Son günlerde İzmir ve çevresinde yoğun olarak hissedilen depremler üzerine uzman görüşlerimize yer vermeye devam ediyoruz. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer korkutan sarsıntılar hakkında izmirhabermerkezi.com'a görüşlerini belirtti.
"Öncelikle bu depremler dünyanın nefes aldığına işarettir. Deprem oldukça yeryüzü nefes alıyor diyebiliriz. Son 20 günde Manisa’da 2.0 ile 4.2 arasında 100'den fazla deprem meydana geldi. Ancak dün meydana gelen 1 saat ara ile 5.1 büyüklüğünde meydana gelen 2 deprem vatandaşlarımızı hayli korkuttu. Hatta İzmir ve çevre illerde bile ciddi bir şekilde hissedilen deprem buradaki vatandaşları bile korkuttu. Bizler için son 20 günde meydana gelen deprem büyüklük aralığı, hafif şiddetli olarak, dün meydana gelen deprem büyüklük aralığı ise orta şiddetli deprem büyüklüğü olarak tanımlıyoruz. Buna rağmen vatandaşlarımızın bu kadar korkmalarının nedeni hem Manisa hem de İzmir’in zeminin kötü olması ve bu kötü zemin üzerine inşa edilmiş yapıların yaşlarının miadını doldurmuş olmasıdır. Bu tip depremler sürekli olacaktır. Çünkü İzmir, Manisa, Aydın, Denizli gibi illerimiz Küçük Menderes, Büyük Menderes ve Bergama çöküntü havzalarının içinde bulunduğu Gediz Graben sistemindeki yüzlerce fay hattından birkaçının enerji boşalımından meydana gelmiştir.
Yeryüzü bizler hissetmesekte sürekli hareket halindedir. Bu hareketler sıcaklık ve basınçtan kaynaklı enerji birikimi meydana getirir ve fay hattı dediğimiz en zayıf noktadan boşalır. Bu da yeryüzünü hareket etmesine neden olur. Gediz graben sistemi bir KAF(Kuzey Anadolu Fay Hattı) veya DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı) gibi değil. Bundan dolayı üreteceği deprem büyüklüğü İstanbul’da beklenen düzeydeki gibi 7 civarlarında olmaz. Bunun için vatandaşlarımızın korkmadan temkinli davranarak bu süreci geçirmelerini diliyorum. Buna benzer süreç bundan yaklaşık 2 ay önce Çanakkale civarında meydana gelmiş şuan da Manisa da meydana gelmiş durumda, bu şeklide devam edebileceğini ön görürsek Muğla taraflarının incelenmesi ve takip edilmesini öneriyoruz. Sarsıntılar kuzeyden yavaş yavaş güneye doğru geçiyor olabilir. Tabi bu kesin olacak diye bir şey değil ama incelenmesi ve takip edilmesinde fayda var.
Vatandaşlarımızın bu korkularının ve endişelerinin azalmasının birçok parametresi var ancak bunların en önemli 3 adedini söylemek gerekirse; 1. Vatandaşa düşen sorumluluk. Evlerindeki yapısal olmayan malzemeleri (dolap, beyaz eşya, raflar vb.) sabitlemek ve deprem anında sırtlarını sağlam bir eşyaya dayayarak (bazalı yatak, sandık, çamaşır makinesi vb.) cenin şeklinde depremin geçmesini beklemeleridir. 2. Yerel yönetimlere düşen sorumluluk. Parsel bazında yapılan tüm zemin etüt raporlarının yasa ve yönetmeliklere uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının kontrolünü konusunda uzman mühendisler tarafından (Jeofizik müh. ve Jeoloji müh.) denetlenmesidir. Bu şekilde sahte raporlarında ve bu raporlar doğrultusunda inşa edilen binaların da önüne geçilmiş olacaktır. 3. Devletimize düşen sorumluluk. Kentsel Dönüşümü İzmir’de ve çevre illerinde hızlandırılması olarak sıralayabiliriz. Son günlerde meydana gelen depremlerin daha büyük bir depremin habercisi mi dememiz şuan için mümkün değil. Çünkü bunu yorumlayacağımız bir teknoloji bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın bu süreci endişe etmeden ancak temkinli bir şekilde geçirmelerini öneriyorum. Sokaklarda yaşamak çözüm değil ancak 10 yaş ve daha genç binalarda yaşayan akrabaları var ise ve çok korkuyorlarsa kalabilirler. Ancak biz bu kadar olumsuz gelişecek deprem olacağını ön görmüyoruz. Önemli olan deprem anında doğru davranış şeklini yaparak riski azaltabiliriz.
İzmir olsun Manisa olsun geçmiş 100 yıl 6.0 ile 6.5 büyüklük aralığında depremler meydana gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda da olabilme ihtimali vardır. Bizler (vatandaş, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, meslek odaları, devletimiz) üzerimize düşen tüm sorumlulukları yaptığımız sürece depremlerden korkmamıza hiçbir neden yoktur. Çünkü İzmir ve çevresi bir deprem yeridir. Deprem ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu doğanın bir gerçeğidir. Ancak İzmir’de 7 büyüklüğünde deprem bekleniyor gibi sözlere inanmamaları ve böyle vatandaşı galeyana getiren sözlere itibar etmemelerini rica ediyorum. Ancak deprem ile yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini yenilemem de tekrar fayda olacağını düşünmekteyim."
YORUMLAR