Gider… Para değil konu. Ortam, arkadaşlar, amirler, birlikte çalıştıklarımız… Bitmeyen üretilmeyen işler, bekleyen dosyalar, yapılmayan kontroller, kesilmeyen fatura, yapılmayan ödemeler… Olmadık zamanda tekrar tekrar yapılan, aynı işler.. veee bitmeyen telefonlar.
-
İşyerine Ayaklar Geri Geri Gider mi? "Prof. Dr. İbrahim Attila Acar yazdı"
-
Faiz İndirimi Ekonomiye Çözüm mü?
Sonunda FED imana geldi: faizler iniyor ama. Hala ABD cephesinde kimse memnun değil. ABD Merkez Bankası (FED) epey bir aradan sonra, ikinci defa faizleri indirdi. FED Başkanı Jerome Powell, Başkan Trump’a yine yaranamadı. Trump, FED’in “geç kaldığı” görüşünde… FED’in faizi 1,75 - 2,00 aralığına çekmesinin ardından yapılan basın toplantısında konuşan Powell, “Faiz indirimlerinin devamı gelir.” dedi.
-
Ekonomide de Güven
Güven, herkes için olduğu kadar ekonomi için de ekmek kadar, su kadar hayati öneme sahiptir. Temiz havaya duyulan özlem ne ise ekonomide o güven ortamını herkes arar. Ekonomide güvenin düştüğü bir ortamda doğal olarak “ot bitmeyecek”, “yaprak dahi kımıldamayacaktır.” Kişilerin birbirine güvenmediği, kurumların, üreticilerin ve tüketicilerin hatta kimsenin yarınına umutla güvenle bakamadığı bir ortamın belirsizliğini düşünemiyorum.
-
Akdeniz'de Sular Isınır mı?
Ülkelerin bir kara sınırları bir de deniz ve hava sınırları bulunmaktadır. Kara sınırlarından düz bir çizgi ile gökyüzüne çıkıldığında; ya da denize ayağımız değdiği yere kadar mı egemenlik ve etki alanı söz konusudur?... Denizde yüzmeye başlayan bir kişi ne zaman uluslararası sular ya da kıyının karşı tarafındaki ülkenin sınırlarına girmiş olur?
-
ÇİN VE ABD TİCARİ SAVAŞININ PERDE ARKASINI PROF. DR. İBRAHİM ATTİLA ACAR YAZDI
Çin – ABD Çekişmesinin Kaybedeni..... ABD Başkanının “Amerika'yı yeniden büyük yapma” vaadi var. Çin’in de öncelikle “Made in China 2025” hedefleri. Elbette sonraki adımlar daha da dikkat çekici: 2030 yılına kadar Çin'in yapay zekâda (AI) dünya lideri olma isteği ve 5G teknolojisinde egemenlik oluşturmak. Bu sayede 2035 yılında küresel olarak dünya milli gelirinin %15’ine ulaşacak bir alanda öncü olmak.
-
YENİ EKONOMİK PROGRAMDA TARIM VE HAYVANCILIK
-
İnsanlığın Düşmanları "Huzuru" Sevmez
Yeni Zelanda, dünyanın İnsani Gelişmişlik ve refah değerlendirmelerinde, uzun yıllardır, hep üst sıralarda yer almaktadır. Ne oldu da düne kadar bu denli “huzur” ile anılan bir ülke, birdenbire “din adına kin ve nefretin kaynağı” olabildi? Ne oldu da böyle bir ülkede, İslamafobic bir saldırının mağduru camide ibadet için bir araya gelen insanlar olabildi?
-
8 Mart Haftasında “Kadınlar”
Mart ayı her ne kadar “vergi” ayı olarak kutlansa da ilk haftasında yer alan “8 Mart” da dünya kadınları için özel ve önemlidir. Bu hafta kadınlarımıza dair bir dizi çalışma ve raporların da açıklandığı bir dönem olması itibariyle dikkat çekicidir. Mazisi eski, yüz yılı aşkın süredir kutlanıyor.
-
DAVOS VE DUVAR
1971 yılında başlayan ve küresel elitin bir araya geldiği toplantıların en önemlisi Davos’ta yapılanıdır. Siyasetçi, yazar, çizer, gazeteci, işadamı, sanatçı İsviçre Alplerinin bu şirin kasabasına gelir. Yaklaşık 3.000 kişiye varan bir kalabalık…
-
Yönetim Kimin Yönetimidir?
