Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Macaristan'da yaptığı açıklamada kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı'ya ilişkin, "Bu olayın ülkemizde olması bizim için çok önemli'' diyerek meselenin kendi haline bırakılamayacağını ve Suudi tarafının Kaşıkçı'ya ne olduğunu ispat etmesi gereken taraf olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere geldiği Budapeşte’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile görüştü. Budapeşte'teki temaslarına Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile gerçekleştirdiği görüşme ile başlayan Erdoğan, daha sonra Ulusal Meclis'e geçti. Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da hazır bulundu.
Görüşme sonrasında iki lider ortak basın toplantısı düzenledi. İşte açıklamalardan satırbaşları:
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI
5 yıl aradan sonra bu defa Cumhurbaşkanı sıfatıyla Macaristan'da bulunuyorum. Bütün alanlarda neredeydik nereye geldik, bunları masaya yatırarak çalışmalarımızı sürdürdük. Macar dostlarımızın 1. Dünya savaşında Mehmetçik ile aynı saflarda çarpışmış olmalarını unutmak mümkün değildir. Galiçya'da şehit düşen askerlerimizi yarın şehitliğe yapacağım ziyaret ile yad edeceğiz. Her alanda mükemmel ilişkilerimiz var.
DESTEĞİ UNUTMAYACAĞIZ
Ulaşımda ortan ne gibi adımlar atabiliriz bunu görüşme fırsatı bulduk. Macaristan ile ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarma hedefindeyiz. Macaristan'ın AB sürecimize verdiği destek bizim için önemlidir. Macaristan'ın 15 Temmuz'da ve FETÖ ile mücadelede verdiği desteği unutmayacağız.
CEMAL KAŞIKÇI'NIN KAYBOLMASI
Bu olayın ülkemizdeki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda cereyan etmiş olması bizler için çok çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu süreci takip etmek, kovalamak, bizim hem siyasi, hem insani görevimizdir. Bunu, bazı çekinceler içinde kalarak kendi haline bırakamayız.
"KONSOLOSLUK ÇALIŞANLARININ, İDDİALARINI İSPAT ETMELERİ GEREKİYOR"
Örneğin bu kişi bir gazeteci. Ve nişanlısıyla beraber gelmiş olduğu başkonsoloslukta, orada nikahla ilgili muameleleri yapacakken, bir insan kendisi içeri girip de, dışarı çıkıp çıkmadığını kimin ispat etmesi lazım? Oradaki başkonsolosluk görevlilerinin. Orada kamera yok mu, hepsi var! Bunu ispat etmeniz lazım. Dışarı çıktığı zaman herhalde nişanlısıyla buluşarak gitmesi gerekmez mi?
"EMNİYETİMİZ VE İSTİHBARATIMIZ SEFERBER OLDU"
Bize müracaat edildiği andan itibaren, gerek emniyet teşkilatımız, gerek istihbarat teşkilatımız, hepsi seferber olmuş durumdalar. İlk andan itibaren Adalet Bakanlığı'na verdiğimiz talimatla İstanbul Başsavcılığımız teyakkuza geçti.
"ÇIKAN HABERLER BİZİ DE DÜŞÜNDÜRÜYOR"
Çalışmalar devam ediyor. Hedefimiz bir an önce neticeye ulaşabilmek. Yazılı ve görsel medyada konuyla ilgili çok çok farklı haberler çıkıyor. Bunlar tabi ki ister istemez bizi de düşündüren konular.
"KONSOLOSLUK YETKİLİLERİ "BURADAN ÇIKTI" DİYEREK KENDİNİ KURTARAMAZ"
Bir an önce neticeyi almak durumundayız ve başkonsolosluk yetkilileri "buradan çıktı" demekle kendilerini kurtaramazlar. Eğer çıktıysa bunu görüntülerle ispat etmek durumundasınız. Kalkıp da, Türk makamlarına "nerede bu" diye soranların, öncelikle bu iş nasıl oldu diye sormaları lazım. Havaalanına giriş çıkışlar inceleniyor. Suudi Arabistan'dan bazı gelen gidenler var, başsavcılık bununla ilgili de gerekli çalışmaları şu anda yapıyor.
MÜLTECİ KONUSU
Şu anda Türkiye'de Suriyeli olarak yaklaşık 3 buçuk milyon Iraklı olarak da 500 bin mülteci var. Ayrıca Afganistan ve Pakistan'dan da sürekli gelip geçen mülteciler oluyor. Biz tabii yakalananları Afganistan'a Pakistan'a geri gönderiyoruz. Tabii biz eğer bu mültecilerle ilgili kapılarımızı açık tutmuş olsak tablo böyle olmaz. Şu anda 3 buçuk milyon Suriyeli ve bunların dışında da 500 bin Iraklı bunlar daha çok ya kamplarda ya ülkemizin içerisindeki değişik yerlerde bulunuyor. Fakat geri dönüşler de başlamadı değil. 250 260 bin Suriyeli geri döndü. İblid'e yine bir iltica durumuyla karşı karşıyaydı. 60 bin civarında mülteci durumunda kalan mülteciler geri döndüler. Mümkün olduğu kadar onları ülkemizde misafir ediyoruz.
AB ÜYELİĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ben burada da tekrar etmek zorundayım. Sene 63 sene 2018. 1963'ten beri oyalanan Türkiy var. Hiçbir Avrupa üyesi ülkeye böyle bir zulüm yapılmadı. Ne evet ne hayır. Evetse evet hayırsa hayır. Alacaksanız sinyallerini verin almayacaksınız bunu da söyleyin. Siz yolunuza biz yolumuza devam edelim. Bu kadar açık ve net olmak lazım. Şu anda sabır noktasındayız sonra hallolur diyorum.
YORUMLAR