MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, il il Anadolu'yu gezdiklerini, adım adım 2023'e yürüdüklerini söyledi.
Yürüyüşlerinin, "korkaklara karşı cesurların yürüyüşü" olduğunu dile getiren Bahçeli, "Biz yürüyünce korkaklar sinecek, zalimler kaçışacak, fitne barikatları yıkılacak, karamsarlık bulutları dağılacaktır." diye konuştu.
Türkiye'yi karış karış dolaştıklarını, gönüllere misafir olduklarını belirten Bahçeli, "MHP olarak aziz milletimizle buluşmaya, konuşmaya, dertleşmeye, fikir alışverişine, hevesle, heyecanla, yüksek bir hedefle devam ediyoruz. Hem adımlarımızı hem de saflarımızı sıklaştırıyoruz. Mücadelemizi sabırla, sağduyuyla, samimiyetle yoğunlaştırıyoruz." ifadesini kullandı.
"Bizim anketimiz tuttuğumuz eller, girdiğimiz gönüller"
Bahçeli, 30 Ekim'de "Adım Adım 2023, İl İl Anadolu" temasıyla başlattıkları siyasi çalışmaları, bir gönül seferberliği kıvamında Türkiye'nin her köşesine yaygınlaştırdıklarını, bugüne kadar 40 ile giderek vatandaşlarla kucaklaştıklarını ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiklerini bildirdi.
Program kapsamında esnaf, çiftçi, işçi, memur, muhtar, emekliler ve meslek örgütleriyle görüştüklerini, düşüncelerini öğrendiklerini anlatan Bahçeli, "Hamdolsun teşkilatlarımız disiplinli, dengeli ve düzeyli olmakla birlikte diridir, dirayetlidir, dinamiktir ve meselelerin takipçisidir." sözlerini sarf etti.
Her kademedeki teşkilat mensubunu, fedakarca çalışmalarından dolayı kutlayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Siparişle çalışan kamuoyu araştırma şirketlerinin abuk sabuk anketleri neyi söylerse söylesin 2023, Cumhur İttifakı'nın, Türk milletinin, Türkiye'nin zafer yılı olacaktır. Bizim anketimiz tuttuğumuz eller, girdiğimiz gönüller, tebessümle parlayan yüzler, konvoylarımızı selamlayan yürekler, kucak açan müşfik bedenler, dua eden ihlaslı kalpler, yapılan köprüler, açılan yollar, devasa şantiyelerdir, ezcümle büyüyen Türkiye'dir. Bizim anketimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatlarıdır. Bizim anketimiz, coğrafyanın dört bir yanında kahramanca ve dik duruşla mücadele eden, 'Türkiye'yi yarı yolda bırakmayacağım' diyen sessiz çığlık, seciyesi göz kamaştıran aziz millet evlatlarıdır. Yok, 'MHP'nin oyu buymuş', yok, 'AK Parti'nin oyu şuymuş' diyerek, aldıkları paranın bedelini, yalan anket düzenleyerek ödeme kuyruğuna giren kurşun askerler, sözüm sizedir; Türk milletinin, bağımsızlığına, muazzam eserlere, dev yatırım hamlelerine nasıl sahip çıktığını eninde sonunda göreceksiniz, yediğiniz şamarı ömrünüz boyunca unutamayacaksınız."
"Milliyetçi Hareket, kulislerin partisi değildir"
Hiç durmayacaklarını ve duraklamayacaklarını, Cumhur İttifakı olarak hep bir adım önce olacaklarını vurgulayan Bahçeli, "Hep daha ileriye bakacağız, asla oyalanmayacağız, bir günümüzü diğeriyle eşitlemeyeceğiz." mesajını verdi.
