Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu 4'üncü Genel Kuruluna bir video mesaj gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Sevgili gençler, insanlık tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birine şahitlik ediyoruz. Dünya gündemini sürekli meşgul eden güvenlik sorunları, terör faaliyetleri ve salgın hastalıklar özlemini çektiğimiz huzur ortamının tamamıyla sağlanmasına izi vermiyor.
YÜREĞİMİZ DAĞLANIYOR
İnsanlığın tamamını tehdit eden bu sorunlar, maalesef en çok da İslam coğrafyasında derin izler bırakıyor. Suriye'den Afganistan'a bütün bunlarla geniş bir coğrafyada çatışmalarla, göçle yoksullukla ve hastalıklarla boğuşan Müslümanlar, bir taraftan özellikle Batı toplumunda yükselen İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Hemen her gün güya demokrasinin beşiği olarak gösterilen ülkelerde inancı, başörtüsü, kılık kıyafeti sebebiyle, tacize uğrayan, ayrımcılığa maruz kalan bir kardeşimizin haberini alıyoruz.
Aynı şekilde ülkelerinde istikrasızlıktan dolayı göç ederken çölde veya denizde hayatını kaybeden mazlumların acısıyla yüreğimiz dağlanıyor.”
VAHDET OLMADAN RAHMET OLMAZ
Batı dünyasında son zamanlarda yükselen İslam düşmanlığı ve ırkçılığa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
“Bir tarafta açlığın, savaşın ve aşırı yoksulluğun olduğu diğer tarafta lüksün, sefahatin, sömürünün hüküm sürdüğü bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir. Türkiye her zemin ve her fırsatta ‘dünya beşten büyüktür' diyerek bu küresel adaletsizliğe dikkat çekmektedir.
Emr-i bi’l ma’rûf ve nehy-i anil münker ile emredilmiş insanlar olarak; hiçbirimizin bu kötü gidişatı uzaktan seyretme lüksü yoktur. Müslümanlar hem kendi huzur ve esenlikleri hem de bütün insanlığın güvenlik ve geleceği adına artık sorumluluk üstlenmeli ve şahit oldukları adaletsizlikler karşısında seslerini daha fazla yükseltmelidir.
Bunun yolu da öncelikle aramızdaki İslam kardeşliğini tesis etmekten, emperyalistlerce sürekli harlanan fitne ateşini söndürmekten geçiyor. Vahdet olmadan rahmet olmayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz.
Aynı mukaddes kitaba inanan, aynı peygamberin ümmeti olan, her gün beş defa aynı kıbleye yönelen gönüllere set çekilemeyeceğinin de farkındayız. Müslümana yakışan basiret ve feraset ile hareket ederek emperyalistlerin bizleri çekmek istedikleri tuzaklara düşmememiz gerekiyor.
ZİKİR HALKASI YERİNE İLİM HALKASI
Bu kutlu mücadelede hepimize özellikle de istikbalimizin teminatı olan siz Müslüman gençlere çok önemli görevler düşüyor. İhtilafları değil ittifakları, husumetleri değil muhabbeti güçlendirmeliyiz. Müslümanlığımızın kardeşlerimize verdiğimiz önem kadar olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Hem kendimiz hem de mazlumlar adına yürüttüğümüz hak ve adalet mücadelesinde teröre bulaşmamalı, şiddete prim vermemeli, hukuk ve meşruiyetten asla sapmamalıyız.
Mescide girdiğinde zikir halkası yerine ilim halkasına oturmayı tercih eden bir peygamberin ümmeti olarak, ilmi ve akademik çalışmalara öncelik vermeyi sürdürmeliyiz. Sizleri siyasette, akademide, sporda, ticari ve sosyal hayatta, çok daha aktif rollerde görmek istiyoruz. Hiç kimsenin aranıza girmesine, etnik, mezhebi veya kültürel farklılıklar üzerinden sizleri bölmesine müsaade etmemenizi bekliyorum. Sizlerin gayreti, sizleri çaba ve duaları ile ümmetin yarınlarının bugünlerinden çok daha iyi ve müreffeh olacağına inanıyorum.”
YORUMLAR