CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Tekirdağ il başkanlığı binasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztrak konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
* Tabiat; akılsızlığı, liyakatsizliği, beceriksizliği, aç gözlülüğü, ve dinmeyen rant hırsını, can ve mal kaybı olarak, hepimize fatura ediyor. Rize ve Artvin'den sonra, Kastamonu, Sinop, Samsun, Karabük ve Bartın'ı, görülmemiş bir sel felaketi vurdu. Özellikle Kastamonu Bozkurt, ve Sinop Ayancık'ta büyük bir yıkım var. Çok sayıda can kayıplarımız var ve hala kendinden haber alınamayan yurttaşlarımız var. Acımız çok büyük…
* Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Haber alınamayan yurttaşlarımızın, Sağ salim bulunması en büyük dileğimiz. Böyle bir afette, devlet milletiyle oturup pazarlık yapmamalıdır. ‘300 bin benden, 200 bin senden, hem de faiziyle kredi’ diyerek yapılan pazarlıkları, artık kesinlikle duymak istemiyoruz.
“BEYEFENDİ ÇARESİZ, AMA CAKA SATMAKTAN DA VAZGEÇMİYOR”
* Beyefendi çaresiz, ama caka satmaktan da vazgeçmiyor. Olmayan,“sözde” itibarını kurtarmak için, yandaş televizyonlarda, program üstüne, program yapıyor… Gazeteci görünümlü yandaşlara, Sorular önden veriliyor, cevaplar da arkadaki ekranlara yazılmış. Yetmeyen yerde de, sufleler veriliyor. Senaryosu sarayda yazılmış bu müsamerede, beyefendi kendi çalıyor, kendi oynuyor… Buna da istişare diyor.
* Metal yorgunluğu, paslanmışlık, çürümüşlük alıp başını gitmiş. Vatandaş nezdinde tükenmişlikleri, bitmişlikleri zirve yapmış. Oynanan bu “Yalan Rüzgârı” artık hiç reyting almıyor. Bir kere bu senaryonun replikleriyle, milletin yaşadıkları ve gördükleri birbirini tutmuyor. Beyefendi çıkıp, ‘Dünyada yangına en hızlı müdahale eden ülke konumuna geldik’ diyebiliyor.
“RTÜK OLMUŞ, RECEP TAYYİP'İN ÜRKÜTME KURUMU”
* Beceriksizliklerini, acizliklerini yüzlerine vurdu. Bu nedenle önce, gönüllülerin yangın alanına girmesini yasakladılar, şimdi de sosyal medyaya yeni yasaklar getirmeye hazırlanıyorlar. Yangınla mücadele edemeyenler, yangın haberleriyle mücadele ediyor. RTÜK olmuş, Recep Tayyip'in Ürkütme Kurumu.
* Bir avuç bağımsız medyaya ceza yağdırarak, gazetecileri ürküteceklerini, korkutacaklarını sanıyorlar. Yeter ki millet gerçekleri öğrenmesin. Beceriksizlikleri, zayıflıkları, yetersizlikleri ortaya çıkmasın ve olmayan, sözde itibarları yara almasın. Ama oynanan bu oyunu millet görüyor. Notlarını da veriyor.
“ARSIZLIĞA SÖZ, PİŞKİNLİĞE YÜZ DAYANMAZMIŞ…”
* Bölgemizdeki tüm ülkelerin, Kendine ait ulusal yangın söndürme hava filosu var. Rusya'nın, Yunanistan'ın, İspanya'nın, Hırvatistan'ın, Portekiz'in, Fransa'nın, İtalya'nın ve doğu komşumuz İran'ın… Ama bizim yok. Beyefendi çıkıyor; önümüzdeki yıl, O da belki ‘kendimize ait uçağımızı satın alacağız’ diyor. Sözde itibarı için 13 uçak alan Erdoğan'ın aklına, yangın söndürme uçağı almak, 20 yılda yanan orman alanı, İki haftada yanıp, kül olduktan sonra geliyor. Ona da ‘belki alırız’ diyor. Ne demiş atalar? Arsızlığa söz, pişkinliğe yüz dayanmazmış…
“O UÇAKLARIN, HANGARDA ÇÜRÜTÜLMESİNİN SORUMLUSU SİZSİNİZ, SİZ…”
* Erdoğan, ülkeyi yöneten 20 yıldır kendisi değilmiş gibi, Türk Hava Kurumu'nu ve CHP'yi suçluyor… İnsaf imanın yarısıdır. İnsafını kaybetmiş Erdoğan, Türk Hava Kurumu Tüzüğü'nün 3. Maddesine bir baksın. “Türk Hava Kurumu, Cumhurbaşkanı ve Hükümetin yüksek himayelerinde, faaliyet gösterir” diyor. Tüzükte, Türk Hava Kurumu, ‘Cumhuriyet Halk Partisinin himayesinde faaliyet gösterir’ diye yazmıyor.
* Yine Türk Hava Kurumunun tüzüğünde, ‘Cumhurbaşkanı Türk Hava Kurumunun onursal başkanıdır’ yazıyor. Sayın Erdoğan eğip bükmeyin, başka ülkelerin hala kullandığı o uçakların, hangarda çürütülmesinin sorumlusu sizsiniz, siz… 20 yıldır, sizin himayenize bırakılmış, size emanet edilmiş bir Cumhuriyet kurumuna, kurucusu sırf Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğu için, alenen ihanet ettiniz Sayın Erdoğan. Şimdi bunun sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçamazsınız.
