YENİ CHP'NİN ANALİZİ
Halkçılık okunun peşinde koşan Kılıçdaroğlu oku kapan Ak Parti liderinden devamlı fırça yemesini anlamamıştım, şimdi daha iyi anlıyorum.
CHP’li üyelerin kendi dışında yeni bir rakip veya düşman aramasına gerek yok diye düşünürdüm. Görünen odur ki, parti CHP’liler tarafından değil parti dışından etkilerin yönettiği ve eksen kaymasıyla uçurumun kenarından top çeviren marjinalliğe doğru yelken açan kurmayların hakim olduğu orta soldan öteye kimliğini yakalayamamış her kesim tarafından yontularak şekillenen yumuşak bir kaya parçasından daha yumuşak hale geldiğini net bir şekilde insan görebiliyor.
2019 Yerel – Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi CHP’nin bu kurultayda umutları vardı. Umutları Ak Parti ve Cumhurbaşkanı’na rakip gibi gözükenler tarafından partiyi güçsüz bırakıp altın tepside, Yerel – Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerininin zaferini şimdiden muhteşem bir törenle Erdoğan’a teslim ettiklerini görebiliyorum.
3 Şubat 2018 tarihi Cumhurbaşkanı Erdoğan için en mutlu günlerden biri oldu. Rakibi çok istediği Kemal Kılıçdaroğlu oldu ve 2019’u garantiledi. Mutlu bir şekilde 4 Şubat’ta Vatikan’a gitti, artık 2019 seçimleri daha rahattı. Ya Muharrem İnce gelseydi, belki halk bu lideri denemek isteyecekti.
CHP’de bir darbe ve kaset olayları olmadığı müddetçe , lideri değişmediği ve yeni bir söylem ve eylemle ortaya çıkmadığı müddetçe kaybeden yine Ana Muhalefet Partisi CHP olacaktı.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yenikapı ruhu duruşunu vatanseverlik ve milliyetçilik üzerinden haklı bir şekilde Ak Parti ile müşterek harekete adayan Devlet Bahçeli ‘de, Kılıçdaroğlu’nun liderlikte kalmasının keyfini çıkarıyor… CHP’de Kılıçdaroğlu’nun gelmesini istemeyen gerçek CHP’liler İyi Parti’ye yönelecek, bir kısmı da bükemedikleri eli belki de öpecek kısmen Erdoğan’a oy vereceklerdir. İyi Parti’ye gelen CHP’lileri istemeyen bir çok MHP’li İyi Parti’ye gitmekten vaz geçecek ve partilerinde kalmaya veya oylarını Ak Partiye vermeyi düşüneceklerdir.
Kim ne derse desin Kılıçdaroğlu’nun arkasında Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Şayet Kılıçdaroğlu partisini sevseydi ve iktidar hedefi koysaydı bir dakika bile o koltukta oturmazdı. CHP’ye en büyük kötülüğü 8 seçim kaybetmesine rağmen hala o koltuğa layık gören kendisini CHP’li zanneden ve gerçekte CHP ile ilgisi olmayan insanlardır. Bunlar partili gibi gözüküp aslında CHP’ye en büyük kötülüğü yapan kişilerdir.
Kılıçdaroğlu’nun arkasında Erdoğan var darken mecazi anlamda söylediğimi sizde biliyorsunuz… Kaset kumpasıyla Deniz Baykal’I götürenler , bugün Türkiye’de değil ABD’de hain ve şerefsizce yaşıyorlar. Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nu kimler CHP’nin koltuğuna taşımıssa bugün parti içi dengelerin ve yöneticilerin kimler olduğuna bakıp partiyi kimler ve okyanus ötesinden dizayn ettiklerini rahatça görebiliriz. Önümüzdeki süreçte CHP’nin ilkeleri rafa kalkacak ve yeni marjinal stratejilerle halk sokağa çağrılacaktır.
YORUMLAR