MHP lideri Bahçeli, "Milliyetçi Hareket; kulislerin, lobilerin, çıkar gruplarının, karanlık senaryoların partisi değildir, haciz altında iradesine ipotek koyulmuş bir parti hiç değildir. Bugüne kadar olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. MHP'nin kökü mazide, kökeni Türk tarihinde, közü Türk kültüründe, ruhu ise tamamıyla büyük Türk milletindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet'in 100. yılına, tertemiz umutları bağladıklarını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"21. yüzyıla Türk mührünün vurulması, yeni bir Türk mucizesinin yaratılması, Türkiye'nin medeniyetler zirvesine sıçraması için yola koyulduk. 'Sefer bizden zafer Allah'tandır' dedik. Cumhur İttifakı olarak muazzez ve muazzam bir siyaset ahlakıyla kenetlendik, milletimize, ülkemize, gelecek nesillere karşılıksız hizmetle mükellef olduğumuzun bilinciyle duruşumuzu güçlendirdik. Cumhur İttifakı halinde atacağımız her adım daha huzurlu, daha güvenli bir Türkiye'ye doğru bir yol alıştır. Bilhassa söylemek isterim ki Cumhur İttifakı'nda çatlak patlak olmaz, ama ittifakımızı hazmedemeyip çatır çatır çatlayanların varlığı ise her türlü izahtan varestedir.
Cumhur İttifakı; geçmişle gelecek arasındaki köprüdür, Türkiye sevdasının siyasi bir hüviyete bürünerek kökleşmesidir. Bizim ittifakımız proje, plan veya pazarlık usulüyle tescillenmiş bir ittifak olmayıp Türk milletinin özlemlerinin tezahürü, Türkiye'ye ölüm fermanı hazırlatmak için kolları sıvayan iç ve dış yıkım cephesine karşı mukadder direnişin tecessümüdür. Biz, başkalarına başkalaşarak siyasi çizgisine yabancılaşan siyasetçilere, fırsat düşkünü siyasi ittifaklara kesinlikle benzemeyiz. Başkaları gibi gözü başka kaşı başka oynayanlarla mukayese edilemeyiz. Dili başka, dimağı başka, fikri başka, zikri bambaşka olanlar gibi de davranamayız."
"MHP Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olsa da işlevi ve üstlendiği demokratik sorumluluğu muhalefettir"
Bahçeli, konuşmasında "MHP Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olsa da işlevi ve üstlendiği demokratik sorumluluğu muhalefettir, bunun yanı sıra TBMM’de denge ve denetleme göreviyle mesuldür." sözlerinin epeyce tartışıldığını hatırlattı.
Bu kanaatinin neresinin yanlış; neresinde Cumhur İttifakı’na soğuk veya mesafeli bakış hakim olduğunu soran Bahçeli, "Şunu herkes bilmelidir ki hükümet değilsek de hükümete bakan vermemiş olsak da Cumhur İttifakı’nın sevabına da günahına da sonuna kadar ortağız, anca beraberiz, kanca beraber olacağız." diye konuştu.
Hele bir köşe yazarının, "Erdoğan’la Bahçeli arasında sistem gerilimi var" başlıklı yazısının a’dan z’ye yalan, saptırma ve nifakla bulandığını belirten Bahçeli, "Bu şahıs, canı öyle istediği için kalemini de zillet mürekkebine batırmış, köşe yazısını vicdanı gibi bayağılaştırmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızla aramızda gerginlik değil, muhabbet vardır, hürmet vardır, anlayış vardır, güven vardır, gerisi lafügüzaftır." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin demokratik meşruiyet temelinin yüzde 50 artı 1 olduğunu dile getiren Bahçeli, yüzde 50 artı 1 oy nisabını eleştirenleri anlayışla karşılamalarının, bunu "felaket" olarak yorumlayan karamsarları makul bulmalarının abesle iştigal olduğunu söyledi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Sayın Cemil Çiçek, yüzde 50+1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini, Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini iddia ediyor. Bu tuhaf ve tahrip gücü yüksek sözlerin benzerini Türkiye’nin istikrarsızlığa gömülmesini, siyasi anlaşmazlıkların içine düşmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor. Sayın Çiçek, sizin kafanızda, dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Varsa ne zaman açıklamayı düşünüyorsunuz? Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim. Türkiye’nin kaostan, işgalden, imhadan kıl payı kurtulduğunu ne çabuk hafıza kayıtlarınızdan çıkardınız? Buradan nereye ulaşmaya, ne yapmaya, kimlere şirin görünmeye çalışıyorsunuz?
