Alzheimer sadece hastanın değil, hasta yakınlarının da hayatını zorlaştırıyor. Hastanın bellek, dikkat ve dil gibi işlevlerinde bozulmalara yol açan Alzheimer, kişinin ilişkilerini ve iletişimini de olumsuz etkiliyor. Burada hastaya bakan yakınları ve bakım verenlere de önemli görevler düşüyor.
Özel bir üniversitede Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı olarak görev yapan Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, Alzheimer hastalığının kişide bir yandan bellek, dikkat, dil gibi işlevlerde bozulmaya yol açarken diğer yandan da kişinin kendisiyle ve etrafıyla ilgili algısını bozduğunu ve davranış bozuklukları için zemin yarattığını söyledi.
Hastalık sürecinde hasta yakınlarının da etkilediğini ifade eden Prof.Dr. Tanrıdağ, “Hasta, bu zeminde yaşananları aklında tutamaz, kendisine söylenilenlere dikkat edemez ve derdini tam anlatamaz. Diğer yandan da sosyal norm ve kurallardan uzaklaşabilir, kendi davranışlarını değerlendiremez ve denetleyemez. Çoğu zaman da onları normal kabul eder” dedi.
Empati kurmaya çalışın!
Prof. Dr. Tanrıdağ, Alzheimer hastalarının yakınlarına hastayla iletişim kurarken bazı görevler düştüğünü belirterek şu önerilerde bulundu:“Her şeyden önce kendinize şu soruyu sormalısınız: Eğer Alzheimer hastası o değil de ben olsaydım nasıl ilgi beklerdim? Sevgiyle, anlayışla, sabırla mı karşılanmak isterdim, yoksa ilgisizlik ve kabalık mı görmek isterdim?
Sabırlı olun!
Hastanız anlattıklarınız ya da ondan istedikleriniz konusunda kolaylıkla karmaşaya girebilir. Eğer bu tür bir sıkıntı hissediyorsanız isteklerinizi farklı yöntemlerle anlatmaya çalışmalısınız. Bunları yaparken asla fiziksel bir zorlama içine girmeyin. Bunu yaparken iyi niyetli olsanız bile onun tarafından kendisini zorlama olarak algılanabilir.
Anlayışlı olun ve tartışmayın!
Hastanız 1958 yılında olduğunu ya da sizin onun annesi olduğunuzu ileri sürebilir. Siz ona 2017 yılında olduğunuzu ve annesinin de uzunca bir süre önce öldüğünü söylemeye kalktığınızda o önce şaşıracak ilerlemiş bir hasta değilse yanlış söylediğini anlayarak üzülecek ya da ilerlemiş bir hastaysa söylediklerinde ısrarcı olacak ve sizin neden böyle söylediğinizi anlamayacak belki de kızacaktır. Her iki durumda da hastayla iletişiminiz başarısız olacaktır.
Konuştuğu konunun bütünlüğünü bozmayın!
Alzheimer hastalığında kayıt zorluğu olduğundan siz ona doğruları söylemiş olsanız da o bunları aklında tutamayacaktır. Bu bakımdan hastanın yanlışlarının düzeltilmesinin ve bunlar üzerinden hastayla tartışmanın bir yararı yoktur. Hastanızla zaman ve mekan kavramlarını gündeme getirmeden rahatlıkla konuşmaya çalışın. Eğer o eskilerden bugğnmüş gibi söz ediyorsa onunla o konuşmanın içine girerek sürdürün. Konuştuğu konunun bütünlüğünü bozmayın. Zaman zaman espriler yapın.
Müzik dinletin
Hastanızı yapmaktan hoşlanmadığı şeyler konusunda zorlamayın! Çoğu hasta yakını bulmaca çözmenin yararlı olacağını düşünerek hastalarını saatler boyu bulmaca yapmaları için zorlamaktadır. Bulmaca çözmenin ispatlanmış bir yararı ve mantıksal dayanağı yoktur. Bu bakımdan bu zamanın dışarıda ya da evin içinde müzik dinlemek ya da ilgi çekici şeyler seyrettirilerek geçirilmesi hasta için daha uyarıcı olacaktır.
Hastanızın ilaçlarını kendi başına almasına izin vermeyin!
Hafif orta evrede bulunan çoğu hasta ilaçlarını düzenli bir şekilde alabileceği iddiasında bulanabilir. Hatta bu iddia bir kısmı için doğru olabilir. Ancak genel bir prensip olarak unutkanlık ve dikkat azlığı yakınmaları olan hastaların kendi ilaçlarını kendilerinin alması sakıncalıdır. Bunun dışında bazı hastalar ilaçlarını aldıklarını söyleyerek onları halıların altına saklar ya da çöpe atarlar.
Hastalarınızın yanında huzurevi ihtimalinden söz etmeyin!
Alzheimer hastalığı sırasında yaşanan kayıplar, hastaları önceden olduğundan daha fazla duygusal ve alıngan yapar. Bu nedenle onların geleceğiyle ilgili tahminleri, bir seçenek olarak huzurevi ihtimalini onların yanında dile getirmeyin! Bu sözleri duyan hastalardan en azından bir bölümü, sizin onların ölümünü istediğinizi ya da kendilerinden kurtulma planları yaptığınızı sanabilirler.”
YORUMLAR