Büyük İskender, kendisini hiçbir konuda uyarmayan vezirini görevden alır. “Sana ihtiyacım yok” der. Vezir sebebini sorar. İskender, “ben de bir insanım benim de hatalarım olur. sen bunca zaman benim bir hatamı görmediysen “sen cahil birisin” demektir. Eğer gördün de söylemiyorsan “hainsin!” der.
-
Asgari Ücret Bir Seçim Kazandırır mı?
İyi kötü hatıraları, azı karar çoğu zarar yaklaşımları ile bir “asgari ücret tesbit dönemi” daha geçti. Komisyon üzerine düşeni yaptı, kurumlar yaptı, hükümet yaptı; dahası muhalefet dahi baştan “miktar ilan ederek” sürece katkı sağlamış oldu.
-
Prof. Dr. İbrahim Attila Acar yazdı "Merkez Bankaları Siyasete Ne söyledi?"
Son bir hafta Merkez Bankalarının haftası idi. Bizim Merkez Bankamız, Avrupa Merkez Bankası, Norveç Merkez Bankası faizleri sabit tuttular. Hemen Ardından Trump bir açıklama yaparak, “umarım bizimkiler de arttırmaz” dedi demesine de; FED arttırdı.
-
PROF. DR. İBRAHİM ATTİLA ACAR YAZDI... "FAİZ - DOLAR – ENFLASYONUN PEŞİNDE BİR YIL"
Ülkenin durumu belli. Bir yandan döviz ihtiyacı, öte yanda yüksek işsizlik ve enflasyon varken; kur ile faizin sabit kalmasını beklemek hangi kitapta yazıyor? Üstelik Suriye, Irak derken, Avrupa da karışık, Kıbrıs da gündemde. Bu kadar politik risklerin arasında, gözler hep Merkez Bankasında.
-
PROF. DR. İBRAHİM ATTİLA ACAR YAZDI "EKONOMİ DÜŞER Mİ, DÜŞER..."
Dünya ekonomisinde Trump faktörü herşeyin önündedir. Çin ile anlaşacağını söylemesi nasıl bir iyimserlik oluşturuyorsa; Tam aksine bir söylem, anında bütün dengeleri değiştirebilmektedir. Bunda ABD Merkez Bankası FED’in faiz arttırımı da piyasalar üzerinde baskı oluşturabilmektedir.
-
Ekonomide İşler Yoluna Girdi mi?
10 senedir esen bir rüzgarın kumları savurması bu. Önce ABD, 2008’den itibaren piyasaları dolara boğdu: FED 10 Eylül 2008’de 925 milyar dolarlık rezervlerini 17 Aralık’ta 2.255 milyar dolara yükseltti. 14 Ocak 2015’te bu rakam 4,5 trilyon dolara yükselmişti. Yer gök “dolar” sanki. Faizler düştü para bolluğu özellikle Türkiye gibi yükselen piyasaları mutlu etti.
-
Prof. Dr. İbrahim Attila Acar yazdı : "Ekonomide Herşey Gözümüzün Önünde"
Strateji, mevcut durumun gidişatını değiştirmek için kullanılır. Mevcut durumda da bir gelişmeden sözedilebilir. “Su çatlağını bulur” denir. Ancak strateji varsa istenen ve beklenen, farklı bir durumdur. Gelişme daha iyi noktalarda bir hedef halindedir. Öyle bir şey olmalı ki “başkalarının 10 yılda katettiği süreci bizler bir yılda aşabilelim…” Bu ifadenin arkasında sınırları zorlamak vardır. Kaynakları başka türlü kullanmak; güce yön vermek vardır.
-
Bu Enflasyon Seviyesi ile Ticaret Olmaz
Enflasyon Mayıs ayında %12,25 iken, Ekim ayında 25,24 oldu. Ne oldu da beş ayda enflasyon birden iki katına fırlayıverdi ve bütün zamanların rekorunu kırdı? Şunu hemen belirtelim ki Nisan ve Mayıs aylarında özel sektörün 20 milyar doları bulan borç ödemesi, önce kur üzerinde uyarıcı bir etki oluşturdu. Sonrasında dolar, içeride yapacağını yaptı. 13 Ağustos günü en yüksek 7.11’i görerek yüreklerimizi ağzımıza getirdi.
-
Prof. DR. İbrahim Attila Acar yazdı. "2018 Yılı Nasıl Geçiyor?"
Ekonomide göstergeler sürekli ve düzenli “nabız almak” gibi üst üste geliyor. 15 Kasım itibariyle AB İlerleme Raporu ve Moody’s de büyüme rakamları ile bunlara eklenince; dış ticaret, cari açık ve işsizlik verileri de ikinci planda kalmış oldu. Peki, bütün bunlar ne anlama gelmektedir?
