Bitlis'te, pandemi hastanesinde görev yapan kadın doktorlar, salgının başladığı günden bu yana yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleye büyük katkı sunuyor.
Pandemi hastanesine dönüştürülen Bitlis Tatvan Devlet Hastanesinde görev yapan doktorlardan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Safiye Nur Özcan ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Akşit Yaşar, hastalara şifa olabilmek için ter döküyor.
Kovid-19 tanısı konulan hastaları iyileştirmek için gece gündüz demeden canla başla çalışan kadın doktorlar, Kovid-19 salgınıyla mücadelede yaşadıkları zorluklara rağmen hastalara nefes olmaya çalışıyor. Doktorlar, virüsün daha fazla yayılmaması ve insanların hayatını kaybetmemesi için herkesten kurallara uymasını istiyor.
Kovid-19'u atlattıktan sonra göreve dönen Dr. Hacer Akşit Yaşar, 9 aydır mesailerinin büyük bir bölümünü salgınla mücadeleye ayırdıklarını söyledi.
Ekip olarak gece gündüz demeden hastaların tedavisi ve takibini yaptıklarını, alınan tedbirlerle süreci kontrol altında tutmaya çalıştıklarını aktaran Yaşar, şunları kaydetti:
"Büyük şehirlerdeki hastanelerde hangi tedaviler veriliyorsa burada da aynı tedavi uygulanıyor. Laboratuvarımızda testlerden hızlı sonuç alıyoruz. Bitlis halkının içi rahat olsun, onların sağlığı bize emanet. Sağlık çalışanları çok ciddi emek sarf ediyor. Bizim de ailemiz, çocuklarımız, yaşlılarımız var. Bu hastalığı onlara bulaştırma endişesi yaşıyoruz. Bu süreçte kaybettiğimiz sağlık çalışanlarımız da oldu. Her açıdan zorlandığımız bir süreç yaşıyoruz."
Hem kendilerini hem de ailelerini korumak için çok hassas davrandıklarını anlatan Yaşar, "Anne ve babamı korumak adına uzun süredir onları görmüyorum. Ben de bu hastalığı geçirdim. Eşim de doktor. Küçük bir çocuğum var. Eşimle göreve başladık. Ortada ciddi fedakarlıklar var. Bu süreci daha az zararla atlatmak için lütfen halkımız da kurallara uysun. Maske, mesafe ve hijyene dikkat etmelerini istiyoruz. Hastaları kaybettiğimiz zaman çok üzülüyoruz." diye konuştu.
"İnsanlar rehavete kapılmış gibi"
Dr. Safiye Nur Özcan ise Kovid-19 sürecinde çok zorlandığı zamanların olduğunu ancak eşinin, ailesinin ve meslektaşlarının desteğiyle bu süreci atlattığını belirtti.
Zamanının büyük bölümünü hastalarına ayırdığı için ailesiyle yeteri kadar ilgilenemediğini anlatan Özcan, şöyle konuştu:
"Eşim bana çok destek oldu, evde işleri paylaştı. İş yerinde yükümüz arttığı için eve daha az vakit ayırıyoruz. O yüzden eşim hep mutfağa girdi. Son zamanlarda insanlar rehavete kapılmış gibi. Gençler arasında testleri pozitif çıkan çok fazla hasta var. Birçok kişi, 'arkadaşım ve ailemden biri geçirdi, bir şey olmadı, bana da bir şey olmaz' diye düşünüyor ancak burada akciğerlerinde ciddi hastalığı olan hastaları takip ediyoruz. Kaybettiğimiz hastalar var."
Virüsle ilgili hala bilinmeyen bir çok konunun olduğunu, enfeksiyon sonrası nelerin değişeceği konusunda bir fikirlerinin bulunmadığını aktaran Özcan, "Her geçen gün yeni bir yayın çıkıyor. Akciğer dışı kalp, sinir sistemi ve farklı organları tutabileceği, sonrasında farklı sıkıntılar kalabileceğini görüyoruz. O yüzden kimsenin rehavete kapılmaması, genç, yaşlı ve herkesin maske, mesafe ve hijyene dikkat etmesi gerekiyor. Kadın olarak biraz daha duygusalız. Bazen odama geçip ağladığım zamanlar oluyor. Burada hayatını kaybeden eşler oldu. Çocukları kötü olan insanları görünce üzülüyoruz. Dışarıda hiçbir şey yokmuş gibi davrananları gördüğümüzde kendimizi kötü hissediyoruz." ifadelerini kullandı.
Bitlis Tatvan Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Emine Kübra Dindar Demiray, sağlık çalışanlarının, Kovid-19 sürecinin en önemli kahramanları olduğunu belirterek, salgının daha fazla can yakmaması için herkesten maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına daha sıkı uymasını istedi.
YORUMLAR