CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlenen Çiftçi Buluşması programının açılışında konuştu.
Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara değinen Kılıçdaroğlu, bütün ailelerin çocuklarının üniversite okumasını, daha iyi şartlarda yaşamasını istediğini söyledi.
"Üniversiteler bilim yuvalarıdır, kavga yuvası değildir." diyen Kılıçdaroğlu, üniversitelerde bilgi üretildiğini, akademik dünyası gelişen ülkelerin ilerlediğini belirtti.
Boğaziçi Üniversitesinin de ülkenin üniversitesi olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, orada da bu ülkenin çocuklarının okuduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesine girmenin kolay olmadığını, sınavlarda çok yüksek puanlar alınması gerektiğini aktardı.
Dünyadaki her üniversitede bulunduğu gibi Boğaziçi Üniversitesinde de gelenekler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelenekler, örf ve adetler bazen kanunlardan daha güçlüdür. Çünkü gelenekler, tarihsel zincir içinde süzülüp gelirler ve toplum onları kabul eder. Üniversiteye bir kişi atıyorsunuz, üniversite kabul etmiyor. Sadece öğrenciler mi, hayır, üniversite hocaları da kabul etmiyor. Olması gereken ne? O üniversite hocasının 'kimse beni kabul etmiyor, büyüklük bende kalsın, ben buradan ayrılayım' demesi lazım ve bunu yapması lazım. Aksi halde orada bir kaos çıkıyor. Kaosa izin vermemek lazım. Bakın geçmişte, hepiniz hatırlarsınız 80 öncesini, 80 sonrasını, pek çok insan hayatını kaybetti. Kimi 'sağ' dedi, 'kimi' sol dedi. Başkaları ellerine silahları verdi ve gençlerimiz birbirlerini öldürdü. Yazık günah değil mi? Türkiye böyle bir sürecin içine sokulmasın, sokulmamalı. Öğrenciler istemiyor, öğretim üyeleri de istemiyor. Bir aydan fazladır bir başkan yardımcısı dahi bulamadı, o zaman çekilmesi lazım."
"Çiftçi tarımı terk etmeye başladı"
Çiftçilerin de sorunları olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Son 18 yılda çiftçi tarımı terk etmeye başladı. 2002'de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım alanımız, 2019'da 23 milyon hektara düştü. 3 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor. Bereketsiz mi, hayır bereketli. Eksek bir şey çıkmaz mı, hayır çıkar. Niye ekilmiyor, ektiği zaman zarar ediyor." diye konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 2011'de tarımda Bağ-Kur'lu sayısının 1 milyon 121 bin kişi olduğunu, bu rakamın 2020'de 556 bin kişiye düştüğünü dile getirerek, bu insanların sosyal güvenliğinin ne olacağını sordu.
Kılıçdaroğlu, "Gittiler sanki Türkiye'de bütün araziler ekilmiş, Sudan ve Nijerya'dan arazi kiraladılar binlerce dönüm. 'Pamuk ekeceğiz burada daha ucuz, Türkiye'ye getireceğiz.' Bir hükümet kendi çiftçisi ile rekabet eder mi arkadaşlar? 'Nijerya'da daha ucuza mal ediyorum, orada ekip biçeceğim, sonra Türkiye'ye getireceğim, burada satacağım.' Peki bizim pamuk üreticisi ne olacak, bizim mısır üreticisi, buğday üreticisi ne olacak, bizim arpa üreticisi ne olacak? Batacak. Buna izin vermeyin." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, tarımın bütün ülkeler için stratejik bir sektör olduğunu, bunun için anayasada da özel maddelerin bulunduğunu söyledi.
Anayasa'nın 45. maddesinde yer alan "Devlet, bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır." ifadesine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, devletin maliyeti düşürmek ve bütün önlemleri almak zorunda olduğunu vurguladı.
Tarım Kanunu'nun 21. maddesini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 2006'dan bu yana burada belirtildiği gibi çiftçiye milli gelirin yüzde 1'i oranında destek verilmediğini anlatarak, Türkiye İstatistik Kurumu verileriyle hesaplandığında Türk çiftçisinin 210 milyar lira alacağı olduğunu öne sürdü.
Çiftçiye verilen destek ödemesinin vergiye tabi tutulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, mazot desteğinin geçen yıldan 177 milyon lira, gübre desteğinin 52 milyon lira, hayvancılık desteğinin da 558 milyon lira daha az belirlendiğini söyledi.
YORUMLAR