceğini ümit ediyoruz." dedi.
Özdebir, ASO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nın açılışında, 24 Haziran'da gerçekleştirilen seçimlerin erkene alınmasının ülkenin menfaatleri açısından hayırlı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin daha yalın bir yönetimi öngördüğünü dile getiren Özdebir, "İnşallah bürokrasiden kaynaklanan zaman kayıplarını minimuma indireceğini ümit ediyoruz." diye konuştu.
Sanayicilerin bürokrasiden kaynaklanan yaşadığı sorunlara örnek veren Özdebir, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesini büyütmek için 6 senedir uğraştıklarını buna karşın 1 metrekarelik bile kamulaştırma yapılamadığını ifade etti.
ASO 2. ve 3. OSB'deki bir arazi ile ilgili yaşanan sıkıntıyı da anlatan Özdebir, şunları kaydetti:
"Kadastro memurlarının yapmış oldukları bir hatadan dolayı 15 sene önce satın almış olduğumuz bir Hazine arazisi için tapuya mera alanı diye not düşmüşler. Üzerine fabrikalar, milyonlarca lira masraf yapıldı. Şimdi diyorlar ki 'Burası mera arazisi, buradan mera arazisini kaldırmayız'. Bakana da götürdük. Üzerinde fabrikalar var. Sayın Bakanın da kulakları çınlasın. 'Bana 3 tane köy yaparsanız, köy evleri, okulu, camisi, ahırları dahil olmak üzere, bu mera alanını kaldırırım.' dedi. Sanayiciye bakışın bir göstergesi olarak buna çok üzüldük. Ama bu Bakanımızın konuya çok hakim olmamasından bunun kaynaklandığına inanıyoruz."
- "Piyasalar daraltılmamalı"
Enflasyon ve kur kıskacının herkesi sıkıştırdığını ifade eden Özdebir, 2018 bilançolarında artan faiz yükü ile kur farklarından doğan zararların görüleceğini söyledi.
Türkiye'nin finansman ihtiyacını karşılayamadığı müddetçe kur makasının süreceğini belirten Özdebir, "Bunun sonuçlarını 2018 yılında yaşayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Cari açığın da önlenmesi gerektiğine işaret eden Özdebir, bu konudaki çeşitli tedbirlerin alındığını kaydetti.
Ara malı ithalatının düşmesini ümit ettiklerini anlatan Özdebir, "Reel sektör bu kadar borçlu iken piyasaların daraltılması, tekerleğin dönmesine mani olmak, firmalarımızı likidite açısından daha büyük sıkıntıya sokar. Halbuki firmalarımızın bu borçluluk altında hayatta kalabilmeleri için piyasalardaki hareketliliğin devam etmesi lazım. Çarkların dönmesi lazım ki teker kar toplayabilsin." dedi.
Özdebir, Türkiye'de talep yönlü bir enflasyon baskısından ziyade maliyet yönlü bir enflasyon baskısı olduğuna dikkati çekerek, "En temelinde de ithal girdilerin fazla olmasından dolayı kur farkından kaynaklanan bir enflasyon var. Yerli malı tercih etmemiz lazım. Yerli üretimin miktarını da artırmamız lazım ki birim başına düşen maliyetleri azaltıp enflasyonu aşağı çekebilelim." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) yetkilileri SGK ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin sunum yaptılar.