Dondurma; içine şeker katılmış çeşitli meyve suları ve sütten dondurulmak suretiyle elde edilen ve özellikle sıcak yaz günlerinde çok aranan eğlenceli bir gıda olarak tanımlanıyor.
Anadolu’da soğuk tatlı yeme geleneğinin eskiden beri var olmasına karşın, günümüzdeki gibi dondurma yapma alışkanlığının geçmişi 17. yüzyıla dayanıyor. Dondurma ilk başlarda belirli lokanta/otellerde imal edilirken, daha sonra ev, sokak ve dükkan dondurmacılığı olarak gelişme gösteriyor ve 1970’lere kadar teknik kapasitesi küçük olan işletmelerden halka sunuluyor.
Türkiye’nin ilk modern dondurma üretimi de Atatürk Orman Çiftliği Pastörize Süt ve Mamülleri Fabrikası tarafından 1957 yılında yapılıyor.
Dondurma, her ne kadar tüketiciler tarafından bilinmese de, içerdiği besin maddeleri nedeniyle önemli bir enerji, mineral ve vitamin kaynağı. Süt, şeker, glikoz şurubu, salep, süt yağı, vanilya, meyve püresi, çeşitli kuruyemişler, çikolata veya kakaodan yapıldığı için besleyici değeri yüksek.
Dondurmada protein, karbonhidrat ve yağın yanı sıra A, B, C, D, E ve K grubu vitaminleri de bulunuyor. Önemli oranda kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko kaynağı. Aynı miktar süte göre daha yüksek oranda enerji içeriyor.
Bu nedenle çocuklar için özellikle yazın tüketimi artan bir besin. Çocuklar yaz aylarında daha az süt tükettikleri için kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamaları daha zor. En iyi kalsiyum kaynağı olarak bilinen süt, yoğurt, peynir gibi besinlerin yanı sıra sütten hazırlanmış olan dondurmayı tüketmek onların kalsiyum gereksinimlerinin karşılanmasına katkı sağlıyor. O nedenle çocukların günde bir kez dondurma yeme isteklerine gem vurulmamalı. Ancak aşırı tüketmelerine de engel olunmalı.
Her şeye karşın kalori değeri baklava, pasta gibi hamurlu tatlılara oranla çok daha düşük olduğu için sağlıklı ve dengeli bir beslenme programında yetişkinler için haftada en az 2-3 kez dondurma tüketimi öneriliyor. Yine de kilo problemi olan kişilerin dondurmayı akşam yerine, öğle vaktinde tüketmeleri gerekiyor.
Bugün Türkiye’de kişi başına yıllık dondurma tüketimi 2.5 litre iken bu sayı ABD’de 20, AB’de 15 litre. Tüketimin bu derece az olmasında; değişken ekonomik şartlar nedeniyle tüketicinin alım gücündeki azalış, pazarlama ve dağıtım sorunları gibi pek çok neden ile birlikte tarihsel Anadolu yemek kültüründe yemeklerden sonra tatlı olarak şerbetli hamur tatlıları yeme alışkanlığı etkili oluyor.
Bunların yanı sıra soğuk olduğu için sadece yazın yenebileceği algısı da tüketimi önemli oranda etkiliyor (tüketimin yüzde 80’i Mayıs-Ekim ayları arasında)
Türkiye’de hem geleneksel hem de sanayi tipi dondurma üretildiğini göz önüne aldığımızda tüketimde bazı hususlara dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin açıkta satılan dondurmalar güvenilir yerlerden alınmalı. Özellikle dondurucularda iyi muhafaza edilen ve hijyenik ortamda hazırlananlar tercih edilmeli.
Ambalajlı ürünlerde ise ambalajın ve şeklin bozulmamış olmasına dikkat etmeli ve son kullanma tarihlerine göz atmalı.
Haydi o halde dondurma yiyelim, yerken hem serinleyelim hem de beslenelim.
YORUMLAR