Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul'un Kuruluşunun 150. Yıl Dönümü programı'nda konuştu.
Erdoğan, Borsa İstanbul'un Kuruluşunun 150. Yıl Dönümü programında yaptığı konuşmada, Cumhuriyet'in 100. yılında, borsanın 150. yılını hep birlikte gururla kutladıklarını söyledi.
Borsanın, ilk kez 1873'te "Dersaadet Tahvilat Borsası" ismiyle faaliyete başladığını belirten Erdoğan, 1985 yılına gelindiğinde ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının kurulduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra farklı borsaları tek çatı altında toplamaya karar verdiklerini ifade ederek, şunları dile getirdi:
"İstanbul Menkul Kıymetler Vadeli İşlemler Opsiyon ile İstanbul Altın Borsalarını 2013 yılında Borsa İstanbul markası altında birleştirdik. Borsamız, bir anonim şirkete dönüşerek daha şeffaf, daha dinamik, takas ve saklama kurumlarıyla daha entegre bir yapıya kavuştu. Türkiye Varlık Fonunun tesisiyle birlikte, Borsa İstanbul'u 2017 senesinde Varlık Fonunun portföyüne dahil ettik. Varlık Fonunun ortaklık oranı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'na ait payın satın alınması sonrasında yüzde 90,6'ya çıktı."
Böylelikle Borsa İstanbul'un yapısal dönüşüm sürecinin tamamlanmış olduğunu aktaran Erdoğan, bir buçuk asırdır ülkenin kalkınması, büyümesi, ekonomik olarak güçlenmesi, istihdamın, üretimin ve yatırımın artması için çaba harcayan borsanın bütün mensuplarını şükranla yad ettiğini kaydetti.
"Borsa İstanbul, küresel sistemin canlı tanıklarından biri"
Borsa İstanbul bünyesinde işlem gören şirketlere de aynı şekilde Türk ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Borsamız, 150 yıllık köklü tarihiyle Türkiye'nin son bir buçuk asırdaki inişli, çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer alıyor. Osmanlı Devletinin dağılmasından, Birinci Cihan Harbi'ne, Milli Mücadele'den Cumhuriyetimizin ilanına, tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçişe, darbelerden ekonomik krizlere kadar son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi, kötü her olay borsamızı da etkilemiştir. Tabii bir de buna savaşından, salgınına küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor. Borsa İstanbul'u sadece Cumhuriyetimizin değil, aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Borsamızın serencamına baktığımızda, esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin iz düşümlerini de görebiliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borsanın ilk kurulduğu yıllar, Osmanlı'nın borçlarını ödemekte zorlandığı, tefeci Galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü, Düyun-u Umumiye İdaresinin teşkili ile finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği, gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir." diye konuştu.
Bu dönem dikkatlice incelendiğinde, Galata bankerlerinin, ülkenin yerel kaynaklarını nasıl engellediklerini net bir şekilde gördüklerini vurgulayan Erdoğan, finans kapitalin, 19. yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil, bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneğiyle karşılaştıklarını anlattı.
Erdoğan, "Galata'da Türkler kaybeder, Levantenler kazanır" algısının toplumda genel kabul gören bir kanaat olarak yerleştiğini anlattı.
Borsanın ilk dönemlerine ait bu algının, daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlendiğini belirten Erdoğan, "Her ne kadar borsamız bize Osmanlı'dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız, yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine, insanımızın günlük lisanına da sirayet eden 'borsada oynama' ifadesi, aslında bu durumun bir yansımasıydı." diye konuştu.
"Borsa İstanbul'u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü"
Siyaset kurumunun da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak bu algının kökleşmesine yardım ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul'u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı, müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu." değerlendirmesinde bulundu.
Başta Kıta Avrupa'sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablonun söz konusu olduğunu aktaran Erdoğan, buralarda ne siyasetçilerin ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurduğunu ne de sistemin böyle bir manipülasyona izin verdiğini vurguladı.
Erdoğan, gelişmiş ekonomilerde, sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artmasının sağlandığını dile getirdi.
Kendilerinin de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilemeleri gerektiğini kaydeden Erdoğan, "İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız." görüşünü paylaştı.
Gerek Sermaye Piyasası Kurulunda gerekse Borsa İstanbul'da bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba gösterilmesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, "Devletimizin tüm imkanlarının, ilgili tüm kurullarının, bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde finansal serbestiyet, serbest kambiyo rejimi ve küresel ekonomiyle entegrasyonun temel prensipleri olduğunu belirtti.
"Sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi"
Göreve geldikleri 2002 yılından bu yana attıkları adımlarla borsayı "gazino kapitalizmi"nin cenderesinden kurtarmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sermaye piyasalarımızı rantiyenin tasallutundan çıkartarak ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik. Yatırım, üretim, istihdam, planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken, ekonomi ve finans sistemimizde birçok düzenleme yaptık. Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz yenilikler ve düzenlemeler sayesinde sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi."
Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nin de hizmete girmesiyle Türkiye'nin finans alanındaki merkezi konumunun daha da güçlendiğine, Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyelinin yerli yatırımcıların yanı sıra uluslararası yatırımcıların da ilgisini çektiğine işaret etti.
Son yıllarda Türk borsasına yönelik teveccühün hem içeride hem de dışarıda giderek arttığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel ekonomide daralma yaşanırken, yabancı sermaye alkışları veya akışları her yerden gerilerken Türkiye, borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü, sermayenin korunaklı alanlara doğru çekildiği bir dönemde uyguladığımız mali programın bir sonucu olarak Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi vasfını koyuyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak önlerindeki dönemde sermaye piyasalarının daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceklerini ifade etti.
Bilhassa katılım finans ve İslami yatırım araçları konusunda çok ciddi bir potansiyelin olduğunun anlaşıldığını dile getiren Erdoğan, "Vatandaşımızın gönül huzuruyla birikimlerini değerlendireceği ve reel ekonominin istifadesine sunacağı bir iklimi tesis etmekte kararlıyız. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyoruz." dedi.
"Altyapısını sürekli modernize ediyor"
Erdoğan, risk primindeki gerileme ve kredi notundaki iyileşmelerin etkisinin, başta borsa olmak üzere, sermaye piyasalarında da hissedileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir. Yeni, özgün ve çığır açan projelerle Borsa İstanbul'un 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuza omuz verdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Borsamız, şirketlerimizin kurumsallaşmasında önemli bir itici güç olurken, dijital ve yeşil dönüşüme de önemli katkı sağlıyor. Borsamız, katılım finanstan kıymetli madenlere, geniş bir alanda piyasanın ihtiyaçlarına göre kendini yeniliyor. Altyapısını sürekli modernize ediyor. Borsamızın yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği BISTECH 3.0 sisteminin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."
Üniversite öğrencilerine yönelik BISTECH Borsa İstanbul Teknoloji Akademisinin kuruluşunu da takdirle karşıladığı vurgulayan Erdoğan, borsanın kuruluşunun 150. yıl dönümünün hayırlı olması dileğinde bulundu.
Dünyanın ilk borsasının yer aldığı Kütahya'ya bağlandı
Programa, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan, Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Korkmaz Ergun, daha önce adı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) olan Borsa İstanbul'un Kurucu Başkanı Muharrem Karslı ile eski başbakanlardan Tansu Çiller ve iş dünyasından davetliler katıldı.
Törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraberindekiler, Borsa İstanbul'un kuruluşunun 150. yıl dönümü ve BIST 500 Endeksi'nin başlaması dolayısıyla dünyanın ilk borsasına ev sahipliği yapan Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti'ne canlı bağlantı yaparak gong çaldı.
YORUMLAR