Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle:
"Tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı tebrik ediyorum. Kutsal bir göreviniz var. 'Çaresiz bir derde düştüm doktor bana bir çare' diye türkülerin mesajını en iyi sizin anladığınızı biliyorum. Gerçekten de insanın kendini en çok çaresiz hissettiği o anda imdada ilk kez sizler yetişiyorsunuz. Rabbimizin Şafi ismine, Rahman ismine her an sizler şahitlik ediyorsunuz. Değerli kardeşlerim, 14 Mart her ne kadar tıp camiamızın gurur günü olsa da temsil ettiği değerler tüm milletimize hitap etmektedir. 14 Mart bu ülkenin okumuş gençliğinin bir iftihar beratıdır. Şimdi birileri hala 18,19,20,21,23,24 yaşındaki gençlerin parlamentoya girmesini tartışıyor ya. Biz bu gençlerimizle iftihar ediyoruz. Bunlar girmeyecek de kim girecek?
Bu bakımdan 14 Mart, bizim tarihimize 2 kritik hadise ile güç katıyor. Birincisi 14 Mart 1827 yılında, Tıphane-i Amire ve Cerrahi Amire açılmıştır. İstanbul'un işgal edilmesini kabul etmeyen hekimler okulun iki kulesinin arasına bayrak asmıştır.
HOLLANDALILARI SREBRENİTSA KATLİAMINDAN TANIRIZ
Ben o cefakar fedakar sağlık teşkilatımızın terör bölgesinde nasıl mücadele verdiğini de gayet iyi biliyorum. Savaşta bile sağlık görevlilerine ateş açılmaz. Ha Hollandalı gibi olursa açar, onu da söyleyeyim. Biz Hollanda’yı ve Hollandalıları Srebrenitsa katliamından tanırız. Onların cibilliyetinin karakterinin ne kadar bozuk olduğunu 8 bin Boşnak’ı orada nasıl katlettiklerinden tanırız, bunları iyi biliriz. Kimse bize medeniyet dersi vermesin. Medenilik dersi vermesin. Bu milletin alnı aktır ama onların alnı kapkaradır. Tarihe centilmenler savaşı olarak geçen Çanakkale savaşları bunun sayısız örneğiyle doludur.
AKLINI HOCA KILIKLI ŞARLATANA ZİMMETLEMİŞ BİRİNİN NE AHLAKI KALIR NE NAMUSU
Ama terörün insanlığı olur mu? Ekmeğini yediği, milletine silah sıkan birinden insanlık beklenir mi? Vatanını bir dolara satacak kadar birinde namus onur haysiyet kalır mı? Allah aşkına kendi silah arkadaşlarını bile alçakça katleden caniden artık ne bekleyebilirsiniz? Aklını hoca kılıklı şarlatana zimmetlemiş birinin ne ahlakı kalır ne namusu. Neymiş, o aklını kaybetmiş olanlara şah damarından daha yakınmış. Kardeşlerim, bu bir şirktir. Yani allah’a ortak koşmaktır. Çünkü bize şah damarından daha yakın olan sadece Allah’tır. Allah’tan başka hiçbir şey değildir.
UTANMADAN MAĞDURİYETTEN BAHSEDİYORLAR
Her gün utanmadan sıkılmadan mağduriyetten bahsediyorlar. İfadelerine baksanız, hemen hepsi darbeye karşı savaşmış, asla ihanetin içerisinde yer almamış… FETÖ’yü hayatlarında duymamış, örgütle hiç bağlantıları olmamış… Yalancının mumu nasıl yatsıya kadar yanarsa, bunların da yalanları tek tek ifşa oluyor. Kaçarken imha ettiklerini sandıkları kayıtlar, nasıl acımasızca insana kurşun sıktıklarını gösteriyor. Ben size nasıl inanacağım ya… Yanımdaki korumaları, gelip bulundukları odada kurşunlamak suretiyle iki polisimi şehit ettiniz, iki bayan polisimi yaralayacak kadar alçaksınız. Ne yaptı o polisler size? Hiç. Bu bir örnek… İhanet şebekesinin sahip olduğu hastanede, burası çok önemli… “Kimin için yaralandıysanız gidin tedavinizi o yapsın” diyecek kadar insanlıktan çıkanların olduklarını da iyi biliyorum. Birileri gelip bize “onun herhangi bir şey yok, şöyle böyle…” Kusura bakmasınlar, acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Bunlar bize bunu yaptılar. Arada fireler olabilir, doğrudur. Ama bizim öncelikle, gazilerimize şehitlerimize o kapıları kapatanlar bu hesabı verecek. Vermezse, biz bunun hesabını veremeyiz.