* Bu son felaketler, bize de sorumluluk yüklüyor. Erdoğan hükümetlerinin imzalamadığı Paris İklim Anlaşması'nı, iktidara gelir gelmez biz imzalayacağız. AB Yeşil Mutabakatına, uyum sağlama konusunda Erdoğan hükümetlerinin göstermediği siyasi iradeyi göstereceğiz.
“ÜLKEMİZ ÇOK BÜYÜK BİR TUZAKLA KARŞI KARŞIYA…”
* Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı; ‘Bugün Avrupa ülkeleri, hala huzur içinde yaşıyor olmalarını, Türkiye'nin 4 milyon sığınmacıyı, kendi topraklarında misafir etmesine borçludur’ demişti. Ülkemiz çok büyük bir tuzakla karşı karşıya… Ülkemizi yönetenler de, bu demografik tuzak karşısında ne yazık ki, gaflet, delalet ve belki de hıyanet içerisinde. Erdoğan'a soruyoruz; Allah aşkına! Siz kimin hükümetisiniz? Siz kimin için çalışıyorsunuz? Sizin göreviniz ne?
“ÖNCELİĞİNİZ AVRUPA'NIN HUZURU MU?”
* Önceliğiniz Avrupa'nın ve Avrupalının huzuru mu? Yoksa bizim ülkemizin, bizim milletimizin huzuru mu? Askeri kamuflajlı Afgan delikanlılar, tabur tabur, ellerini kollarını sağlayarak İstanbul'a kadar geliyor. Erdoğan çıkıyor, ‘Düzensiz göç akımı söz konusu değildir’ diyor. O zaman bu gelenler düzensiz gelmiyor. Gayet düzenli, planlı ve organize bir şekilde, Erdoğan'ın altına imza attığı bir operasyonla geliyor. Maksat 3-5 milyar dolar daha gelsin.
* Bir zamanlar Erdoğan'ın danışmanının dediği gibi, ABD, Erdoğan'ı deliğe süpürmesin. Ama varsın ülkemiz işgal edilsin. Bir hafta önce, ‘Zayıf ülke olmadığımız için, 4 milyon göçmen korumamız altında. Bundan sonra da yine finansı iyi yöneterek, bu tür adımları atacağız’ diyen Erdoğan, İki gün önce çıktı bu defa da; ‘Türkiye yolgeçen hanı değildir’ dedi.
“ALTINDAĞ'DA YAŞANANLAR CİDDİ BİR UYARIDIR”
* Avrupa Suriyelinin iyi yetişmişini, paralısını, zenginini kendisine alıyor. Kalanını da Türkiye'ye bırakıyor. Şimdi aynı şeyler Afganlılar için oluyor. İyi yetişmiş az sayıdaki Afgan, Kanada'ya Türk Hava Yolları uçağıyla gönderiliyor. Kalanlar da katar, katar Türkiye'ye yollanıyor. Bu hükümet, milletimizi sırtından hançerlemektedir. Milletimiz de bunun farkındadır. Millet artık burnundan solumaktadır. Bu ortamda tahrikler, provokasyonlar da başlamıştır. Altındağ'da yaşananlar ciddi bir uyarıdır. Yaşamını yitiren gencecik evladımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Ailesine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Ama Suriyelilerin evlerine yapılan saldırıları kabul etmek de mümkün değildir. Görüntüler ortada…
“EN FAZLA İKİ YIL İÇERİSİNDE, SURİYELİ MİSAFİRLERİMİZİ DAVUL, ZURNAYLA EVLERİNE UĞURLAYACAĞIZ”
* Bu işin sorumlularıyla hepimiz sandıkta hesaplaşacağız. Sokakta kurbanlarıyla değil… Tüm milletimize çok açık sözümüzdür. En fazla iki yıl içerisinde, Suriyeli misafirlerimizi davul, zurnayla evlerine uğurlayacağız. Bu; Kuvayı Milliyecilerin, milletimize namus ve şeref sözüdür. Değerli basın mensupları; büyük şairimiz Edip Cansever'in dediği gibi, ‘Gülemiyorsun ya, gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir…’ Ne yazık ki ülkede, üç-beş maaşlı saray yanaşmalarının ve bir avuç havuz müteahhidinin dışında, kimsenin yüzü gülmüyor.
“PİYASA, ERDOĞAN'IN BİLEĞİNİ YİNE BÜKTÜ”
* Dünkü toplantıda, faiz oranını yüzde 19'da tuttu. Zor, Merkez Bankası'nın oyununu bozdu. Piyasa, Erdoğan'ın bileğini yine büktü. Son bir aydır, yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatı, 6 milyar doların üzerinde arttı. Millet, Türk Lirası'ndan kaçmaya devam ediyor. Böyle bir ortamda, Merkez Bankası yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal… Sahte istikrar algısı yaratmak için, milletin 128 milyar dolarını buharlaştırmanın bedelini, Ne yazık ki, yüksek faiz-yüksek kur arasına sıkışarak ödüyoruz.
“DEVLET ÇİFTÇİYE, ÇİFTÇİ BANKALARA BORÇLU”
* Turizm tarafında da işler çok iç açıcı değil. 2021'in ilk altı ayında gelen turist, neredeyse 2019'un sadece Haziran ayında gelen turist kadar… Bu yılın ilk altı ayında ülkemizi 5,7 milyon turist ziyaret etmiş. Oysa 2019'un aynı döneminde bu sayı 18 milyonu aşıyordu. Çiftçi, besici borç içinde, bankalara, kooperatife prangayla bağlanmış. Destek? Hükümet kanunen vermesi gereken desteği bile vermiyor. 2007'den bu yana Saray her bir çiftçi ailesine 98 bin 167 lira borç takmış. Devlet çiftçiye, çiftçi bankalara borçlu…
YORUMLAR