Şahsen Başkan Murat Uysal’ı gördükten sonra Merkez Bankası başkanlarının bir kişiden ziyade bir ekip olduğu intibası, bende artmış durumda. Geleneklerin yönetimi, kurul kararlarının uygulanması ve ilgili kurulların sözcüsü ve temsilcisi olarak açıklamalarda bulunmak; Merkez Bankası Başkanlarını anlama konusunda daha geçerli görünmektedir.
Merkez Bankası başkanının ilk ciddi sınavı faiz indirimi ile gerçekleşti. Bugün, FED’in faiz indirimi ve akabinde başkan Powell’ın “indirimler devam edebilir” mesajı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 4,25 puanlık kararını yukarı doğru sorgulatacaktır. Merkez Bankası 6,25 indirim ile geçen sene Eylül ayında yükselttiği kadarını geri alabilirdi. Ancak enflasyon konusundaki temkinli bekleyiş ve yüksek CDS’ler faizin hala yüksek seyretmesinde etkilidir. Güvenli Bölge konusundaki ABD ile yaşanan gerilim ise maliyetlemede etkisini korumaktadır.
Zamanlama
Ancak psikolojik sınır söylemi ve ciddi kamuoyu baskısı, Merkez Bankasını fazlasıyla temkinli davranmaya yöneltmiştir. Şu bir gerçek ki faiz indirimi konusunda bundan daha iyi bir zamanlama, çok uzun yıllardır görülmemiştir. FED, 11 sene sonra indirim yaptı. ECB aylık 50 milyarlık Varlık alımları yapmaktan söz ediyor. BREXIT AB özelinde, İngiltere için belirsizlikle dolu riskler içeriyor. Çin’e karşı 1 Eylül’den itibaren uygulanacak yaptırımlar Trump’ın twitleri ile açıklanmış oldu. İngiltere Merkez Bankası Başkanı siyasileri sürekli uyarıyor. Ekonomilerde yavaşlama askeri endüstriyel komplex üzerinden toparlanmaya çalışılıyor. Onun da handikapları yakında görülecektir. Petrol bölgelerindeki istikrarsızlık tavan yapmasına rağmen petrol fiyatları günde %5 ‘e varan düşüşler yaşayabiliyor. Sıfırcı kuruluşlardan, kredi derecelendirme kuruluşları da durumu “sakin” görüyor.
FED raporlarında, Başkan Trump’ın twitter diplomasisine gereken cevaplar verilmişti. Ekonominin daralacağı ve ticaret savaşları ile büyümenin düşeceği ve ilgili sektörlerde istihdam sorunlarına dikkat çekilmekte idi. Bu yüzden Merkez Bankası’nın 425bp faiz indirimi az bile… Hal böyle olunca, bugünkü şartlarda 200bp indirim Eylül için alt limit olacaktır.
İhracat
Haziran İhracat rakamları yüz güldürmeye devam ediyor. Uzun Ramazan Bayramı tatili sebebi ile Haziran ayında yaşanan düşük değerler, Temmuz ayında kendisini telafi etmiş görünmektedir. İhracatın ithalatı karşılama oranı yeniden %85’ler seviyesini geçmiştir. Bu karşılama oranları %50’lere yaklaşmışken bugünkü değerler umut vericidir. Tabii yüksek teknolojili ürünler grubunun yaklaşık %3 civarındaki ağırlığı ve ihracatın miktar olarak %20’leri bulan aylık artışının değer olarak aynı ölçüde gelişmeyişi, yakın gelecekte irdelenmeye devam edecektir.
İhracatın ekonomik büyümeye katkısı bu sene daha fazla görülecektir. Cari açık mütevazi sınırlara çekilmeye devam edecektir. Hatta Turizm verilerindeki gelişmeler mütevazi cari fazla rakamlarına da bizi hazırlamaktadır. Bunun da anlamı ekonominin dolara bağımlılığı azalacak anlamındadır.
Doların düşmesi
Dolar “bugün yarın, 8-10 TL olur” diye 7 TL’den dolar toplayanlar için kötü haber. Yaptıkları yanlış işlem, ekonomik anlamda dolarda bekleyenleri üzmüştür. Aslında para, ilgili ülkenin itibarıdır. Burada dolarda bekleyenler ABD üreticisine, ABD, mallarına, ABD istihdamına yatırım yapmıştır. Kendisi Türk olup Türkiye’de bulunan bu yerleşiklerin milli paradan kaçışı doğrudan TL’nin değerini kaybetmesi üzerine bir pozisyon almadır. Milli paradan uzaklaşmanın maliyeti ve bedeli ülkeye çıkmaktadır. Bankalardaki mevduatın yarıda fazlası milyoner hesaplarda bulunurken, bu milyonerlerin de paralarını dolarda tutma oranı %60’tır. Aslında doların yükselme beklentisini ifade edenlerin çoğunluğunun elinde, yüksek fiyattan alınmış dolar bulunmaktadır.
YORUMLAR