Sözcü yazarı Rahmi Turan'ın "Beştepe'ye giden CHP'li Muharrem İnce" yönündeki iddiasının ardından karışan CHP'de sular durulmuyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem de Muharrem İnce kanadından yapılan açıklamalarla yalanlanan söz konusu iddia ile ilgili CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Talat Atilla, senaryosunun sarayda yazıldığı belli olan bu kumpasın bir unsurudur." dedi. Öztrak'ın Cumhurbaşkanlığı makamını hedef gösteren açıklamalarına AK Parti'den yanıt gecikmedi. AK Parti Sözcüsü Çelik, "Kendi partisini itibarsızlaştırmak için siyasi sabotaj yapıyorlar. CHP'nin ne iç işi ne dış içi bizi ilgilendirmiyor." dedi.
"CHP GENEL MERKEZİ TARAFINDAN ÜRETİLDİ"
Çelik, İstanbul Havalimanı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce arasında yaşanan skandal olayla ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, "Bu haberi yapanlar haberin arkasından çekilip CHP genel merkezini haberin kaynağı olarak gösterdiler. Bu haberle birlikte hedef alınan bir CHP'li vardı, o siyasetçi de bu haberin doğrudan doğruya CHP genel merkezi tarafından üretildiğini gösteriyor." dedi.
BUNUN HİÇBİR YERİNDE CUMHURBAŞKANI YOK
Bu olayın hiçbir yerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olmadığını belirten Çelik, "Bunun hiçbir yerinde cumhurbaşkanı yok. Cumhurbaşkanımız en güçlü şekilde kendi sözünün doğruluğunu gösterecek en büyük ifadeyi kurdu. Zaten siyasi ahlak sözünün doğruluğuna güvenmek demek, bu demek. Biz sahip olduğumuz her makamdan vazgeçebiliriz. Cumhurbaşkanlığını işin içine katma devam ediyor. Sürekli bu komplo AK Parti tarafından kurulmuştur, diyorlar. Tamamen adrese teslim, CHP'de parti içi rekabette rakiplerini yok etmeye dönük bir kirli senaryoyla karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.
Çelik'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
"SİYASET İÇİN ÜZÜCÜ VE ÜRKÜTÜCÜ GELİŞMELER"
Eğer Türk siyasetinin seviyesini düşünmesek, siyasetin ahlakını düşünmesek, vatandaşlarımızın siyasetten beklentilerini düşünmesek, şu anki CHP yönetimi kadar ideal bir rakip olamaz. Sakillik içinde, siyasi senaryo içinde ahlak sınavından her gün daha fazla kalarak dibe batan bir grup. Nitelikli siyaset üretsinler siyasi akım kullansınlar. Sürekli argo sözlüğünü açıp oradan bazı kelimeler üretmeye başlıyorlar. Siyaset için üzücü ve ürkütücü gelişmeler.
"SİYASİ SABOTAJ YAPIYORLAR"
CHP'nin durumu bizi ilgilendirmiyor. Şu anki CHP yönetimi kadar ideal bir yönetim olamaz. Dibe batan bir grup. Biz iktidar olmayı hedefleyen bir parti olsak, sadece iktidar olma gayreti içinde olsak; bunlar kendi kendini imha eden bir grup. Böyle bir rakip var kendi kendisini imha ediyor, kendi partisini itibarsızlaştırmak için siyasi sabotaj yapıyorlar. CHP'nin ne iç işi ne dış içi bizi ilgilendirmiyor. Siz Cumhurbaşkanımızı ve makamını işin içine karıştırırken, size cevap verme durumunda kalıyoruz. CHP içi rekabet bizi ilgilendirmiyor. Bu komplonun, yalan siyaset zincirinin nereye varacağını izliyoruz. Biz siyasetin seviyesini, geleceğini düşündüğümüz için cevap veriyoruz. Siyasetin onurunu düşünmesek CHP kadrosu kadar ideal bir rakip olamaz.
"ÖZÜR DİLEMELERİ GEREKİYOR"
Bizden özür dilemeleri gerekiyor. Parti içinde itibarsızlaştırmaya çalıştıkları kimler varsa özür dilemeleri gerekiyor. İç hesaplaşma mı iç helalleşme mi olur bizi ilgilendirmiyor. Burada sivil siyasete zarar veriliyor, siyasetin kodlarına zarar veriliyor. Vatandaşlarımızın taleplerine yönelik çözüm üretmesi gereken kavramlara zarar veriliyor. Cumhurbaşkanımıza iftira atarak 'İçişlerimize karışıyorlar' diyorlar. Cumhurbaşkanımızın siyasi komplo üretenlerle televizyona çıkması gibi bir durum, zaman israfı olamaz.
"HANGİ CHP'Lİ BU HABERİ SIZDIRMIŞTIR?"
Olayın köpürmesi, Genel Başkanlarının bir televizyon kanalına çıkarak cevap vermesi. Kılıçdaroğlu'nun o sözü, büyütmüştür. Medya sadece soru sormuş. Medya işi göstermekten başka faaliyet göstermiyor. Burada medyanın suçu ne? İftiraya uğrayan, itibar suikastı yaptıkları kişiye konuşma diyorlar, medyaya gösterme diyorlar, Cumhurbaşkanlığına cevap verme diyorlar. Halkla barışma adına bir takım adım atıyorlardı, demokratik bir üslup kullanmaya başlamışlardı. Parti içi rekabette en çirkin yöntemlere başvuracaklarını gösteriyorlar, devletin ilgili makamlarına iftira atacaklarını gösteriyorlar. Hangi CHP'li bu haberi sızdırmıştır? Belgesiz nasıl haber yapılmıştır? Medya bu soruları sormasaydı, yalan üzerinden yalan siyaseti yapacaklardı.
NE OLMUŞTU?
Sözcü yazarı Rahmi Turan'ın "Beştepe'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen CHP'li" iddiası Türkiye gündemine bomba gibi düşmüştü. Geçtiğimiz günlerde "Kaynağıma göre Erdoğan ile görüşen isim Muharrem İnce" açıklamasını yaparak tartışmalara farklı bir boyut getiren Turan, daha sonra hata yaptığını belirterek, Muharrem İnce ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan özür dileyen bir yazı kaleme alacağını açıklamıştı. Turan ayrıca, haber kaynağının da Talat Atilla olduğunu söylemişti. Talat Atilla ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu konu ile ilgili açıklama yapmaya davet etmişti. Atilla, "Açıklama makul bir sürede gelmezse yeni bir açıklama daha yapacağım" şeklinde konuşmuştu.
YORUMLAR