Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘İzmir 2022 Yılı Çevre Durum Raporu’nu yayımladı. Raporda; hava, su, çevre, atık gibi çeşitli açılardan İzmir’in çevre durumu ele alındı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği’nin raporunda İzmir’de 12 organize sanayi bölgesi bulunduğu ancak 4 tanesinin atık su arıtma tesisinin bulunmadığı bilgisi verildi. Raporda Bağyurdu, Bergama, Buca ve Torbalo OSB'lerden çıkan fiziksel, kimyasal ve biyolojik atıklar şehir kanalizasyon hattına verildiği kaydedildi.
‘SULARA ETKİSİ BİLİNMİYOR’
İzmir’deki evsel atıkların depolama alanlarının da ele alındığı raporda “İlimizde oluşan evsel atıklar 2 adet depolama alanına transfer istasyonları kullanılarak taşınmaktadır. Evsel atıkların depolama tesisine nakli için Büyükşehir Belediyesi idaresinde 7 adet transfer istasyonu (Türkelli, Halkapınar, Gediz, Kısıkköy, Gümüldür, Urla, Selçuk) ve ilçe belediyeleri idaresinde 8 adet yükleme rampası (Dikili, Torbalı, Foça, Kemalpaşa, Ödemiş, Çeşme, Karaburun, Karşıyaka) bulunmaktadır. Depolama alanlarından kaynaklanan sızıntı suları belediye atıksu arıtma tesislerine yönlendirilmektedir. Bunun dışında münferit olarak ilçelerde düzensiz depolama alanları bulunmaktadır. Söz konusu düzensiz depolama alanlarının yeraltı suları ile yüzeysel sulara etkisi ile ilgili veri bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldı.
‘UYGUN ALAN KALMADI’
Raporda en dikkat çeken noktalardan biri ise İzmir’de de atıkların geri kazanımının etkin bir şekilde yapılamadığı ifade edilirken bertaraf konusunda da uygun alan kalmadığı vurgulandı.
Raporun sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı:
Köyden kente göçlerle birlikte yoğun ve plansız yapılaşma neticesi diğer büyük şehirlerimizde olduğu gibi İzmir’de de atıkların geri kazanımı etkin bir şekilde yapılmamakta olup bertaraf konusunda da uygun alan kalmamıştır. Özellikle metropol alanı dışındaki alanlarda atık sorununun büyük boyutlara ulaşmış olması, uzun yıllardır çöplerin ilçe ve belde belediyeleri tarafından gelişigüzel bir şekilde yüzeysel su kaynakları civarına, ormanlık alanlara ve yol kenarına atılması neticesi çevresel açıdan su, arazi ve hava kirliliği problemleri ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda il genelinde tespit edilebilen sahipsiz atıklara yönelik, atıklarn bulunduğu alıcı ortamdan kaldırılarak bertaraf tesislerine gönderilmesi hususunda kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde çalışmalar yürütülmüştür.
İldeki en büyük evsel atık bertaraf tesisi Harmandalı Katı Atık Depolama Alanına ilişkin oluşan problemler ise tesisin dizayn edildiği şekilde işletilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum zaman zaman başta martılar olmak üzere hayvanlar tarafından çöplerin karıştırılmasına neden olmaktadır. Tesisin bir diğer sorunu ise koku olup, hâlihazırda bölgede yaşanan ciddi sorunlardan biridir. Tesiste kokunun büyük ölçüde kaynağı olan deponi gazlarının toplanarak elektrik enerjisine çevrilmesi yönünde depolama sahasında bir tesis kurulmuş ve 2019 yılı içerisinde faaliyete başlamıştır.
Evsel atık depolama alanlarına kabulü yasak olan ambalaj atıkları konusunda ise belediyelerin kaynağında ayrı toplamayı etkin şekilde yapmaması nedeniyle cam, plastik, kâğıt gibi geri kazanılarak ekonomiye katkı sağlayabilecek atıklar da bu alanda depolanmaktadır. Bununla birlikte Sıfır Atık Projesiyle ise ekonomiye kazandırabilecek ve geri kazanımı olabilen atıkların depolama alanlarına gitmesinin önlenmesi amaçlanmış ve bu kapsamda ilimizde özellikle kamu kurumları, eğitim kurumları ve yerel yönetimlerde kayda değer yol alınmıştır. Evsel atıklar ile geri kazanılabilir atıkların kaynağında ayrılması konusundaki çalışmalar etkin ve kontrollü yürütülmediği sürece, depolama alanlarının ömrünün planlanandan kısa olması kaçınılmaz olacaktır.
İzmir İlinin iki adet belediye atık depolama alanından biri ve en büyüğü olan Harmandalı Atık Depolama Alanı ömrünü doldurduğundan yeni bir katı atık değerlendirme ve bertaraf tesisi projesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Karşıyaka ilçesi Yamanlar mevkiinde yer seçimi yapılmıştır. Ancak İl Mahalli Çevre Kurulunda yer seçimi uygunluk kararının iptali yönünde bazı vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından dava açılmış olup, mahkeme MÇK kararının hukuka uygun olduğu yönünde sonuçlanmıştır.