Anlam Arayışı ve Atatürk

Anlam Arayışı ve Atatürk

Yazarımız Beril Yaşar, "Anlam Arayışı ve Atatürk" isimli köşe yazısını kaleme aldı.

11 Kasım 2017 - 16:34

10 Kasım 2017 yani dün sabah Dokuz Eylül Üniversitesi Bilgisayar

Mühendisliği bölümü.. Son sınıf öğrencileri 8.30'daki sınavlarına

giriyorlar. Saat 9.05'te sirenler çalmaya başlıyor sınav sırasında..Önce

arkadan bir çocuk hiç düşünmeden ayağa kalkıyor iki eli yanında saygı

duruşuna başlıyor ve ardından sınıfta ne kadar öğrenci varsa hepsi teker

teker ayakta..Siren sesleri bitiyor ve sonra İstiklal Marşı'nı da

söylüyorlar ve sınav kaldığı yerden devam..Gözetmen hocanın gözler dolu

dolu..Yine DEU'den ailesinin yardımından ziyade kendi yağıyla kavrulan

gözlerinin içi ışıl ışıl parlayan koskoca yürekli bir kız gibi kız.. Yazın

çalıştığı paralardan bir bölüm ayırmış ve Ata'sının ruhu için helva

yaptırmış. Bütün fakültedeki öğrenci ve memurlara dağıtıyor. Endonezya'dan

Küba'ya kadar anma törenleri, trafikte hayat duruyor üstelik çoğu el

yüreğe götürülmüş bir şekilde saygı duruşunda.. Yok böyle bir sevgi yok

yok yokkk.. Peki neden yok? Ya da şöyle soralım soruyu Atatürk niye bu

kadar çok seviliyor?

Bunun kuşkusuz günümüz olaylarına tepki niteliği taşıyan bir tarafı

olmakla birlikte derinde daha başka bişeyler var gibi.. Öncelikle her

insan özü itibariyle aradığı ve bulamazsa yoldan çıktığı yegane şey saf

sevgi.. Mustafa Kemal bir deha ama bu gücünü halkına yüklediği anlamdan

almış. Bu anlam öz sevgiyi içinde barındırıyor.. Bu öyle bir sevgi ki

insanı küçümsemeyi, ezmeyi bir kenara bırakın, onları yücelten, özellikle

son üçyüz yıl kaybettiği onurunu, gururunu geri veren bir sevgi. Hatta

bunu o dönem Avrupa'da ön plana çıkan ırksal üstünlük tartışmalarına

verdiği cevaplarda bile fazlasıyla görmek mümkün. O dönem Avrupa'nın pek

çok bilim yuvası ve bilim adamı ırksal üstünlüğü vurgularken, Atatürk

açtırdığı Antropoloji Araştırma Merkezi'nde her insanın doğuştan çok güçlü

olduğunu ama ezilme hissinin insanı edilgen duruma getirdiği düşüncesini

pek çok sözünde görmek mümkün. Evet insan sadece insan olduğu için

değerli. Sen yüzyıllardır edilgenliğine, kulluğuna, kafanın çalışmamasına

inanmışsın ve biri geliyor diyor ki hayır o hiç de öyle değil! Memlekette

kul bilincinden palazlanan ne kadar gerici güç varsa her türlü isyanı

çıkarıyor. Bunca savaşın, yokluğun, yoksulluğun üstüne bir de bunlar halkı

acımasızca kışkırtıyor. Yılmıyor! Aklına koymuş bir kere Türk kadının

ayakları yere sapasağlam basacak, yeri gelecek eşlerini bile boşayacak,

kimse kendisini din ve ırk üstünden tanımlamayacak, operalar, tiyatrolar

yurdun dört köşesinde diyor ki illa ki sanat ve spor. Hadi kalk tanı

kendini, sanatsız neyle ve nasıl yüzleşirsin ki kendinle eksik olur

bişeyler.. Sonra Millet Mektepleri  herkeslere okuma yazma ilim bilim

öğretmeler falan.. Muazzam bir toplum mühendisliği. Diyor ki kula kulluk

etme bak ben etmedim ne oldu! Sende yapabilirsin yeter ki kula kulluk

etme! Birey ol! Sana seni veren birinden kim ve ne kadar daha değerli

olabilir ki bu hayatta.. Anlayan anlıyor! Anlamayan bakıyor..Ama ben

isterim ki anlayan anlamayanlara anlatsın. Bakın görün ondan sonra neler

oluyor. Anlayan gençlik sınavında ayağa kalkıyor, bir günlüğüne

Anıtkabir'e gidiyor, kalbi aslında hep Ata'sının verdiği bilinçle.. Bunun

ne kadar büyük bir kıymet olduğunun farkında.. Ve hayat bizi

güzelleştiren, geliştiren kişilere, olaylara, çiçeğe, ağaca, insana

saygımız kadar anlamlı ve huzurlu geçiyor. Hani diyorsunuz ya anlam

arayışını nerde buldunuz diye? Tam da burdan...Anlamlı bir ömür

dileğimle...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
GENÇ KIZLARDA PKOS TEHLİKESİ
GENÇ KIZLARDA PKOS TEHLİKESİ
A Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi'nde A Ligi için Karadağ karşısında
A Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi'nde A Ligi için Karadağ...