ALMANYA GİBİ HOLLANDA GİBİ ÜLKELERİN KABUSU OLDUK
Sultanahmet’te Cuma namazı kıldım. Namazdan sonra, baktım arka tarafta bir turist grubu var. El sallıyorlar, yanlarına çağırdılar neyse gittim. Dediler ki “siz bu sağlık reformunu nasıl yaptınız. Sayın Obama’ya da anlatın da o da Amerika’da yapsın” dediler. Gidip anlattık fakat yine de muvaffak olamadı. Tabi kararlılık çok önemli bir şey. Bazı ülkelerin kabusu olduk. Hollanda gibi, Almanya gibi. Dayanamıyorlar ”Türkiye güçleniyor” “Türkiye şehir hastaneleri kuruyor, nasıl olur” Olacak olacak, daha neler olacak. Birinci köprü yapıldı hayır dediler, ikinci köprü hayır dediler, yavuz sultan selim köprüsü hayır dediler, Marmaray hayır dediler. Marmaray’dan geçen yolcu sayısı 200 milyon ya. Ne sisti, ne şuydu ne buydu, en ufak engel yok. Devamlı vatandaşımız gidiyor geliyor. Avrasya Tüneli hayır dediler. Şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü yapılıyor. Ona da hayır derler. Onlara rağmen biz ‘evet’ dedik ve yolları açtık gidiyoruz.
SİYASET NOKTASINDA AKIL VERMEYE KALKMA
Kendisine o son Davos’a gidişimde, dedim ki “sen paranın hesabını sor. Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi sorma, o iş bizim işimiz” Sen şu anda paranı alıyor musun? Ses yok. Bundan sonra da böyle. Sen taksitlerini alacaksın, faiziyle beraber alıyorsun zaten. Ama bize siyaset noktasında akıl vermeye kalkma. 2013 borcu sıfırladık, bitti. Sonra bizden borç istemeye kalktılar. Ekonomi yok şöyle yok böyle falan, Çanakkale köprüsüne 11 milyar doları bağlamak suretiyle, küresel sermaye Türkiye gelir mi? Yüzde 50 kore, yüzde 50 türk girişimciler buraya yatırıyor. Ve bizim cebimizden para çıkmıyor. Belli bir süre işletecekler, sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletine bırakacaklar.
BAZI AVRUPA ÜLKELERİ FAŞİST PARTİLERİN OYUNCAĞI OLDU
Bazı Avrupa ülkeleri ırkçı ve faşist partilerin oyuncağı haline döndü. Avrupa’daki yabancı düşmanlığına dikkat çekiyor, her yerde muhataplarımızı ikaz ediyorduk. Sınır kapılarında bu insanlara yapılan muamelelerin orta ve uzun vadede en büyük zararı Avrupa ülkelerine vereceğini defalarca söyledik. Meydanı faşistlere bırakmamaları gerektiğini, çok ciddi zararlar göreceklerini defaatla söyledik.
ATLARI VE İTLERİYLE SALDIRIYOR
Viyana sözleşmesi Hollanda tarafından ayaklar altına alınmıştır. Çıkmış Almanya’nın şansölyesi Hollanda’nın yanındayım diyor. Yahu senin ondan zaten farkının olmadığını biliyoruz. Başka şey de beklemiyoruz. O da atlarıyla itleriyle saldırıyor, sen de atlarınla itlerinle saldırıyorsun.
BU İKİLİYE OY VERMEYİN
Buna benzer 7 kardeşimiz, toplamda 32 darp yiyen diğer kardeşlerimiz var. Bütün bunlar ortadayken Avrupa’nın bazı ülkelerinin destek veriyor olması manidardır. Mesele ne? Yarın orada seçim varmış. İşte bir tane ırkçı, bir tane de şu andaki yönetimde bulunan parti, ikisi yarışıyormuş. Eee? Ben de şimdi buradan Hollanda’ya Almanya’ya sesleniyorum. Türkiye’ye düşmanlık güdenlere, oralardaki tüm yabancılara Müslüman kardeşlerime diyorum ki “Gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin. Açıkça söylüyorum sakın ha… Her ne kadar hayır kampanyası giden varsa da bu tuzağa düşmeyin. Türkiye’ye Türk milletine orada bu şekilde hareket edenler, bizim konsolosluğumuz bizim toprağımızdır. Oraya o ülke müdahale edemez."(Hürriyet)
YORUMLAR