-
Bu Enflasyon Seviyesi ile Ticaret Olmaz
Enflasyon Mayıs ayında %12,25 iken, Ekim ayında 25,24 oldu. Ne oldu da beş ayda enflasyon birden iki katına fırlayıverdi ve bütün zamanların rekorunu kırdı? Şunu hemen belirtelim ki Nisan ve Mayıs aylarında özel sektörün 20 milyar doları bulan borç ödemesi, önce kur üzerinde uyarıcı bir etki oluşturdu. Sonrasında dolar, içeride yapacağını yaptı. 13 Ağustos günü en yüksek 7.11’i görerek yüreklerimizi ağzımıza getirdi.
-
Hayvancılıkta İthalata Devam
Hayvancılık en çok konuşulan, bir o kadar da çaba sarf edilen bir alan olarak; ama her şeye rağmen hala daha istenen kadar yol alınmamış durumda. 10 yılda 140 milyar teşvik verilmiş… sonrası yok!.. soran yok!. Eden yok!. Konu bu haliyle, gündemdeki yerini korumaya devam etmektedir. Üniversite kürsülerinden iş çevrelerine, Kalkınma Planları, hükumet programlarına kadar; hatta sivil toplumun da sürekli gündeminde olmasına rağmen “bir dokun, bin ah işit” tarzı vaziyetler ortadadır.
-
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin İlk Bütçesi
2019 yılı bütçesi başkanlık sisteminin ilk bütçesi olarak hazırlandı. Anayasa ve TBMM içtüzüğünde yapılan düzenlemelerden sonra bütçenin hukuki yanı da sağlanmış oldu. Yine mali yıldan 75 gün önce meclise sunulan bütçe “ekonomik türbülans” aşamasının en yoğun olduğu günlerin “gölgesi altında” meclise sunuldu. Gerek OVP (Orta Vadeli Program) yerine açıklanan YEP (Yeni Ekonomik Program), gerekse Enflasyonla mücadele programı yeni bütçeden daha fazla ilgi görmüş oldu.
-
Nobel Ekonomi Ödülü Hem Çevre Hem Ar-Ge'ye
2018 Nobel Ekonomi ödülleri tekrar ABD’de kaldı. Yine iki akademisyen, yine Amerikalı akademisyenler William D. Nordhaus ve Paul M. Romer bu seneki ödülün sahibi oldular.. Yale’de Profesör olan Nordhaus, “Yeşil Büyüme”den hareketle “iklim değişikliği” ve “Çevreye Duyarlı” büyümenin önemini vurguladı. Eski bir Dünya Bankası Baş Ekonomisti olan Romer ise “teknolojik yenilikleri” uzun vadeli makroekonomik analizlere entegre ederek Nobel ekonomi ödülünün sahibi oldular.
-
KARŞIYAKA BELEDİYE BAŞKANI HÜSEYİN MUTLU AKPINAR KANAL İZMİR TV EKRANLARINDA...
CHP İzmir Teşkilatının her kademesinde görev yapan ve daha sonra parti yönetimi tarafından 2014 yılında Karşıyaka Belediye Başkanlığına aday gösterilen ve büyük bir oyla seçilen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, 4.5 yıllık icraatlarını, Projelerini yeni hedeflerini ve yerel seçimlerde nereden aday olmak istediğini Kanal İzmir TV "Gündem Özel" programında Rıdvan Akgün'e anlatıyor...
-
SİYASETTE YÜKSEK TANSİYON SİYASET BİLİMCİ ZEKİYE SEDA SÖNMEZ İLE POLİTİK GÜNDEM'DE...
Kanal İzmir TV Politik Gündem programında her Çarşamba günü saat 16:00'da, haftanın öne çıkan siyasi ve ekonomik gelişmeleri Siyaset Bilimci Zekiye Seda Sönmez ve Ra Grup Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Rıdvan Akgün ile birlikte masaya yatırıyorlar.
-
Ekonomi Politikalarına “Dalgakıran” Etkisi
Ekonomide bireylerden firmalara, devletlerden uluslararası örgütlere hatta sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin sonuç doğurucu bir takım eylemleri olur. Haliyle her bir karar biriminin de davranışlarıyla, uygulanan politikalar üzerinde mutlaka bir etkisi olacaktır. O yüzden ekonominin psikolojik yanı her daim ön plandadır. Ne olursa olsun “anlatılabilmelidir…”
-
OVP'den YEP'e beklentiler ve Çıkış
Türkiye’nin özellikle Ağustos başından beri yaşamış olduğu Kur(t) Kapanında, sorumluluk adeta, Merkez Bankasına yüklenmişti. Ancak onun da elindeki araçların etkinliğinin de “bir yere kadar” olduğunu kabul etmek lazım. Operasyonel politikaların arkasında yön verici ve belirli hedeflere odaklanmış plan ve programlar yoksa; hakikaten yapılan işler “iyi niyetli girişimler” olmaktan öteye geçemiyor.