FETÖ’cü Fehmi Koru da aynı şeyleri söylüyor, farkında mısınız? Yüzde 50 artı 1, kaos olmasın diye belirlendi, bunu da mı inkar ediyorsunuz? Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem arayışları için seri toplantılar düzenlediği bir dönemde, tesadüfe bakınız ki, Sayın Çiçek’in beyanatı her anlamda dikkat çekicidir ve bize göre kuşku vericidir. Hem teorik olarak hem fiili uygulamaları açısından cumhurbaşkanının yüzde 50 artı 1 oyla seçilmesi meşruiyet sancılarını baştan ortadan kaldıracak, demokrasi güvenliğini de temin ve teyit edecektir. Yüzde 50 artı 1, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mihveridir, ne var ki buradan başlayacak bir tartışma, hatta taviz yeni yönetim sisteminin işleyiş ve ilerleyişini melezleştirip sakatlayacaktır. Bize göre bu tartışma gereksiz ve şu an için yersizdir."
"Artık konuşma zamanı değil"
Yalnızca son bir hafta içinde işlenen kadın cinayetlerine bakıldığında nasıl bir kördüğümün içinde bocalandığının açıkça görüleceğini belirten Bahçeli, artık konuşma değil, tedbirleri sırasıyla alma, gereğini ön şartsız icra etme zamanı olduğunu vurguladı.
"Kadınlarımız ölüyorsa medeniyetimiz can çekişiyor demektir." diyen Bahçeli, şiddete sıfır toleransla yaklaşmaktan başka alternatif olmadığını söyledi.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu yeni baştan gözden geçirmek, dahası güçlendirmek, uygulanmasının harfiyen sağlanması gerektiğini dile getiren Bahçeli, MHP’nin, kadınlara reva görülen şiddetin engellenmesi, mütemadiyen yaşanan cinayetlere bir son verilmesi hususunda görüş ve önerilerini şöyle sıraladı:
"Ailenin korunması, şiddetin önüne geçilmesi konusunda kapsamlı bir Ruh Sağlığı Yasası’na ihtiyaç duyulduğu tartışmasızdır. Ruh Sağlığı Yasa Teklifimizin bir an evvel görüşülüp yasalaşması arzumuz ve isteğimizdir.
Şiddeti durdurmak maksadıyla hem güvenlik önlemleri hem de cezai müeyyideyeler derinliğine ve genişliğine arttırılarak hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Medyada kadınlara yönelik cinayetlerin tekrar tekrar gösterim ve ifşasına kesinlikle son verilmeli, şiddeti özendirip teşvik edecek her türlü yayın ve haberden kaçınılmalıdır.
Son yıllarda yaygınlaşan, milli ve manevi değerlerimizi hedef alan dizi filmler geldiğimiz bu aşamada toplumsal hayatımızı zehirlemektedir. Kazanç hırsıyla, reyting uğruna bu kötülüğü milletimize teşmil etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Değerli akademisyenlerin öncülüğünde ülkemizin şiddet haritası çıkarılmalı, şiddetle mücadelede ufuk ve yol açıcı çalışmalar tavsamadan yerine getirilmelidir.
Alanlarında parmakla gösterilen ilim ve gönül insanlarımızın emsalsiz çalışmalarıyla hazırlanan, insanlığa ve istikbale bakış vizyonumuzu belgelendiren 'İnsanlığın Huzuru Projemiz'in her yönüyle tanıtılması, tartışılması ve toplumun her kesimine takdimi yaşadığımız şiddet buhranından çıkış arayışında müessir ve müstesna bir yol haritası gösterecektir."
