Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD), geçen hafta Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin 13 yıl sonra Türkiye’yi yeniden siyasi denetime almasını değerlendirdi. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, “Yapılan birçok önemli reformla 2004 yılında denetim sürecinden çıkmış bir ülke olarak, geçen süre zarfında uluslararası düzeyde hem ekonomik hem de kültürel anlamda ciddi bir saygınlık kazanmıştık. Ülkemizde ekonomik hareketlilik, turizm ve iş anlaşmalarında artış grafiği yakalanmış, bu olumlu hava tüm ekonomik alanlara ve ülkemizin küresel itibarına yeni bir ivme sağlanmıştı. Bu çerçevede, 2016 yılında Türkiye’de yaşanan hain girişim ve saldırılar gibi olumsuzluklar ile tüm Orta Doğu’yu tehdit eden koşulların tam anlamıyla göz önüne alınmadığını düşündüğümüz, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine gerekçesiz ve mesnetsiz şekilde karşı çıkanların ellerini güçlendirmesine vesile olabilecek aceleci, siyasi bir kararla ülkemizin tekrar siyasi denetim sürecine alınmasından üzüntü duyuyoruz” dedi.
Bu kararın milletimizin vatansever duygularını rencide ettiğini belirten Sivri, kararı ülkemizin uzun vadeli menfaati için soğukkanlılığı koruyarak, kısa vadede karşılıklı olumsuz gerilimi artıracak bir tutum içerisine girmeden değerlendirmek gerektiğini belirtti. Fadıl Sivri ayrıca, Avrupa ile tarihi, ekonomik ve siyasi ilişkilerimizin bütünüyle askıya alınması, ilişkileri daha da gerginleştirerek diyalog sürecinin tamamen kesintiye uğraması tarafların hiçbir anlamda yararına olmayacağını belirterek, şöyle konuştu: “Hatta böylesi bir durum 2004 yılından bu yana elde edilmiş karşılıklı tüm kazanımların kaybına yol açacak ve Avrupa Birliği içerisinde Türkiye aleyhine her daim karşı duruş sergileyen kesimlerin argümanlarına katkıda bulunmuş olacaktır. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin açıklaması ile birlikte oluşan olumlu havayı, Türkiye’nin demokrasiye olan inancını, yapısal atılımları hızla gündeme getirmekteki gücünü gösterme fırsatı olarak kabul ederek, doğru zamanlama ve başarılı bir müzakere stratejisi ile diyalog sürecinin etkin olarak devamı şeklinde değerlendirebiliriz. Bu şekilde, bu üzüntü verici süreci tersine çevirerek Avrupa’da bulunan tüm Türkiye karşıtlarını bir kez daha hayal kırıklığına uğratılacağına olan inancımız kuvvet kazanarak sürmektedir.”
YORUMLAR