-
Merkez Bankası “Ekonomisi”
-
Merkez Bankası Faizleri Piyasa Faizlerinin Altında Kalırsa
Önce Merkez Bankasının pozisyonuna bakalım. Merkez Bankaları, demokratik ülkelerin etkin kurumlarından birisi olarak görülmektedir. Bu etkinlik hükümete yön vermek olarak değil, hükümet politikalarını desteklemek şeklinde gerçekleşmektedir. Sonuçta siyasi iktidar, siyasi sorumluluk almış bir yönetim olarak, kendi atadığı bir Merkez Bankası başkanının, “bağımsızlık” gerekçesiyle, ne derece kendi bildiğince davranmasını ister?
-
Beril ile Bilim ve Farkındalık programı uzman konuklarıyla Kanal İzmir TV ekranlarında...
DEÜ Öğretim Görevlisi Beril Yaşar'ın her hafta salı günleri saat 16:00'da hazırlayıp sunduğu "Beril ile Bilim ve Farkındalık" programının bu hafta ki konuğu DEÜ Öğretim Üyesi Anatomi Profesörü Prof. Dr. İpek Ergür olacak.
-
TL’ye Kur(t) Kapanı
Rus uçağı düşürülmesi (24 Kasım 2015) ve 15 Temmuz döneminde, 1 TL 35 ABD kuruşu (Cent) iken bugün bu değer, darbe girişimi döneminin de yarısına düşmüştür. 1TL 18 Cent civarındadır. Türk Lirasının son 5 yılda dolar karşısındaki değer kaybı %70’e yakındır. Bu kaybın büyük kısmı, yılbaşından bu yanadır. Son 8 ayda TL, dolar karşısında, %60 değer kaybetmiştir. Adını “kur atağı” veya “kur(t) kapanı” olarak söyleyebileceğimiz bütün her şey yaşanmaktadır.
-
DOLARIN KESTİRMEDEN ÇIKIŞI YOK...
Ekonomi kendi gündemi ile devam ediyor. İlk konu şüphesiz “dolar.” Engellenemeyen bir yükseliş, durdurulamayan bir gidişten söz etmek mümkün. Milli paranın bu denli “kuşatılması” ve saldırılara açık hale gelmesi, sadece bugünün konusu olamaz: Bu bir birikimdir. Şüphesiz buna ilk tepkiyi piyasa verecektir. Pazarcı esnafından büyük şirketlere, işçi-memur her yerden bir ses mutlaka gelir…
-
Çin – ABD Arasında “Güç Geçişleri”
-
SEÇİMDEN SONRA "AK GÜNLER Mİ?"
-
İTALYAN SEÇMENE PİYASA BASKISI
-
Maden İhracatında hedef 6 Milyar Dolar
Maden ihracatı ocak ayında yüzde 19.36 artarak 391,5 milyon dolar oldu Maden sektöründeki ihracat artışını değerlendiren İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Aydın Dinçer “2018 hedefimiz 6 milyar dolar. Madenleri işletmek icin gerekli izinlerin alınma süreçlerini hızlandırabilirsek ekonomimizin ana damarlarından biri olan sektörümüz, daha da gelişerek cari açığa pozitif katkısını artırarak sürdürecektir” dedi.
-
Güven dediğimiz şey
Güven olmadan olmaz… Güven, hem bireyler için hem de kurumlar için temiz hava gibidir. Ortam kirlendikçe nefes almak, bir şeyler yapmak nasıl zorlaşıyorsa; güvenin düştüğü bir ortamda doğal olarak “ot bitmeyecek”, “yaprak dahi kımıldamayacaktır.” Kişilerin birbirine güvenmediği, kurumların, üreticilerin ve tüketicilerin hatta kimsenin birbirine itimadının olmadığı bir ortamdan daha kötüsü düşünülemez.
-
YERLİ ARABA "HİKAYE" OLMAKTAN ÇIKMALI
-
DÜNYADA SERVETİN YÖNÜ
-
Kutsanan Siyaset Ekonomisi: Katar’a Ambargo
-
Mülteci Sandık Meğer Gelenler “İnsanmış (!)”
-
Yeni Türkiye'de eski hesaplar!