- "Parlamenter sisteme geçecekleri doğruysa o zaman verdiği vaatler yanlış. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı o vaatlerin hiçbirini yapamaz. Burada bir çelişki var. Cumhurbaşkanlığı icra gücü ancak bu sistemde olur. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı temsilidir. Zaten onların seçim beyannamesinde cumhurbaşkanlığını sembolik olarak tanımlıyorlar. Beyannameniz var, halka böyle bir taahhüdünüz var. Yani piyasaya çıkıyor aday büyük büyük vaatler veriyor. Bu nasıl olacak? 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' derler"
Başbakan Binali Yıldırım, bedelli askerliğe ilişkin, "Yeni hükümetin gündemindeki konulardan birisi bu olacak. Bu bir reform. Bence şartlar oluştu. Ciddi anlamda birikim var bunu bedelliyle de çözmek mümkün değil bütün boyutlarıyla ele alıp bu işi mutlaka çözmemiz gerekiyor." dedi.
Binali Yıldırım, Habertürk Televizyonunda, açılışı gerçekleştirilen Sabuncubeli Tünelin'de "Türkiye'nin Nabzı" programına konuk oldu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Türkiye'nin ilk çeyrekte 7,4 büyüme gerçekleştirdiğinin hatırlatılması ve Türkiye üretim ekonomisine geçebilecek mi" sorusu üzerine Yıldırım, Türkiye'nin üretim ekonomisinde olmaması durumunda bu büyümenin gerçekleştirilemeyeceğini söyledi. Yıldırım, 2017 yılı büyümenin hayali bir büyüme olmadığını anlatarak, 2002 yılında 7 bin traktör satılırken 2017 yılında 73 bin traktörün satıldığını ifade etti.
İnsanların bu traktörü üretim için aldıklarına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
"Büyüme zaten üretime dayalı bir büyüme, bir problem yok. Kamu harcamaları da var, inşaat sektörü de var, turizm de var ama neticede bir büyüme var. Bu büyümenin şu olacaktan bu olacaktan ziyade büyümenin istikrarlı ve sürdürülebilir olması lazım. Yani bir 8 olup bir 4 olmasın. 5,5 ve üzerinde bir büyüme Türkiye için hedeflerine tutturmaya yeter bir büyümedir. 1924'ten 2002'ye kadar Türkiye ortalama yüzde 4,7 büyüme yapmış. AK Parti iktidarında 2003'ten 2017'ye kadar da 5,7 büyümüş. 1 puan fark var. 1 puandan ne olacak demeyin. Eğer 1924'ten beri üst üste 5,7 büyüseydi Türkiye, bugünkü olduğundan 2,6 kat daha fazla büyümüş olacaktı. Fransa'dan sonra dünyanın 7'inci büyük ekonomisi olacaktı. Onun için büyüme vazgeçilmez, reel ekonomi vazgeçilmez, istihdam vazgeçilmez, üretim vazgeçilmez tabi millileştirme yerlileştirmeyle ithalatı aşağı çekmek, ihracatı arttırmak, Türkiye'nin kurtuluşu buradan geçiyor. Yenilikçi teknolojilere de daha çok kafa yormamız lazım, sanayi 4.0 sanal gerçekliğe, robot teknolojilerine, bilişim teknolojine yani akıl terine daha çok yatırım yapmamız lazım."
- "Jandarmaların intibak sorununu düzelteceğiz"
Başbakan Yıldırım, jandarmaların ilk memuriyetine başlangıcında intibakla ilgili bir sorunlarının olduğunu bunu düzelteceklerini söyledi.
"Öğretmen, din görevlileri ve polislere 3600 ek gösterge verileceğini söylediniz. Uzman jandarmalar da bu konuda sizden 3600 ek gösterge bekliyorlar. Bu konuda bir müjde istiyorlar sizden" sorusu üzerine Başbakan Yıldırım şunları kaydetti:
"Jandarmaların ilk memuriyet başlangıcında intibaklarıyla ilgili bir sorun var onu düzelteceğiz. 9'un 1'inden başlıyorlardı iki yıllıklar 9'un 3'ünden başlayacaklar. Dört yıllıklar 9'un 3'ünden başlıyorlardı 8'in 1'inden memuriyete başlayacaklar. Bu bir adımdır bu bir iyileştirmedir. Bunun ötesinde olan iyileştirmeleri ben burada ayak üstünde söz veremem, çalışılması gerektiğini düşünüyorum ama ilk memuriyete başlamalarında iyileştirme yapıyoruz bu önemli bir şey."
Yıldırım, Türkiye'nin geldiği noktanın küçümsenmemesi gerektiğini, Türkiye'nin son 15 yılda ciddi mesafe kat ederek 3 kat büyüdüğünü anlattı.
Uzun süre Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevini yaptığını anımsatan Yıldırım, Türkiye'nin altyapısının dünyada 39'uncu sıradan ilk on ülke içerisine girdiğini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, vatandaşın yaşam kalitesini arttıran, yaşamlarını kolaylaştıran hizmetleri gördükçe mutlu olduklarını dile getirerek, "İyi ki Rabbim fırsat vermiş, milletimiz destek vermiş bu işleri yapmışız, diyorum. Daha fazlası yapılabilir miydi, yapılabilirdi. Eğer bu vesayetler, dayatmalar, darbeler olmasaydı zamanı daha etkin kullanabilirdik. Daha fazla mesafe alabilirdik ama geldiğimiz noktayı küçümsersek haksızlık olur diye düşünüyorum." diye konuştu.