İstanbul'da öldürülen Başak Cengiz'in babasına söz verdiğini; İstanbul İl Başkanlığına, hukukçularla davaya müdahil olmaları ve gerekli hukuki desteği vermeleri konusunda talimatını ilettiğini aktaran Bahçeli, merhumenin ve değerli ailesinin haklarını savunmak amacıyla ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi. Bahçeli, "Acı bizim acımızdır, hesabını sormak da bizim vazifemizdir. Başak Cengiz kızımıza, saldırı ve şiddet sonucunda hayatlarını kaybetmiş bütün kadınlarımıza Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, hepimizin başı sağolsun diyorum." ifadelerini kullandı.
"HDP, PKK’nın bir yüzüyse, CHP de artık diğer yüzüdür"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" açıklamasını anımsatan Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu sana güle güle, uğurlar olsun, madem bir yolculuğa çıkıyorsun, o zaman biletini tek yönlü alman gönülden temennimdir." dedi.
Kılıçdaroğlu’nun "CHP’nin geçmişte ve günümüzde yarattığı derin yaralar vardır." sözünün doğru olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kılıçdaroğlu’nun bizim çizgimize gelmesi, itirafçı olması bir gelişmedir. Fakat kastettiği derin yaraları Aziz Atatürk’ün üzerine yıkmak için fırsat kolluyorsa, zemin hazırlıyorsa bu fırsatçılığının, bu simsarlığının sonuçları ikazen hatırlatırım ki, çok ağır olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
"Hesaplaşmadan helalleşmemiz asla söz konusu olmayacaktır." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP yönetimi PKK’yla helalleşmiş, terörle mücadeleye 'hayır' demiştir. CHP yönetimi, FETÖ’yle helalleşmiş, 15 Temmuz’a tiyatro, masal, düzmece iftirası atmıştır. CHP yönetimi, şehit bacısına küfredenlerle helalleşmiş, alçaklığı provokasyon maskesiyle örtmeye kalkışmıştır. CHP yönetimi, HDP’yle helalleşmiş, yüzsüzce ittifak kurmuş, meşru ilan etmiştir. CHP yönetimi, YPG ile helalleşmiş, kendi vatanlarını koruyan örgüt olduğunu açıklamıştır. CHP yönetimi terörist Demirtaş’la, Sorosçu Kavala’yla helalleşmiş, cezaevinden çıkarılmalarını istemiştir. CHP yönetimi sömürgecilerle helalleşmiş, 'ne işimiz var Libya’da, ne arıyoruz Suriye’de, ne geziyoruz sınır ötesinde?' diyerek onlara zeytin dalı uzatmıştır. Kılıçdaroğlu helal ile haram arasındaki ince çizgiyi silip atmıştır.
YPG’li terörist Ferhat Abdi Şahin, CHP’yi umut verici bulduğundan dolayı mağara deliklerine davet etmiş, ağırlamak istediğini duyurmuştur. Ne günlere kaldık? Nelerle sınanıyoruz? Daha neleri yaşayıp göreceğiz? Terör örgütü elebaşlarını şımartan, pervasızlaştıran CHP’dir, zilletin diğer ortaklarıdır, bunların yörüngesine girip fırıl fırıl döndükleri HDP’dir. Türkiye’de hainin hukuku değil, milletin hukuku geçerlidir. Şerefsizliğin hukuku değil, şeref ve namus güvencesi Türk hukuku egemendir.
