Aydemir yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
‘Çiftçiye açıklanan gübre desteği, maliyetin yüzde 5’i bile etmiyor’
“Tarımda alarm zilleri maalesef çalmaya başladı. Üretimi bekleyen büyük bir tehlike var. Bu tehlike, gübre fiyatlarındaki anormal artışlardır. Son birkaç yılda birçok gübre çeşidinde fiyatlar 4-5 kat arttı. Bu da çiftçileri gübre kullanımında çok sıkıntıya sokmaya başladı. Dekar başına gübre maliyeti, çiftçinin üretimdeki toplam maliyetinin yarısına ulaşıyor. Oysa şu anda verilen 20 liralık destek, bu maliyetin yüzde 5’i bile etmiyor. Dolayısıyla bu 20 liranın gübre maliyeti karşısında bir önemi kalmadı.”
‘Tarım Bakanı aklınca kelime oyunu yapıyor’
“DEVA Partisi olarak açıkladığımız tarım eylem planında, dekar başına kullanılan gübrenin maliyetinin yüzde 50’sini karşılayacağımızı söyledik. Bu ne demek biliyor musunuz? İktidar şu an 20 lira destek veriyor. Ama tarımın sorunlarını bir kenara bırakıp, algıyı yönetmeye çalışan Tarım Bakanı ‘Gübre desteği yüzde 100 artacak’ diyerek aklınca kelime oyunu yapıyor. Çok açık söylüyoruz; bizim politikamız uygulansa, bu koşullarda gübre için 20 değil, 200 lira destek verilecekti. 200 lira civarında bir destek açıklanmalı.”
‘Olağanüstü önlemlere başvurmak gereklidir’
“Gübre fiyatlarındaki artış olağanüstü ve geçici bir durumdur. Bu durumda olağanüstü önlemlere başvurmak gereklidir” diyen Aydemir üç önerisini ise şöyle sıraladı:
“Birincisi; çiftçilerin gübrelerini alabilmeleri için iki yıl geri ödemesiz, uzun vadeli kredi kullandırmalıyız. İkincisi; Tarım Kredi Kooperatifleri’nin market açmak yerine çiftçilere bu tür destek vermesini öneriyoruz. Yani mart, nisan, mayıs aylarına kadar Tarım Kredi Kooperatiflerinde uygun fiyatlı gübre satışı başlamalıdır. Üçüncü önerimiz ise DEVA Partisi’nin geçtiğimiz haziran ayındaki tarım eylem planında yer alan önerimizdir. Biz, gübre maliyetinin yüzde 50’sini karşılayacağımızı söyledik.”
‘Tarımsal üretimde alarm zilleri çalıyor’
“Çiftçilerle konuşuyoruz. Gübre, tohum ve mazot fiyatlarındaki aşırı artış, çiftçinin gübreyi daha az atmasına, eski tohum kullanmasına, verim kaybına ve tarlaları nadasa bırakmasına sebep oluyor. Çiftçiler çok ciddi ölçüde teminat sorunuyla boğuşuyor. İstenen yeterli ipotek ettirecek gayrimenkulü olmayan çiftçiler kredi limit yetersizliği yaşıyor. Kısacası tarımsal üretimde alarm zilleri çalıyor. Bu da önümüzdeki yıl tarımsal üretimin ve verimliliğin düşmesi tehdidini beraberinde getiriyor.”
‘Buğdayını ucuza satan çiftçi için fırından aldığı ekmek pahalı’
“Öyle bir çiftçi düşünün ki hem ektiği buğdayı ucuza satıyor hem de fırından ekmeğini pahalıya alıyor. Öyle bir hayvancı düşünün ki beslediği danayı ucuza kestiriyor ama kasaba gidince kıyma almaya gücü yetmiyor. İşte ülkemizde çiftçinin geldiği durum budur. Çiftçi, kendi ürettiği ürüne ulaşamaz halde.”
‘Sarayda yaşayanlar borcunu ödemek için çalışan çiftçiyi anlayamaz’
“Çiftçi ekipman satın alsa bir dert, almasa başka bir dert… 2-3 sene önce 50-60 bin TL’ye satılan bir makine ekipman, bu yıl 100-150 bin TL’ye alınamıyor. Çiftçi her sene ‘Keşke geçen sene alsaydım’ diye hayıflanıyor. Üstelik, geçen sene fiyatlar ucuzken ekipman satın alan çiftçinin durumu da farklı değil. Çünkü çiftçi borcunu ödeyemiyor; tarlası, traktörü haczediliyor. Tüm çiftçiler dertli… Saraylarda yaşayanlar, borcunu ödemek için çalışan çiftçiyi anlayamazlar. Çünkü onlar artık halktan ve gerçeklikten kopuk mutlu bir azınlık oldular.”
YORUMLAR