Yeni seçim sisteminde 50+1'i seçerek çıtayı yükselttiklerini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
"Buna temsili adalet diyoruz. Daha fazla vatandaşın desteğini almak daha güzel değil mi? 40 ile gelsen, 34'te 'milletin oylarının üçte biriyle iktidar oldunuz, öyle olur mu temsilde adalet yok, diğer oylar çöpe gitti' falan diyorlardı. Şimdi yüzde 50'den fazlayı alacağız, bu da marifet değil. Yüzde 50 almanızın da yeterli olmadığını düşünüyorum ama şu olması lazım, bundan sonra iktidara gelen hem hükümette iktidara gelen cumhurbaşkanı icra süresinde gayrimemnunların sayısını azaltmak gibi bir görevi var. Yani yüzde 50'den fazlasını aldım geldim, tamam ben alacağımı aldım diyemezsiniz. Geri kalan 49-48 neyse o oranı da aşağıya indirmeniz lazım. Gayrimemnunların oranlarını aşağıya indirdiğiniz müddetçe halkın desteği çok daha belirgin duruma gelir."
- Bedelli askerlik
"Bedelli askerlik konusu bir muamma mı oldu" şeklinde soru üzerine Başbakan Yıldırım, "Yok hayır hiç muamma yok. Yeni hükümetin gündemindeki konulardan birisi bu olacak. Bu bir reform. Bence şartlar oluştu. Ciddi anlamda birikim var, bunu bedelliyle de çözmek mümkün değil. Bütün boyutlarıyla ele alıp bu işi mutlaka çözmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.
Yıldırım, seçimlerin ikinci tura kalması ve Kürt seçmenlerin kimi tercih edeceğine yönelik soru üzerine "Bizi ilgilendiren bir konu değil. Birinci turda milletin desteğiyle işi bitiririz." yanıtını verdi.
Güneydoğu'da Türkiye'nin her noktasında var olan partinin AK Parti olduğunu, diğer partilerin belirli bölgelerde olduğunu dile getiren Yıldırım, "Güneydoğu'daki vatandaşlarımızın da temsilcisi biziz. HDP hiçbir şekilde Kürt vatandaşlarımızı kendi tekelinde göremez. Böyle bir hakkı yok. Hangi yüzle? HDP teröre tavrını koydu mu bugüne kadar? Terör örgütüne karşı net bir duruş sergiledi mi? Oradaki hendek olaylarının, çukur olaylarının o kadar tahribatın bu kadar insanın hayatının yok olmasında HDP'nin taksiratı yok mu? Ağzından hiç 'PKK terör örgütüdür, bizim PKK terör örgütüyle alakamız yok' dediğini duyan var mı? Ondan sonra bizi dışlıyor. Sen Türkiye'nin birliğini, toprak bütünlüğünü, millet olarak bir ve beraber olduğunu kabul etmezsen ayrılıkçı politikalar güdersen bir hayale kapılır gidersen başka bir şey bizden bekleme. Belediyede olanları gördünüz. Kayyum belediyelerin kaynaklarının nasıl dağa aktarıldığını, o şehirlerin çamurdan, çukurdan, susuzluktan perişanlıklar içinde ne hale geldiğini gördünüz. Şimdi gidin bakın Diyarbakır'ı tanıyamacaksınız." diye konuştu.
- "40 tekne ekmek yemesi lazım"
Seçimin 24 Haziran'da başarıyla tamamlanacağını ifade eden Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce'nin performanslarının karşılaştırılmasının istenmesi üzerine, "Ben hiç takip etmiyorum ki. Fırsat bulamıyoruz ki. Arada gözümüz ilişiyor." dedi.
İnce'nin performansının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a benzetildiği yönündeki söylemlerin olduğunun sorulması üzerine Yıldırım, "Daha 40 tekne ekmek yemesi lazım. Kolay değilki bu iş. Ömrünü vermiş. Mutlaka hırslı, heyecanlı, istekli buna şüphe yok. Allah işini rastgetirsin." dedi.
Muhalefetin 'parlamenter sisteme dönüş yapacağı, seçimi kazanırsa demokratik parlamenter sistemine geçileceği' söyleminin hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Eskisi demokratik olmayan sistem miydi? En azından bir mesafe almışlar. Parlamenter sisteme geçecekleri doğruysa o zaman verdiği vaatler yanlış. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı o vaatlerin hiçbirini yapamaz. Burada bir çelişki var. Cumhurbaşkanlığı icra gücü ancak bu sistemde olur. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı temsilidir. Zaten onların seçim beyannamesinde cumhurbaşkanlığını sembolik olarak tanımlıyorlar. Beyannameniz var, halka böyle bir taahhüdünüz var. Yani piyasaya çıkıyor aday büyük büyük vaatler veriyor. Bu nasıl olacak? 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' derler." ifadelerini kullandı.
YORUMLAR