CHP’nin kumanda odası ele geçirilmiş, yönetimi işgal edilmiştir. Buradan bakınca, PKK’yı HDP’den, HDP’yi CHP’den ayırt etmek imkansız bir hal almıştır. Sokağa çıkarak iktidarı indirmek için pusuya yatmayı planlayanlara, Türk milleti hiçbir şart altında izin vermeyecektir. Terörist Duran Kalkan’ın CHP’ye nüfuz etmesi, bu partinin Kandil’den yönetilmeye başlaması ilk önce CHP’ye oy veren kardeşlerime kesif bir hakaret, devamında vatana ve millete karşı da affı imkansız bir suçtur. İnanıyorum ki bu Kalkan haininin ineceği günler de çok uzak değildir. Sayın Kılıçdaroğlu, helalleşmeye geçmeden evvel üzerindeki ambargodan, terör yaptırımlarından, Türkiye düşmanlarının çekim alanından kurtulmayı denersen en doğru şeyi yapmış olursun. HDP, PKK’nın bir yüzüyse, CHP de artık diğer yüzüdür."
"Sönmeyecek bir meşale yakıldı"
Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyinin 12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul’da "Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler" temasıyla toplandığını anımsatan Bahçeli, bu toplantıda Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin adının Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirildiğini ve sönmeyecek bir meşale yakıldığını söyledi.
Rüyaların gerçeğe dönüşmesi için güçlü adımlar atıldığını belirten Bahçeli, Türk Dünyası 2040 Vizyonu'nun ise Türk devletlerinin ortak çıkarlarının bulunduğu muhtelif alanlarda geleceğe dönük iş birliğine rehberlik edecek stratejik bir belge olarak kabul edildiğini hatırlattı.
Bahçeli, "15 Kasım 2021’de kuruluşunun 38’inci yıl dönümünü kutladığımız KKTC’nin önümüzdeki yıl yapılacak zirveye davet edilmesi tam isabet kaydeden bir karar olmuştur. Türk Dünyası 2040 Vizyonu, üye devletlerin, halklarının ihtiyaç ve isteklerine hizmet etmek için idari kapasitelerini daha da geliştirmeleri adına bireysel ve ortak eylemi yönlendirecektir. Türk dünyası ekseninde yeşeren ümitlerin her alana yayılmasını, kutlu bir dilek gibi milli vicdanda mahfuz tutulan Türk birliğinin bu yüzyıl içinde gerçekleşmesini bütün hissiyatımla diliyorum." dedi.
"Beyannamemizin arkasındayız"
Verdikleri sözleri unutmadıklarını; vatandaşların hayalleriyle oynamayı akıllarından geçirmediklerini belirten Bahçeli, 24 Haziran seçimlerine giderken hazırladıkları beyannamenin arkasında olduklarını dile getirdi.
"Emeklilikte Yaşa Takılan (EYT) kardeşlerimizin sorunu bizim sorunumuzdur." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Sayıları 6,3 milyonu bulan bu kardeşlerimizin mağduriyetlerinin telafisi bizim amacımızdır. Bütçe imkanları doğrultusunda, kademeli geçiş uygulamasını dikkate alarak, geniş bir siyasi uzlaşma kapsamında EYT sorunu TBMM’de çözülerek gündemden tamamıyla çıkarılmalıdır.
Diğer yandan polislerimize, öğretmenlerimize, hemşirelerimize, imamlarımıza, uzman jandarmalarımıza, uzman çavuşlarımıza 3 bin 600 ek göstergenin verilmesi maksadıyla hükümete her desteği vereceğiz, her çalışmanın içinde olacağız.
Biz emeğin ve emekçi kardeşlerimizin her zaman yanındayız. Asgari ücretle geçinen yaklaşık 8 milyon kardeşimizin enflasyona ezdirilmemesi, insanca yaşayacakları bir ücret seviyesine çıkarılmaları beklentimizdir. Şu kış kıyamette insanlarımızın haklı taleplerini karşılamak hepimizin sorumluluğu altındadır. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun enflasyonun üzerinde bir zam belirlemesi, ekonomik zorluklara direnen kardeşlerimizin yüreğine su serpmesi MHP'nin samimi çağrısıdır."
YORUMLAR