Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’ne bağlı 4 araştırma gemisinden biri olan K. Piri Reis, 40 yıldır Türkiye’nin deniz araştırmalarında, bilimsel çalışmalarında aktif rol alıyor. Herhangi bir limana yanaşmadan 15-20 gün aralıksız seyir yapabilme kapasitesine sahip olan K. Piri Reis, konumlama sistemine, oşinografik, biyolojik, jeolojik-jeofizik ekipmanlara ve bir laboratuara sahiptir. 15 Kasım 2018’de 40. yılını geride bırakacak olan emektar gemi, başta deniz jeolojisi, jeofiziği olmak üzere, deniz kimyası, fiziksel oşinografi, canlı deniz kaynakları, kıyı mühendisliği ve sualtı arkeolojisi alanlarında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ve Türkiye’nin imzasını denizcilik dünyasına atıyor.
TÜRKİYE’DE İLK SIRADA
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin sahip olduğu bilimsel ve akademik altyapısı ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer aldığını kaydeden Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü yetkilileri, “Enstitümüz, Türkiye’nin deniz araştırmaları konusunda dünya çapında stratejik öneme sahip çalışmalarını yürütmektedir. 40. yaşını kutlayacağımız K. Piri Reis gemimiz ile Türkiye’nin etki alanını Akdeniz, Karadeniz, Ege denizinin ötesine götürerek 35 milyon kilometrekarelik bir alana yaymış durumdayız. TÜBİTAK’ın yaptığı değerlendirmede Türkiye’de deniz araştırmaları konusunda da birinci sıradayız. Bu noktaya gelmemizde bize destek veren üniversite yönetimimize teşekkür ediyoruz” şeklinde açıklama yaptılar. Yetkililer, Türkiye’nin; bölgesel araştırmaların yanında dünya çapında araştırmaları yürütebilecek güce sahip olduğunu belirterek, “Kutuplarda üs kurulmasına yönelik bir proje var. Üniversitemiz olarak bu projede yer alıyoruz. Bu noktada kutup bölgelerinde çalışabilecek yeni gemiler de Türkiye’ye kazandırılmalıdır. Böylece ülkemiz, sadece Akdeniz ve Karadeniz havzalarında değil ülke politikaları doğrultusunda okyanuslarda da yer alacak” ifadelerini kullandılar.
YORUMLAR